5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından getirilen varlıklara ilişkin sermayeye ilave zorunluluğunun olup olmadığı hk.

Özelge: 5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından
getirilen varlıklara ilişkin sermayeye ilave zorunluluğunun
olup olmadığı hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-52-28
Tarih: 
28/05/2010
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-52-28 28/05/2010
Konu : 5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından getirilen  
varlıklara ilişkin sermayeye ilave zorunluluğunun olup
olmadığı
 
İlgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiş olup tereddüde düşülen hususlara ilişkin Başkanlığımız görüşü
aşağıda açıklanmıştır.
5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun amacı; gerçek ve
tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması ile yurt içinde
bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak
konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesini sağlamaktır.
Aynı Kanunun 3 üncü maddesinin;
- birinci fıkrasında, "Gerçek veya tüzel kişilerce, 01/06/2009 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt
dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı
kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 30/09/2009 tarihine kadar (2009/15456 sayılı
BKK ile 31.12.2009 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmıştır.) Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç
bedelle banka veya aracı kuruma bildirilir ya da vergi dairelerine beyan edilir. Bu kıymetler, 213
sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihi itibariyle kanuni defterlere
kaydedilebilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümleri uyarınca kanuni
defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin
cüz'ü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi
halinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter
tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem
kazancının tespitinde dikkate alınmaz."
- beşinci fıkrasında,"Birinci ve ikinci fıkralar kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar
nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi
tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan
1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma
değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen
tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek
tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı,
indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye
ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 KDV oranı dikkate
alınarak hesaplanır."
 - yedinci fıkrasında, "Birinci fıkra uyarınca bildirildiği veya beyan edildiği halde, 01/06/2009 tarihiitibariyle yurt dışında bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen ve bildirim veya beyanın
yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye'ye getirilmeyen veya Türkiye'deki banka ya da aracı
kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen para, döviz,  altın, menkul kıymet ve diğer
sermaye piyasası araçları dolayısıyla veya ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunulduğu halde bilanço
esasına göre defter tutmayan mükelleflerce söz konusu varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı
kurumlara yatırılmaması, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise süresi içinde sermaye
artırımında bulunulmaması hallerinde beşinci fıkra hükmünden yararlanılamaz..." 
hükümlerine yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğde gerekli açıklamalara yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre;
5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilerek yasal defterlere kaydedilen varlıklar için pasifte
açılan özel fon hesabının 6 ay içinde sermayeye ilave etme zorunluluğu, yalnızca Türkiye'de sahip
olunan varlıklara ilişkin olup yurt dışından getirilen varlıklara ilişkin pasifte açılan özel fon
hesabının ise sermayeye ilave zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu fon hesabı
sermayenin cüz'ü addolunacağından, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır.
5811 sayılı Kanun Kapsamında beyan edilerek özel fon hesabına alınan tutarın sermayeye ilave
edilmesine karar verilmesi halinde ise, sermaye artırımının, Genel Kurul Kararı, Türk Ticaret
Mevzuatı ve Sermaye Piyasası Mevzuatında yer alan hükümlere göre yapılması gerekeceği
tabiidir.                       
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
  Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.