5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından getirilen veya Türkiye'de sahip olunun varlıklara ilişkin beyan edilen tutarların sermayeye eklenip eklenmey

Zirai ürünlere ait gelir vergisi tevkifatlarının ticaret
borsalarındaki maliye veznelerine ödendikten sonra, ödenen
bu vergilerin muhtasar beyannamede bildirilip
bildirilmeyeceği hk.
Sayı: 
62030549-120[94-2016/558]-100977
Tarih: 
12/04/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı :62030549-120[94-2016/558]-100977 12.04.2017
Konu :Zirai ürün alımında gelir vergisi  
tevkifatı ve beyanı hk.
 
   İlgide kayıtlı özelge talep formunda çiftçilerden alınan zirai ürünlerin vergisinin Ticaret
Borsalarındaki  maliye  veznelerine  ödendiği  belirtilerek,  ödenen  bu  vergilerin  muhtasar
beyannamede bildirilip bildirilmeyeceği, nasıl bildirileceği ve beyannamenin aylık mı üç aylık mı
olacağı hususunda Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
 
   5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı,
safi kurum kazancının tespitinde ise 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki
hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmektedir.
 
   193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise, vergi tevkifatı
yapacak olanlar sıralanmış ve bunların, ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya
hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya
mecbur oldukları belirtilmiş, anılan fıkranın (11) numaralı bendinde de, vergi tevkifatı yapmakla
yükümlü kişi, kurum ve kuruluşlarca çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller ve hizmetler için
yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı belirtilmiş ve bu tevkifat oranları, hayvanlar ve bunların
mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın
alınanlarda % 1, bunun dışında kalanlarda % 2; diğer zirai mahsulleri için ticaret borsalarında tescil
ettirilerek satın alınanlarda % 2, bunun dışında kalanlarda % 4 olarak belirlenmiştir. 
   Anılan Kanunun 98 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; "ziraî ürün bedelleri üzerinden
tevkifat yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar,
94'üncü maddeye göre yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar beyannamelerini, bağlı bulundukları
vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının
yirmiüçüncü günü akşamına kadar  verebilirler." hükmü bulunmaktadır.
 
   Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 175 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin
"Muhtasar Beyannameye Eklenecek Belgeler" başlıklı (C) bölümünde;
 
   "Zirai mahsullerin alış bedelleri üzerinden yapılacak gelir vergisi tevkifatına ilişkin muhtasar
beyanname 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 98 inci maddesi uyarınca alım-satımın gerçekleştiği
ayı takip eden ayın 20 nci günü (5615 Sayılı Kanunun 10'uncu Maddesiyle 04.04.2007 tarihinden
geçerli olmak üzere 23'üncü günü) akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine
verilecek ve buna ilişkin vergilerde aynı süre içinde (5035 Sayılı Kanunun 48/4-f Maddesiyle
01.01.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, beyanname verecekleri ayın yirmialtıncı günü
akşamına kadar) ödenecektir.
 
   Söz konusu kararnamenin yürürlüğe girdiği 1.1.1994 tarihinden itibaren zirai mahsullere
ilişkin olarak verilecek muhtasar beyannameler ile ilgili olarak borsaca tasdik edilmiş borsa tescil
beyannamesinin bir örneği de beyannameye eklenecektir.
 
   Aynı dönem içinde birden fazla alım-satım muamelesinin olması halinde, borsa tescil
beyannamesinin yerine aynı bilgileri içeren borsaca onaylanmış bir liste muhtasar beyannameye
eklenecektir."
 
   açıklamalarına yer verilmiştir. 
   Diğer taraftan; 202 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ise;
 
   "...31.12.1993 gün ve 21805 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 93/5148 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 01.01.1994 tarihinden geçerli olmak üzere, zirai mahsullerin
alım-satımına ilişkin olarak borsada tescil edilen işlemler, borsada yapılmış addolunarak hayvan ve
hayvansal mahsuller ile kara ve su avcılığı mahsulleri için % 1, diğer zirai mahsuller için % 2
nispetinde indirimli tevkifat uygulanmaktadır.
 
   Zirai mahsul alımlarıyla ilgili olarak mükelleflerce verilen muhtasar beyannamede indirimli
oran üzerinden işlem yapılmak üzere beyanda bulunulduğunda, 175 seri no.lu Gelir Vergisi Genel
Tebliği'nin (C) bölümünde açıklandığı üzere, borsa tarafından tasdik edilmiş borsa tescil
beyannamesinin  veya  buna  ilişkin  listenin  de  muhtasar  beyanname  ekinde  yer  alması
gerekmektedir. Ancak, muhtasar beyannamede indirimli oran üzerinden işlem yapılmak üzere
beyanda bulunulmakla birlikte, borsa tarafından tasdik edilmiş borsa tescil beyannamesinin veya
buna ilişkin listenin Gelir Vergisi Kanunu'nun 98 inci maddesinde belirtilen muhtasar beyanname
verme süresi içinde ibraz edilmemesi halinde, mükellef tarafından beyannamede gösterilen matrah
ve oran esas alınarak gerekli tahakkuk yapılmakla birlikte vergi dairelerince, borsalar veya
mükellefler nezdinde tescilin doğruluğu ile ilgili olarak kontrol veya inceleme yapılacaktır.
 
   Vergi Usul Kanununun 341 inci maddesi uyarınca doğabilecek vergi ziyaının önlenmesi
amacıyla yapılan bu kontrol veya inceleme neticesinde alım-satımın borsa dışında yapıldığının ya da
geç tescil yaptırılmasına rağmen muhtasar beyannamede indirimli oranlarda vergi tevkifatı
bildirildiğinin tespit edilmesi durumunda, ilgililer hakkında cezalı vergi tarhiyatı yapılacaktır.''
 
