2021/99 K. 2022/1124 T. 5.10.2022

VDDK., E. 2021/99 K. 2022/1124 T. 5.10.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/99
Karar No.: 2022/1124
Karar tarihi: 05.10.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/99

Karar No : 2022/1124

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, … Lojistik Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketinin 2005 yılının Nisan ilâ Aralık dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ile gecikme faizi ve 2006 yılına ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih (…) sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Olayda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ alındısında "Gösterilen adreste adı geçenin taşındığı … beyanından anlaşılmıştır - iade" ibaresinin bulunduğu, başkaca bir açıklamaya yer verilmediği, ayrıca şirketin adresinde bulunamadığına ilişkin olarak 22/10/2012 tarihli adres tespit tutanağının düzenlendiği görülmektedir.

Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine ilişkin tebliğ zarfının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinde belirtilen kişilerce tutanak haline getirilmemesi ve adres tespit tutanağının ödeme emri ile ilgisinin kurulmaması nedeniyle şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ilânen tebliğinin usulüne uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda, şirket hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Mahkeme bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 12/02/2020 tarih ve E:2016/7222, K:2020/644 sayılı kararı:

Dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin 05/10/2012 tarihinde şirketin iş yeri adresinde tebliğe çalışıldığı, tebliğ alındısına imzası bulunmayan … isimli şahsın beyanına istinaden şirketin taşındığına ilişkin şerh düşüldüğü, ilgili şahıs hakkında başkaca bir bilginin yer almadığı, 22/10/2012 tarihinde düzenlenen adres tespit tutanağı ile şirketin adresten taşındığı ve yeni adresinin bilinmediği hususunun mahalle muhtarı ve yoklama memuru imzasıyla tespit edildiği, bahse konu tutanakta şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğine ilişkin herhangi bir ifadenin yer almadığı görülmüştür.

Olayda, makul süre içerisinde iş yeri adresine ikinci defa gidildiği ve adres tespit tutanağıyla şirketin iş yerinden taşındığının tespit edildiği anlaşılmıştır.

Ödeme emrinin söz konusu tutanakla ilişkilendirilip ilişkilendirilmemesinin fiili durumu ortadan kaldırmayacağı, bir başka deyişle tutanakta ilişkilendirme emaresi bulunsa dahi adresten taşınma nedeniyle tebliğin fiili imkansızlık nedeniyle yapılamayacağı açıktır.

Bu itibarla, 213 sayılı Kanun'un öngördüğü anlamda ilanen tebliğ şartları sağlandığından, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine ilişkin olarak yapılan ilanen tebliğin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Asıl borçlu şirketin iş yeri adresinde bulunamadığının usulüne uygun olarak düzenlenmiş adres tespit tutanağı ile tespit edilmesi karşısında olayda şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ilanen tebliğine ilişkin şartların gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 104. maddesine uygun biçimde ilanen tebliğ edilip edilmediği de dahil olmak üzere dava konusu ödeme emrinin hukuka uygunluğunun diğer hususlar yönünden incelenerek karar verilmek üzere ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

Öte yandan, bozma kararı üzerine yapılacak incelemede davacının söz konusu borçtan sorumluluğu da değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.