2023/344 K. 2023/431 T. 26.4.2023

VDDK., E. 2023/344 K. 2023/431 T. 26.4.2023

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2023/344
Karar No.: 2023/431
Karar tarihi: 26.04.2023
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2023/344

Karar No : 2023/431

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Ticaret Anonim Şirketi - … Anonim Şirketi - … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi İş Ortaklığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Toplu Konut İdaresi Başkanlığının … ihale kayıt numaralı "Muş Merkez ... Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi 715 Adet Konut, 1 Adet Cami, 115 Adet Ticari Birim ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi"ne ilişkin ihale uhdesinde kalan davacı tarafından, sözleşmenin imzalandığı 26/11/2014 tarihinden 22/12/2016 tarihine kadar olan süreçte bu işe ilişkin 18 adet hak edişten kesinti yapılmak suretiyle tahsil olunan 519.584,13 TL damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile söz konusu tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, anılan Kanun'a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Kanun'a ek (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve diğer kâğıtlar" başlıklı bölümünde yer alan "1. Makbuzlar:" alt başlığı altındaki (a) bendinde, resmî daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle kişiler tarafından resmî dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmî daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kâğıtlar nispi damga vergisine tabi tutulmuştur.

Olayda, davacı tarafından, düzeltme başvurusuna ilişkin dilekçede, ihale konusu işin, 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında olduğunun, şikayet dilekçesi ile dava dilekçesinde ise 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesi kapsamında olduğunun iddia edilmesi nedeniyle 31/10/2017 tarihli ara kararı ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığından ihtilaf konusu işin hangi kanun kapsamında olduğu sorulmuştur. Gönderilen cevabi yazıda, söz konusu işin her iki kanun kapsamında da bulunmadığı belirtilmiştir.

Öte yandan, davacı tarafından, hak ediş ödemelerinin damga vergisine tabi tutulmasının vergilendirme hatası içerdiği iddia edildiğinden ve uyuşmazlık konusu işe yönelik olarak alınmış herhangi bir vergi, resim ve harç istisnası belgesi ibraz edilmediğinden, uyuşmazlığın çözümü, anılan işin, Damga Vergisi Kanunu'nun 5035 sayılı Kanun'la eklenen ek 2. maddesinin birinci fıkrası ile anılan maddenin son fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 1 Seri No'lu Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğ'de aranılan koşulları taşıyıp taşımadığının belirlenmesine bağlı bulunmaktadır. Bu belirleme ise anılan düzenlemelerin yorumlanmasını gerekli kıldığından, davada ileri sürülen hata 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin aradığı anlamda bir vergi hatası değildir.

Bu durumda, vergilendirme işlemine karşı süresinde açılacak idari davada incelenebilecek söz konusu iddianın, Vergi Usul Kanunu'nun 122 ve 124. maddelerinde vergi hataları için öngörülen idari başvuru yolu izlenerek tesis ettirilen işleme karşı açılan idari davada incelenmesine olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Mahkeme bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu edilen kararın kaldırılmasını gerektiren bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf istemini reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2019/1917, K:2022/1484 sayılı kararı:

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" başlıklı 73. maddesinin birinci fıkrasında, belediyenin, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabileceği; altıncı fıkrasında, kentsel dönüşüm ve gelişim alanları içinde yer alan eğitim ve sağlık alanları hariç kamuya ait gayrimenkullerin harca esas değer üzerinden belediyelere devredileceği, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların dörtte birinin alınacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, yeni yapının yapılacağı alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında yer alması ve bu alanda bulunan mevcut (eski) yapının yıkılarak yeni bir yapının inşa edilmesi koşullarının gerçekleşmesi hâlinde, yapılacak bu yapılarla ilgili alınması gereken vergi, harç ve resmin dörtte üçünün tahsil edilmeyeceğinin düzenlendiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Davacının uhdesinde kalan işin yapıldığı alanın Muş ili Merkez ilçesi ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunduğu ve söz konusu alanın 21/10/2012 tarih ve 28448 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2012/3810 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesine göre "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak ilan edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca anılan işe ilişkin olarak Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Muş Belediye Başkanlığı arasında imzalanan 02/07/2012 tarihli protokolün 8. maddesinde, inşaatın yapılacağı alan üzerinde yer alan tüm yapı ve eklentilerinin tasfiyesinin, yıkımının ve molozların temizlenmesinin anılan Belediye tarafından yapılacağı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılacak alanların ihale sonrası müteahhitlere yer teslimi yapılıncaya kadar geçen süre zarfında tapulu, tapusuz her türlü işgalden arındırılarak boş olarak tesliminin Belediyenin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir.

Dava konusu olayda, 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi nedeniyle hak edişlerden kesinti suretiyle tahsil olunan 519.584,13 TL tutarındaki damga vergisinin dörtte üçlük kısmının düzeltme ve şikayet hükümleri kapsamında vergilendirme hatası olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, bölge idare mahkemesi kararının damga vergilerinin dörtte birine isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasında hukuka aykırılık, damga vergilerinin dörtte üçüne isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasında ise hukuka uygunluk görülmemiştir.

