5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilerek özel fon hesabına alınan tutarların şirket ortaklarınca taahhüt edilen seramaye taahhüt borçalarından mahs

Özelge: 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilerek özel
fon hesabına alınan tutarların şirket ortaklarınca taahhüt
edilen seramaye taahhüt borçalarından mahsup edilip
edilemeyeceği hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-461
Tarih: 
06/05/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-461 06/05/2011
Konu : 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilerek özel fon  
hesabına alınan tutarların şirket ortaklarınca taahhüt
edilen sermaye taahhüt borçlarından mahsup edilip
edilemeyeceği
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 5811 sayılı kanun kapsamında beyanda bulunduğunuz tutarı
pasifte özel fon hesabına aldığınızı, aynı zamanda 5811 yasa çıkmadan önce yeni sermaye artışı
yaptığınız için ödenmemiş sermayenizin bulunduğunu belirterek, 5811 sayılı Kanun kapsamında
beyan edilerek özel fon hesabına alınan tutarın ödenmemiş sermayeden mahsup edilip
edilemeyeceği ve yeni sermaye artışı  yapılmasının gerekip gerekmediği  hususunda  Başkanlığımız
görüşü sorulmaktadır.
5811 sayılı Kanunun 5917 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki 3 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak
1.10.2008 tarihi itibariyle kanuni defter kayıtlarında işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan
para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, bu Kanunun
yayımlandığı ayı izleyen üçüncü ayın sonuna kadar Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle vergi
dairelerine beyan edileceği, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, bu Kanun hükümlerine
göre 213 sayılı Kanun uyarınca kanuni defterlerine, taşınmazlar dışındaki varlıklarını banka ve
aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek pasifte özel fon hesabı açacakları ve
bu fon hesabının, sermayenin cüz'ü addolunarak beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye
ilave olunacağı hükme bağlanmış olup beyan süresi, 30.09.2009 tarih ve 27362 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 2009/15456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31.12.2009 tarihine kadar (bu
tarih dahil) uzatılmıştır.
Maddenin beşinci fıkrasında, "birinci ve ikinci fıkralar kapsamında bildirilen veya beyan edilen
varlıklar nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve
vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra
başlayan 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve
katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen
tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek
tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı,
indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye
ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 KDV oranı dikkate
alınarak hesaplanır." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı maddenin yedinci fıkrasında da;  ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunulduğu halde süresi içinde
sermaye artırımında bulunulmaması hallerinde beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağıbelirtilmiştir.
1 seri no.lu 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin
Genel Tebliğin "5.6.2.1. Bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri"
başlıklı bölümünde,
"Bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince Türkiye'de sahip
olunan ve beyan edilen taşınmazlar dışındaki varlıklara ilişkin tutarların banka veya aracı
kurumlarda açılacak hesaplara yatırılmak suretiyle yasal defter kayıtlarına intikal ettirilmesi ve
beyan tarihinden itibaren altı ay içerisinde sermayeye ilave edilmesi gerekmektedir. 
Herhangi bir nedenle, belirlenen süre içerisinde söz konusu varlıklara ilişkin tutarların sermayeye
ilave  edilmemesi  halinde,  Kanunun  3  üncü  maddesinin  beşinci  fıkra  hükmünden
yararlanılamayacaktır."  
açıklaması yapılmıştır.
Anılan Tebliğin "3.5.2.1. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce yapılacak işlemler'' başlıklı
bölümündeki açıklamalara göre ise; 
Türk Ticaret Kanununun 391 inci maddesi hükmü uyarınca, esas sermayeye karşılık olan hisse
senetlerinin bedelleri tamamen ödenmedikçe genel kurulca yeni hisse senetleri çıkarmak suretiyle
sermayenin artırılmasına karar verilemeyeceği, sermaye artırımının şartları arasında sayılmıştır.
Diğer taraftan, 5811 sayılı Kanunun belirli bir süreyle uygulanacak olması, bu Kanuna göre beyan
edilen varlıklar nedeniyle oluşan fon hesabının sermayenin bir cüz'ü addolunacağı ve beyan
tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave edileceği hükme bağlandığından, ayrıca pay
sahiplerine ilave bir ödeme yükümlülüğü de getirmediğinden daha önce ortaklarca taahhüt edilen
sermaye ödenmeden de söz konusu fonların sermayeye ilave edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ancak, Kanun kapsamında beyan edilen varlıklar nedeniyle oluşan fonların şirket ortaklarınca
taahhüt edilen sermaye taahhüt borçlarının kapatılmasında kullanılması mümkün değildir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, 5811 sayılı Kanunun kapsamında şirketinizce beyan edilen
varlıklar nedeniyle oluşan fon hesabının beyan tarihinden itibaren altı ay içerisinde sermayeye ilave
edilmesi gerekmekte olup şirketiniz ortaklarınca taahhüt edilen sermaye taahhüt borçlarının
kapatılmasında kullanılması mümkün değildir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
  Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.