2022/36 K. 2022/2101 T. 14.2.2022

11. CD., E. 2022/36 K. 2022/2101 T. 14.2.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2022/36
Karar No.: 2022/2101
Karar tarihi: 14.02.2022
 

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.11.2021 tarih ve 2021/4109 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24.12.2021 tarih ve KYB-2021/139709 sayılı ihbarname ile;

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan sanık ...'nin, anılan Kanun'un 359/b, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43 ve 62. (4'er kez) maddeleri gereğince 4 kez 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/06/2015 tarihli ve 2013/537 esas, 2015/398 sayılı kararının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 26/09/2019 tarihli ve 2016/7211 esas, 2019/6723 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama neticesinde sanığın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43 ve 62. (4'er kez) maddeleri gereğince 4 kez 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2020 tarihli ve 2019/607 esas, 2020/845 sayılı kararının "Sanığın anılan suçu nedeniyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/06/2015 tarihli kararı ile 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair karar verilmesini takiben, anılan kararın Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 26/06/2019 tarihli ilamı ile bozulduğu, ancak Mahkemenin kararına karşı sadece sanık tarafından temyize başvurulduğu, aleyhe temyiz yoluna başvurulmadığı ve söz konusu kararın da sanık aleyhine bozulmadığı, bu halde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri" başlıklı 307/5. maddesinde yer alan, "Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz." şeklindeki düzenleme uyarınca Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 08/12/2014 tarihli ilamından önce tayin olunan cezanın sanık lehine kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilmeden, yeniden kurulan hükümde netice cezanın 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası yerine, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,

Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

İncelenen dosya içeriğine göre; Dairemizin 26.09.2019 tarihli, 2016/7211 Esas ve 2019/6723 Karar sayılı bozma ilamından önce verilen ve yalnızca sanık tarafından temyiz edilen Mahkemenin 25.06.2015 tarihli 2013/537 Esas ve 2015/598 Karar sayılı kararında, sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçundan 213 sayılı VUK‘nin 359/b, TCK'nin 43/1, 62/1. maddeleri gereğince “2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yılları“ için ayrı ayrı hükmolunan "2 yıl 13 ay 15 gün" hapis cezalarının, 1412 sayılı CMUK'nin 326/son maddesi uyarınca sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası her takvim yılı için "3 yıl 1 ay 15 gün" hapis cezasına hükmedilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 22.12.2020 tarihli 2019/607 Esas ve 2020/845 Karar sayılı mahkûmiyet hükümlerinin CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkralarına ayrı ayrı “5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek cezanın 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına indirilmesine" ibaresinin eklenmesine, diğer hususların yerinde bırakılmasına, infazın bu miktar üzerinden gerçekleştirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 14.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.