Öte yandan, aynı işe ilişkin olarak alınan ihale kararı ve imzalanan sözleşme nedeniyle ödenen toplam 1.113.917,92 TL damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararı ile reddedilmiştir. Davacının istinaf istemi, … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, anılan işin Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin altıncı fıkrası kapsamında olduğu ve davacı tarafından ödenen damga vergilerinin dörtte üçüne isabet eden kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul edilerek dava konusu işlemin ödenen vergilerin dörtte üçüne isabet eden kısmının iptali ile ilgili tutarın tahsil tarihinden itibaren 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinde uyarınca hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir. Davalı idarenin temyiz istemi Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 19/04/2022 tarih ve E:2019/5734, K:2022/1482 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Daire bu gerekçeyle kararın, damga vergilerinin dörtte birine isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasını onamış; damga vergilerinin dörtte üçüne isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı ısrar kararı:

Uyuşmazlıkta "hata" sözcüğünden ve "yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılar" tanımlamasından neyin anlaşılması gerektiğinin yoruma muhtaç olup olmadığının saptanması ve ayrıca maddi olaya konu yapının bu saptamalara uygun "münferit yapı" kabul edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi önem arz etmektedir.

"Hata" sözcüğünden, belli bir istenç veya eylemde amaçlananın dışında farklı bir sonucun elde edildiğinin ilk bakışta ve hemen anlaşılması durumunun kast edildiği sözlük bilgisi şeklinde yoruma ihtiyaç duyulmayacak kadar nettir. "Münferit" sözcüğünün ise, bir olayın veya düşüncenin kendine sıkı sıkıya bağlı özelliklerinin bulunduğu hususunu belirtmek için kullanıldığı açıktır.

O halde, "yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılar"dan anlaşılması gerekenin ne olduğunu tayin etmede, neye istinaden "münferit" olduğuna bakmak gerekmekte olup bu da yeni yapının eski yapının kendine has özelliklerini taşıyıp taşımadığına bağlıdır.

Dolayısıyla, kentsel dönüşüm alanında icra edilmekle birlikte uyuşmazlık konusu işin tamamının ya da içerdiği bazı yapıların eski binalara ait özelliklere bağlı kalınarak yapıldığı yönünde bir iddiada bulunulmamasının yanı sıra, bu işin, eski yapı veya yapılara ait özelliklere bağlı kalınmadan yapılması halinde de 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesindeki kısmi istisnadan faydalanılabileceği sonucuna varmak yorum yapmadan ilk bakışta ve hemen elde edilebilecek bir sonuç değildir.

Bu durumda, mevzuatın ve işe konu önceki ve yeni yapıların durumunun yorumlanmasını gerektiren olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun düzeltme ve şikayet hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, dava konusu şikayet başvurusunun reddine dair işlemde ve mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İşin yapıldığı alanın 2012/3810 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesine göre "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak ilan edildiği, açtıkları başka bir davada verilen ara kararı üzerine Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca verilen cevabi yazıda, uyuşmazlık konusu işin Belediye Kanunu kapsamında olduğunun belirtildiği, dolayısıyla işin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin altıncı fıkrasında düzenlenen vergi istisnası kapsamında bulunduğu belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca ihale edilen "Muş Merkez ... Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi 715 Adet Konut, 1 Adet Cami, 115 Adet Ticari Birim ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi" davacının uhdesinde kalmış, davacı iş ortaklığından, sözleşmenin imzalandığı 26/11/2014 tarihinden 22/12/2016 tarihine kadar olan süreçte bu işe ilişkin 18 adet hak edişten toplam 519.584,13 TL tutarında kesinti yapılmak suretiyle damga vergisi tahsil edilmiştir.

Davacı tarafından, yapılan işin 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca damga vergisinden istisna olduğu ileri sürülerek hak ediş ödemeleri üzerinden kesilen damga vergilerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek gecikme faiziyle birlikte iadesi istemiyle düzeltme başvurusu yapılmıştır. Düzeltme başvurusunun reddi üzerine, yapılan işin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin altıncı fıkrası kapsamında bulunduğu, öte yandan işin döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında bulunması nedeniyle Damga Vergisi Kanunu'nun ek 2. maddesi uyarıca damga vergisinden istisna olduğu ileri sürülerek hak ediş ödemeleri üzerinden kesilen damga vergilerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek gecikme faiziyle birlikte iadesi istemiyle şikayet başvurusu yapılmıştır. Şikayet başvurusunun reddi üzerine bu işlemin iptali ile ödenen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

