2022/944 K. 2022/1047 T. 5.10.2022

VDDK., E. 2022/944 K. 2022/1047 T. 5.10.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2022/944
Karar No.: 2022/1047
Karar tarihi: 05.10.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2022/944

Karar No : 2022/1047

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ

İSTEYEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - ...

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 09/02/2022 tarih ve E:2020/1119, K:2022/78 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI: Yasal defter ve belgelerin ibraz edilmesinin istenilmesine ilişkin yazının 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan kurala aykırı olarak düzenlenmesi ve tebliğ edilmesinin hukuka aykırı düştüğü, 5811 sayılı Kanun uyarınca beyan edilen ve ödenen verginin, vergi incelemesi sonucunda re'sen tarh edilen vergiye mahsup edilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek adına salınan vergi ve kesilen cezalarda hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek Kurul kararının düzeltilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Israr hükmü, dava konusu cezalı tarhiyat yapılırken 5811 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (5) numaralı fıkrasında öngörülen mahsup işleminin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı yönünde vergi inceleme raporundaki değerlendirmenin, dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka uygunluğunun denetimi kapsamında mahkemece incelenip incelenemeyeceğine ilişkindir.

Davacı tarafından karar düzeltme dilekçesinde vergi mükellefiyetine mesnet faaliyete 2007 yılında son verildiği ve 2009 yılına ilişkin 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilen verginin beyan tarihi ve hesaplanan verginin ödendiği tarihte herhangi bir faaliyetinin olmaması nedeniyle defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığı iddia edilmiş ve 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilen verginin herhangi bir şart aranmaksızın adına salınan cezalı tarhiyattan mahsup imkanının bulunduğu ileri sürülmüştür. Söz konusu iddia 5811 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının son cümlesine dayandırılmıştır.

5811 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, Türkiye'de bulunan varlıkların beyanına ilişkin olmasına karşın davacı tarafından yurt dışında bulunan varlıklarına dair beyannamenin aynı Kanun'un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca verildiği, diğer taraftan, anılan Kanun'un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 173. maddesinde sayılan defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gerçek ve tüzel kişilere yönelik olduğu, beyan edilerek ödenen verginin mahsup edilebilmesi için 5811 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (7) numaralı fıkrasında öngörülen şartların gerçekleşmiş olması gerekiren davacı tarafından bu durumu kanıtlar nitelikte herhangi bir belgenin sunulmadığı hususları birlikte dikkate alındığında davacının anılan iddiası yerinde görülmemiştir.

Bu durumda, vergi inceleme elemanınca 5811 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (5) numaralı fıkrasında öngörülen mahsup imkânından yararlanılamayacağına ilişkin değerlendirme dava konusu vergi ve cezaları hukuka aykırı kılacak bir sebep teşkil etmemektedir.

Mahkemece cezalı tarhiyatın hukuka uygunluğu henüz 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun'un birinci maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkrası kapsamında ve diğer yönlerden incelenmemiştir. Bu nedenle Vergi Mahkemesince dava konusu cezalı tarhiyatın, 5604 sayılı Kanun'un birinci maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkrası ve diğer yönlerden hukuka uygunluğu incelenerek yeniden karar verileceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, dilekçede ileri sürülen nedenler karar düzeltme isteminin kabulünü gerektirir nitelikte bulunmadığından davacının karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmelerini gerektiren nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasında gösterilmiş, aynı maddenin (2) numaralı fıkrasında ise daire ve kurulların kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen nedenlerle bağlı oldukları belirtilmiş bulunmaktadır.

Dilekçede ileri sürülen düzeltme nedenlerinin anılan maddede sayılan nedenlere uymadığı anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

Karar düzeltme isteminin REDDİNE, 05/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X -

KARŞI OY

Karar düzeltme isteminin, düzeltilmesi istenen Kurul kararının (X) işaretli "Karşı Oy"unda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca kabulü ile Kurul kararının kaldırılmasından sonra temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.