3. D., E. 2016/2896 K. 2020/319 T. 28.1.2020
3. D., E. 2016/2896 K. 2020/319 T. 28.1.2020
Esas No.: 2016/2896
Karar No.: 2020/319
Karar tarihi: 28.01.2020
T.C. Danıştay Başkanlığı - 3. Daire
Esas No.: 2016/2896
Karar No.: 2020/319
Karar tarihi: 28.01.2020
TEMYİZEDEN(DAVALI): Göztepe Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
VEKİLİ: Av. K1
KARŞITARAF(DAVACI): K2
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 03/06/2015 tarih ve E:2015/307, K:2015/1359 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Serbest avukatlık faaliyeti ile iştigal eden davacı adına, tutulması zorunlu defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığından bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden 2008 yılının Mayıs ila Temmuz, Ekim dönemleri için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti :Takdir komisyonunca, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nda tanınan inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle gerekli inceleme ve araştırmanın gerçekleştirilmediği, defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığı araştırılarak gerçek durum ortaya konulmaksızın gerekçesiz ve dayanaksız ifadeler kullanılmak suretiyle takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Takdir komisyonu kararının 213 sayılı Kanun'un 30. maddesinin 4 ve 6. bentleri uyarınca hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Hiç bir takdir nedeni tespit edilmeden basit bir yazı ile zamanaşımına uğrama ihtimali endişesi ile takdire sevk işleminin yapılmasının yasal olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin 6. fıkrası gereğince ilgili dönemlere ilişkin matrah takdiri için 31/12/2013 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 19/12/2014 tarihli takdir komisyonu kararlarına dayanılarak düzenlenen 26/12/2014 tarihli davaya konu cezalı vergiye ilişkin ihbarnamelerin aynı tarihte davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu düzenlenmiş, 30. maddesinde; re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentler arasında sayılan tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re'sen tarh sebebi olarak öngörülmüş, 74. maddesinin a-1 işaretli bendinde de, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmıştır.
Aynı Kanun'un 113. maddesinde; süresinin geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanan zamanaşımının, mükellefin bu hususta müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam edeceği, 138. maddesinde incelemenin, neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabileceği kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Zamanaşımı süresinin takdir komisyonuna başvurulması üzerine durması için olayda, gerçek bir re'sen takdir nedeninin saptanmış olması, diğer bir deyişle salt zamanaşımını durdurmak amacıyla olayın gerçekte var olmayan bir re'sen takdir nedenine dayandırılmamış olması şarttır.
Vergi incelemesi, re'sen takdir yetkisi bulunan inceleme elemanı tarafından yürütülen bir mükellefin; sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla, gerçek bir re'sen takdir nedeni saptanmaksızın, şeklen, takdire sevk sebeplerinden biri dayanak gösterilerek matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmesi, bu süre zarfında vergi inceleme raporu ve/veya vergi tekniği raporu düzenlenmesi; takdir komisyonunun haiz olduğu yetki uyarınca, inceleme elemanından bağımsız yürütmesi gereken inceleme ve araştırmalar sonucu elde edeceği verileri değerlendirmek yerine, sözü edilen raporlarda belirtilen miktarın aynısını matrah olarak takdir etmesi, 213 sayılı Kanun'un zamanaşımı ile incelemeye ilişkin düzenlemelerinin öngörülen amacına aykırı düştüğü gibi takdir komisyonuna başvuru yolunun zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılması, Anayasa Mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere ''yasallık'' ve ''hukuki güvenlik'' ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.
Sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla takdire sevk işlemi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağından, zamanaşımı süresinin sona erecek olması nedeniyle takdire sevk edilen davacı adına, tarh zamanaşımı geçtikten sonra salınan cezalı vergide hukuka uygunluk bulunmadığından, davayı yazılı gerekçeyle sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 03/06/2015 tarih ve E:2015/307, K:2015/1359 sayılı kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY:
Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının aynı gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum