2022/1393 T. 16.11.2022

VDDK., E. 2022/1352 K. 2022/1393 T. 16.11.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2022/1352
Karar No.: 2022/1393
Karar tarihi: 16.11.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2022/1352

Karar No : 2022/1393

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından 19/08/2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun'un 3. maddesi kapsamında yapılan başvuru neticesinde tahakkuk eden vergi, ceza ve gecikme faizinden oluşan borcun, yapılandırılması istenilen vergi asıllarının %50'sini aşan kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı adına muhtelif dönemler için re'sen katma değer vergileri tarh edilmiş ve vergilerin üç katı tutarında vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.

Anılan vergi ve cezaların kaldırılması istemiyle açılan davalarda katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları yönünden davalar reddedilmiş, vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımları kaldırılmıştır.

Taraflarca anılan kararlar temyiz edilmiş, davacının yürütmenin durdurulması istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17/12/2015 tarihli kararları ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Temyiz aşaması henüz sonuçlanmamışken davacı tarafından 24/11/2016 tarihli dilekçe ile anılan dosyalara konu vergi borçları için 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesi kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunulmuştur.

Davacının yapılandırma başvurusu kabul edilmek suretiyle vergi asılları, verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ve hesaplanan gecikme faizlerini içeren tahakkuk fişleri düzenlenmiştir.

Davacı tarafından vergi dairesine sunulan 08/12/2016 tarihinde kayda giren ihtirazi kayıt dilekçesinde yapılandırma başvurusuna istinaden 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi kapsamında hesaplama yapılarak ödenecek tutarın belirlendiği, oysa ki Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından verilen ilk derece mahkemesi kararlarının yürütmesinin durdurulmasına dair kararlar esas alınmak suretiyle anılan Kanun'un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca yalnızca vergi aslının %50'sinin tahakkuk ettirilmesi gerektiği belirtilmiş ve sonrasında bakılmakta olan dava açılmıştır.

6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinde kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacakların yapılandırılmasına ilişkin usul açıklanmış olup tahakkukların hesaplanmasında, yapılandırmaya konu alacağa karşı dava açma süresinin geçmemiş olması veya ilk derece yargı merciinde dava açılmış olması; kanun yollarına başvurulmuş veya süresi geçmemiş olması şartıyla uyuşmazlık hakkında verilen son kararın terkin yönünde olması; kanun yollarına başvurulmuş veya süresi geçmemiş olması şartıyla uyuşmazlık hakkında verilen son kararın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin olması durumlarına göre üç farklı hesaplama yöntemi gösterilmiştir.

Öte yandan, uyuşmazlık hakkında verilen en son kararın bozma veya kısmen onama, kısmen bozma kararı olması halinde de uygulanacak yöntem, anılan yöntemlere atıf suretiyle gösterilmiştir.

Dolayısıyla anılan Kanun uyarınca, yapılandırmaya konu alacağa karşı dava açılmış olması durumunda uyuşmazlığın ilk derece yargı merciinde görülmeye devam ettiğinin veya karar verilmiş ise işin esası hakkında verilen terkin, tasdik veya tadilen terkin, onama veya kısmen onama, kısmen bozma kararlarının dikkate alınması suretiyle tahakkukların tespit edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

İlk derece mahkemelerinin kararlarının yürütmesinin durdurulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 52. maddesinde düzenlenmiş olup niteliği gereği temyiz veya istinaf incelemesini sona erdirmeyen ara karar niteliğindedir.

İlk derece mahkemesinin davanın reddi yolunda verilen kararının yürütmesinin durdurulması isteminin kabul edilmesi ile ilk derece mahkemesi kararı uyarınca yapılacak işlemler durdurulmuş olsa da kanun yolu incelemesi ancak bozma, onama veya kısmen onama, kısmen bozma kararı ile sona ermekte ve ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuki varlığı ancak bozma kararı ile son bulmaktadır.

Öte yandan 6736 sayılı Kanun'un sonuç bağladığı kararlar, yukarıda da izah edildiği üzere uyuşmazlığın bulunduğu yargılama aşamasına son veren nihai nitelikteki kararlar olup bunlar sayma yoluyla gösterilmiştir.

Olayda, yapılandırmaya konu vergi borçları hakkında verilen ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı ve … tarih ve E: …, K:… sayılı kısmen kabul kısmen ret kararlarına ilişkin olarak Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından 17/12/2015 ve 28/01/2016 tarihli yürütmenin durdurulması kararları verildiği ancak davacının yapılandırma başvuru tarihi itibarıyla temyiz başvurusu hakkında esasa ilişkin karar verilmediği görüldüğünden, davalı idare tarafından ilk derece mahkemesi kararlarının dikkate alınması suretiyle tesis edilen uyuşmazlık konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Her ne kadar davacının yapılandırma başvurusu üzerine davalı idarece ilk derece mahkemesince verilen kararlar dikkate alınmak suretiyle tahakkuk fişleri düzenlenmiş ise de mahkeme kararlarının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası hakkında Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen yürütmenin durdurulması yolundaki kararlar esas alınmak suretiyle işlem tesis edilmesi gerektiği açıktır.

Bu nedenle uyuşmazlık konusu işlemde ve davanın reddi yolunda verilen istinafa konu kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle davacının istinaf istemini kabul ederek ilk derece mahkemesi kararını kaldırdıktan sonra uyuşmazlık konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 23/09/2021 tarih ve E:2018/4430, K:2021/4251 sayılı kararı:

6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinde Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla temyiz yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlarında, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın bulunduğu en son safhadaki tutarın esas alınacağı; Kanun'un yayımlandığı 19/08/2016 tarihinden önce verilmiş en son kararın tasdike ilişkin karar olması halinde (2) numaralı fıkranın (b) işaretli bendine göre hesaplama yapılacağı, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde (1) numaralı fıkra hükmünün uygulanacağı düzenlenmiştir.