   şeklinde açıklamalar yapılmıştır.
 
   Öte yandan; 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun"Borsa işlemlerinin tescili" başlıklı 46 ncı maddesinde; "Borsaya tabi maddelerin en az miktarları
üzerinde yapılan alım satım muamelelerinin borsalara tescili zorunludur. Elektronik ticaret yoluyla
yapılan satışlar da bu madde kapsamındadır.
 
   Borsalarca gösterilen yerlerde yapılan işlemler aynı gün, borsa dışında alınıp satılmasına
müsaade edilen maddelere ait işlemler en geç otuz gün içinde tescil ettirilir. Geçerli bir neden
olmaksızın belirtilen sürelerde tescil zorunluluğunun yerine getirilmemesi durumunda, tescil ücreti
yüzde elli fazlasıyla tahsil olunur..." hükmüne yer verilmiştir.
 
   Bu itibarla, zirai ürün alımlarıyla ilgili olarak borsalarca gösterilen yerlerde yapılan
işlemlerin aynı gün, borsa dışında alınıp satılmasına müsaade edilen maddelere ait işlemlerin ise en
geç otuz gün içinde tescil ettirilerek, borsa tescil beyannamesinin veya buna ilişkin listenin, vergi
dairesine aylık olarak verilecek muhtasar beyanname ekinde ibraz edilmesi gerekmektedir.
 
   Ancak; borsalar tarafından tasdik edilmiş borsa  tescil beyannamesinin veya buna ilişkin
listenin Gelir Vergisi Kanununun 98 inci maddesinde belirtilen muhtasar beyanname verme süresi
içinde ibraz edilmemesi halinde, mükellefler tarafından beyannamede gösterilen matrah ve oran
esas alınarak gerekli tahakkuk yapılmakla birlikte vergi dairelerince, borsalar veya mükellefler
nezdinde tescilin doğruluğu ile ilgili olarak kontrol veya incelemelerin yapılabileceği tabiidir.
 
   Ayrıca, zirai ürünlerin borsaya tescili aşamasında, müteselsil sorumluluk gereğince, ticaret
borsalarındaki maliye veznelerine ödenerek emanet hesaplarına alınan gelir vergisi tevkifatı
tutarlarının, muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden verginin ödenmesi aşamasında dikkate
alınması gerektiği tabiidir. 
 
   Bilgi edinilmesini rica ederim.Özelge: 5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından
getirilen veya Türkiye'de sahip olunun varlıklara ilişkin
beyan edilen tutarların sermayeye eklenip eklenmeyeceği
hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-56-40
Tarih: 
29/06/2010
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-56-40 29/06/2010
Konu : 5811 sayılı Kanun kapsamında yurtdışından getirilen  veya 
Türkiye'de sahip olunun varlıklara ilişkin beyan edilen
tutarların sermayeye eklenip eklenmeyeceği
 
İlgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiş olup tereddüde düşülen hususlara ilişkin Başkanlığımız görüşü
aşağıda açıklanmıştır.
5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun amacı; gerçek ve
tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması ile yurt içinde
bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak
konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesini sağlamaktır.
Aynı Kanunun 3 üncü maddesinin;
- birinci fıkrasında," Gerçek veya tüzel kişilerce, 01/06/2009 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt
dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı
kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 30/09/2009 tarihine kadar Yeni Türk Lirası
cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilir ya da vergi dairelerine beyan edilir. Bu
kıymetler, 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihi itibariyle
kanuni defterlere kaydedilebilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümleri
uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon
hesabı, sermayenin cüz'ü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz,
işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme
hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler.
Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz."
- beşinci fıkrasında," Birinci ve ikinci fıkralar kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar
nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi
tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan
1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma
değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen
tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek
tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı,
indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye
ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %17 KDV oranı dikkate
alınarak hesaplanır."- yedinci fıkrasında," Birinci fıkra uyarınca bildirildiği veya beyan edildiği halde, 01/06/2009 tarihi
itibariyle yurt dışında bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen ve bildirim veya beyanın
yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye'ye getirilmeyen veya Türkiye'deki banka ya da aracı
kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen para, döviz,  altın, menkul kıymet ve diğer
sermaye piyasası araçları dolayısıyla veya ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunduğu halde bilanço
esasına göre defter tutan mükelleflerce ise söz konusu varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı
kurumlara yatırılmaması, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise süresi içinde sermaye
artırımında bulunulmaması hallerinde beşinci fıkra hükmünden yararlanılamaz."
hükümlerine yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğde gerekli açıklamalara yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre;
5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilerek yasal defterlere kaydedilen varlıklar için pasifte
açılan özel fon hesabının 6 ay içinde sermayeye ilave etme zorunluluğu, yalnızca Türkiye'de sahip
olunan varlıklara ilişkin olup yurt dışından getirilen varlıklara ilişkin pasifte açılan özel fon
hesabının ise sermayeye ilave zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu fon hesabı
sermayenin cüz'ü addolunacağından, sermaye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır.
5811 sayılı Kanun Kapsamında beyan edilerek özel fon hesabına alınan tutarın sermayeye ilave
edilmesine karar verilmesi halinde ise, sermaye artırımının, Genel Kurul Kararı, Türk Ticaret
Mevzuatı ve Sermaye Piyasası Mevzuatında yer alan hükümlere göre yapılması gerekeceği tabiidir.
      
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
  Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
  
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.