Mahkemece verilen 31/10/2017 tarihli ara kararı ile ihtilaf konusu işin Gecekondu Kanunu kapsamında mı yoksa Belediye Kanunu kapsamında mı olduğunun Toplu Konut İdaresi Başkanlığından sorulması üzerine verilen cevabi yazıda, işin yapılacağı alanın Gecekondu Kanunu uyarınca gecekondu önleme bölgesi ilan edildiğine ilişkin idarelerinde bir kaydın bulunmadığı, diğer taraftan, ihale dökümanında işin Belediye Kanunu'nun 73. maddesi veya Gecekondu Kanunu kapsamında olduğuna dair bir hükmün bulunmadığı belirtilmiş ise de dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davacının uhdesinde kalan işin yapıldığı alanın 21/10/2012 tarih ve 28448 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2012/3810 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesine göre "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak ilan edildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Vergi hatası" başlıklı 116. maddesinde, "Vergi hatası, vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır." kuralına yer verilmiştir. Kanun'un "Hesap hataları" başlıklı 117. maddesinde, matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması hesap hataları olarak sayılmıştır. Kanun'un "Vergilendirme hataları" başlıklı 118. maddesinde ise mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hatanın vergilendirme hatalarını oluşturduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanun'un "Düzeltme talebi" başlıklı 122. maddesinin birinci fıkrasında mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebileceği ifade edilmiştir. Kanun'un "Şikayet yolu ile müracaat" başlıklı 124. maddesinin birinci fıkrasında, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebileceği belirtilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" başlıklı 73. maddesinin birinci fıkrasında belediyenin, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabileceği belirtilmiştir. Maddenin altıncı fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan halinde "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları içinde yer alan eğitim ve sağlık alanları hariç kamuya ait gayrimenkuller harca esas değer üzerinden belediyelere devredilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların dörtte biri alınır." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Kanun koyucu tarafından, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116 ve devamı maddelerinde, anılan Kanun'da belirtilen vergi hatalarına yönelik ayrı ve sınırlı bir başvuru yolu olan düzeltme ve şikâyet yolu öngörülmüştür. Bu düzenlemeler ile Vergi Usul Kanunu'nun aradığı anlamdaki vergi hatalarının bulunması haline özgü olmak kaydıyla doğrudan vergilendirme işlemine karşı süresi içinde açılabilecek dava hakkından ayrı olarak zamanaşımı süresi içinde olmak koşuluyla düzeltme ve şikâyet yoluna başvurularak vergi hatasının düzeltilmesinin yetkili idari makamlardan istenilebilmesine, başvurunun reddi halinde uyuşmazlığın yargı mercii önüne getirilebilmesine imkân tanınmaktadır.

Vergi Usul Kanunu'nun yukarıda yer verilen düzenlemeleri uyarınca, düzeltme ve şikayet yoluna başvurulabilmesi için ileri sürülen hatanın hukuki yorum gerektirmeyecek şekilde açık ve net olarak belirlenebilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, düzeltme ve şikayet konusu yapılabilecek vergi hataları, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makam veya uyuşmazlık halinde yargı mercii tarafından, Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurulmadan ilk bakışta anlaşılabilecek nitelikte olan vergilendirme işlemlerindeki hatalardır. Uyuşmazlığın çözümünün maddi olayların değerlendirilmesi ve mevzuatın yorumlanmasını gerektirmesi halinde ise "vergi hatası"dan değil "hukuki uyuşmazlık"tan bahsedilebilecektir. Dolayısıyla düzeltme ve şikayet başvuruları sonucunda idari davaya konu olabilecek nitelikteki şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılacak davalarda, idari yargı merciinin denetim alanı, esas bakımından, uyuşmazlıkta tespiti hukuki yorum gerektirmeyen açık bir vergi hatasının bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda idarenin başvuruyu reddetmesinin hukuka uygun olup olmadığıyla sınırlıdır.

Uyuşmazlık konusu olayda davacı tarafından uhdesinde kalan iş nedeniyle hak ediş ödemeleri üzerinden kesinti yoluyla ödenen damga vergilerinin, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen kısmi istisna kapsamında bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi için öncelikle anılan hükümde yer alan "yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılar" tanımlamasından neyin anlaşılması gerektiğinin saptanması ve maddi olaya konu yapının bu saptamalara uygun "münferit yapı" kabul edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi önem arz etmektedir.

Ayrıca, 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların dörtte biri alınacağı belirtilmekle birlikte yapılara ilişkin ihale kararı, sözleşme ve hak edişlerle ilgili kağıtların istisna kapsamında olup olmadığı hususunda bir açıklık bulunmamakta olup bu hususun da yorumlanarak açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Dolayısıyla, uyuşmazlığa konu işin, 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesindeki kısmi istisnadan faydalanılabileceği sonucuna varmak, yorum yapmadan ilk bakışta ve hemen elde edilebilecek bir sonuç değildir.

Bu durumda, mevzuatın ve işe konu önceki ve yeni yapıların durumunun ve istisnanın hangi durumlara ilişkin olduğunun yorumlanmasını gerektiren olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun düzeltme ve şikayet hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen iddialar ancak ilgili vergi kesintisine karşı süresi içerisinde açılacak bir davada dikkate alınabilecektir.

Bu durumda, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında değerlendirilmesi ve düzeltme- şikayet başvurusuna konu edilebilmesi mümkün olmadığından, temyize konu ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının, … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı ısrar kararına yönelik temyiz isteminin REDDİNE,

2- Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri ve Kanun'a ek (3) sayılı Tarife uyarınca maktu harç alınmasına,

3- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine,

26/04/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.