İlk derece mahkemelerinin kararlarının yürütmesinin durdurulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 52. maddesinde düzenlenmiş olup niteliği gereği temyiz veya istinaf incelemesini sona erdirmeyen ara karar niteliğindedir.

İlk derece mahkemesinin davanın reddi yolunda verilen kararının yürütmesinin durdurulması isteminin kabul edilmesi ile ilk derece mahkemesinin kararı uyarınca yapılacak işlemler durdurulmuş olsa da kanun yolu incelemesi ancak bozma, onama veya kısmen onama, kısmen bozma kararı ile sona ermekte ve ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuki varlığı ancak bozma kararı ile son bulmaktadır.

6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, verilen en son kararın bozma kararı olması halinde (1) numaralı fıkra hükmünün uygulanacağı düzenlendiğinden ve yürütmenin durdurulması kararı bu kapsamda bulunmadığından davacının yapılandırma başvurusu üzerine 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi kapsamında tesis edilen tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu nedenle davanın reddi yolunda verilen karara yöneltilen istinaf istemi kabul edilerek vergi mahkemesi kararı kaldırdıktan sonra davanın kabulü yolunda verilen temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Dava Dairesi, ilk kararda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının yapılandırma başvuru tarihi itibarıyla temyiz başvurusu hakkında esasa ilişkin karar verilmediğinden, ilk derece mahkemesi kararlarının dikkate alınması suretiyle tesis edilen uyuşmazlık konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Davacının yapılandırma başvurusu üzerine 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi kapsamında hesaplama yapılarak ödenecek tutarın belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden temyize konu kararın yapılandırma başvurusuna istinaden 6736 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca yapılan hesaplamanın Kanun'a uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususu incelenerek karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı adına muhtelif dönemler için re'sen katma değer vergileri tarh edilmiş ve vergilerin üç katı tutarında vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.

Anılan vergi ve cezaların kaldırılması istemiyle açılan davalarda katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları yönünden davalar reddedilmiş, vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımları kaldırılmıştır.

Taraflarca anılan kararlar temyiz edilmiş, davacının yürütmenin durdurulması istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17/12/2015 ve 28/01/2016 tarihli kararları ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Temyiz aşaması henüz sonuçlanmamışken davacı tarafından 24/11/2016 tarihli dilekçe ile anılan dosyalara konu vergi borçları için 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesi kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunulmuştur.

Davacının yapılandırma başvurusu kabul edilmek suretiyle vergi asılları, verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ve hesaplanan gecikme faizlerini içeren tahakkuk fişleri düzenlenmiştir.

Davacı tarafından vergi dairesine sunulan 08/12/2016 tarihinde kayda giren ihtirazi kayıt dilekçesinde yapılandırma başvurusuna istinaden 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi kapsamında hesaplama yapılarak ödenecek tutarın belirlendiği, oysa ki Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından verilen ilk derece mahkemesi kararlarının yürütmesinin durdurulmasına dair kararlar esas alınmak suretiyle anılan Kanun'un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca yalnızca vergi aslının %50'sinin tahakkuk ettirilmesi gerektiği belirtilmiş ve sonrasında bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinde Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla temyiz yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlarında, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın bulunduğu en son safhadaki tutarın esas alınacağı; Kanun'un yayımlandığı 19/08/2016 tarihinden önce verilmiş en son kararın tasdike ilişkin karar olması halinde (2) numaralı fıkranın (b) işaretli bendine göre hesaplama yapılacağı, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde (1) numaralı fıkra hükmünün uygulanacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davacı, 2010 yılının Haziran ilâ Aralık dönemleri ile 2011 yılının Ocak, Şubat, Nisan ve Ağustos dönemleri için tarh edilen katma değer vergileri ve vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarını dava konusu etmiştir. Vergi Mahkemesi davaları katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları yönünden reddetmiş; cezaların, vergilerin bir katını aşan kısımlarını kaldırmıştır. Davacı, kararların davanın reddine ilişkin hüküm fıkralarını temyiz etmiş ve yürütmenin durdurulması isteminde bulunmuştur. Danıştay Dokuzuncu Dairesi 17/12/2015 ve 28/01/2016 tarihli kararlarıyla yürütmenin durdurulması talebini kabul etmiştir.

Temyiz aşamasında, mahkeme kararlarının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ve 2577 sayılı Kanun'un 52. maddesinin (1) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesi uyarınca dava konusu tarhiyat ve ceza kesme işlemlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi, vergi idaresinin tahsil işlemlerine devam etmesini engelleyici nitelikte olup yürütmenin durdurulması kararının etkisi temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar tarhiyat ve ceza kesme işlemlerinin icralığını askıya almakla sınırlıdır. Dolayısıyla bu kararın temyiz incelemesini nihai olarak sonuçlandıran bozma kararının etki ve sonuçlarını doğurmasına yasal olanak bulunmamaktadır.

6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, verilen en son kararın bozma kararı olması halinde (1) numaralı fıkra hükmünün uygulanacağı düzenlenmiş olup yürütmenin durdurulması kararı bu kapsamda bulunmamaktadır.

Bu nedenle, davacının yapılandırma başvurusu üzerine 6736 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi kapsamında hesaplama yapılarak ödenecek tutarın belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddi yolunda verilen karara yöneltilen istinaf istemini kabul ederek kararı kaldırdıktan sonra davanın kabulü yolunda verilen Vergi Dava Dairesi kararının yapılandırma başvurusuna istinaden 6736 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca yapılan hesaplamanın Kanun'a uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususu incelenerek karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

16/11/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.