2023/486 K. 2023/525 T. 24.5.2023

VDDK., E. 2023/486 K. 2023/525 T. 24.5.2023

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2023/486
Karar No.: 2023/525
Karar tarihi: 24.05.2023
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2023/486

Karar No : 2023/525

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Başkanlığı

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesi uyarınca sona erdirilmesi üzerine yapılan ödemeler üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin, toplam 150.000 TL tutarındaki ödemeden kaynaklanan kısmının iptali ile anılan tutardan tahsil edilen verginin iadesi istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı:

Davacıya yapılan ve gelir vergisine tabi olmayan işsizlik, işe başlatmama ve iş güvencesi tazminatından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61 ve 94. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca vergi kesintisi yapılması vergilendirme hatası teşkil etmekte olup hukuka aykırıdır.

Mahkeme bu gerekçeyle davanın kabulüne, dava konusu verginin davacıya iadesine karar vermiştir.

Davalının temyiz istemi Danıştay Dördüncü Dairesinin 15/09/2020 tarih ve E:2016/16770, K:2020/2968 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Davalının karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra davalının temyiz istemini yeniden inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 20/04/2022 tarih ve E:2021/223, K:2022/2741 sayılı kararı:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca, çalışanlara ücret, ödenek, tazminat veya başka adlar altında yapılan ödemelerin ücret olduğu, yapılan ödemelerin olay tarihi itibarıyla ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nda tanımlanan tazminatlardan biri veya mahkeme kararına dayalı işe iade edilmeme tazminatı olması halinde gelir vergisinden müstesna tutulabileceği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacıya yapılan ek ödeme ücret niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu açıktır. Dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen iddialar ancak ilgili vergi kesintisine karşı süresi içerisinde açılacak bir davada dikkate alınabilecektir.

Bu durumda, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında değerlendirilmesi ve düzeltme şikayet başvurusuna konu edilebilmesi mümkün olmadığından temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan hali, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi ve ilgili mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, kıdem tazminatının 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesine göre belirlenecek olan tutarı aşan kısmının gelir vergisine tabi olduğu anlaşıldığından, davacıya yapılan kıdem tazminatının yasal olarak hak kazanılan azami tutarı aşıp aşmadığı, hak edilen tutardan gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmadığı hususları araştırılarak, buna ilişkin kısım yönünden durumun netleştirilmesi ve sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, davacıya yapılan ödemelerin kıdem tazminatı, iş güvencesi, işsizilik ve işe başlatmama tazminatından oluştuğunu belirtikten sonra ilk kararında yer alan hukuksal neden ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı ile işvereni arasında düzenlenen ikale sözleşmesine göre davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek ödeme, yıllık izin ücreti adı altında toplam 138.890,54 TL tutarında ödemenin yapılacağının belirtildiği, buna rağmen davacı tarafından kendisine yapılan ödemelerin tümü üzerinden kesilen gelir vergisinin iadesi istemiyle dava açıldığı, Mahkemece davacıya yapılan ödemelerin adı, miktarı, içeriği ve mahiyeti ortaya konulmaksızın iadesine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ..'İN DÜŞÜNCESİ: Davacı tarafından, iş akdinin 27/03/2018 tarihinden önce yapılan ikale sözleşmesi uyarınca sona erdirilmesi üzerine yapılan ödemeler üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin, toplam 150.000 TL tutarındaki ödemeden kaynaklanan kısmının iptali ile anılan tutardan kesilen verginin iadesi istemiyle işbu dava açılmıştır.

Davalı idare, davacıya "kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek ödeme, yıllık izin ücreti" adı altında toplam 138.890,54 TL tutarında ödeme yapıldığını iddia etmiştir.

Mahkeme, dava konusu işlemin, hukuka uygun olup olmadığını incelerken toplam 150.000 TL tutarındaki ödemenin mahiyetini ayrı ayrı değerlendirmemiştir. Bunun yerine bütüncül bir değerlendirme yaparak dava konusu işlemi iptal etmiş, kesilen verginin iadesine karar vermiştir. Ancak 150.000 TL tutarındaki ödemenin ücret niteliğinde olup olmadığı dolayısıyla anılan ödeme üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisi yönünden hukuki yorum gerektirmeyen açık bir vergi hatasının bulunup bulunmadığı hususu ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur.

Dava konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığı incelenirken ödemenin mahiyeti ayrı ayrı dikkate alınmaksızın yapılan yargılama, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 22 ve 24. maddelerine aykırılık oluşturduğundan, ısrar kararının anılan Kanun'un 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davalı idare tarafından, davacı ile işveren arasında yapılan ikale sözleşmesi uyarınca iş ilişkisinin sona erdirilmesi üzerine işveren tarafından davacıya "kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek ödeme, yıllık izin ücreti" adı altında toplam 138.890,54 TL tutarında ödeme yapıldığı iddia edilmiştir.

Davacı tarafından, iş akdinin 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesi uyarınca sona erdirilmesi üzerine kendisine yapılan ödemeler üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin, 150.000 TL tutarındaki ödemeden kaynaklanan kısmının iptali ile anılan tutardan tahsil edilen verginin iadesi istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 22. maddesinin (1) numaralı fıkrasında konular aydınlandığında meselelerin sırasıyla oya konulacağı ve karara bağlanacağı, kararlarda bulunacak hususları düzenleyen 24. maddesinin birinci fıkrasının (e) işaretli bendinde kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin ve hükmün kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu kurala bağlanmış, 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendinde ise usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması bozma sebebi olarak sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca ücret veya farklı ad altında ödenip ücret niteliği taşıyan ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi bulunduğu açık olup uyuşmazlığın çözümü, öncelikle toplam 150.000 TL tutarında ödendiği iddia edilen ödemenin (davalı idarece, davacıya "kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek ödeme, yıllık izin ücreti" adı altında toplam 138.890,54 TL tutarında ödeme yapıldığı iddia edilmiştir) uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 25 ve 61. maddeleri uyarınca gelir vergisine tabi olup olmadığının belirlenmesini gerektirmektedir.

Şikayet başvurusuna konu edilen her bir ödemenin mahiyeti itibarıyla ücret geliri niteliğinde olup olmadığı, ödemeler üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisinde hukuki yorum gerektirmeyen açık bir vergi hatasının bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda idarenin şikayet başvurusunu reddetmesinin hukuka uygun olup olmadığının her bir ödeme bazında ayrı bir inceleme ve hukuki değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.

Bu yönde bir inceleme ve hukuki değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken ödemelere yönelik bütüncül bir değerlendirmeyle yapılan yargılama sonucunda verilen ısrar kararı 2577 sayılı Kanun'un 22 ve 24. maddelerinde yer alan usul kurallarına uygun düşmemiştir.

Bu durumda, 2577 sayılı Kanun'un 22 ve 24. maddelerindeki usul kurallarına aykırı olarak verilen temyize konu ısrar kararının aynı Kanun'un 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.