5811 Sayılı Kanuna göre beyanda bulunan iş ortaklıklarında sermaye artırımı hk.
Özelge: 5811 Sayılı Kanuna göre beyanda bulunan iş
ortaklıklarında sermaye artırımı hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-5811-9-267
Tarih:
09/04/2010
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-5811-9-267 09/04/2010
Konu : 5811 Sayılı Kanuna göre beyanda bulunan iş
ortaklıklarında sermaye artırımı
İlgide kayıtlı dilekçenizde; ... vergi numarasında iş ortaklığı olarak kayıtlı olduğunuz, hükmi şahsı
bulunmayan iş ortaklığınızın 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında
Kanun'dan yararlanabilmek amacıyla 400.000,00- TL beyanda bulunduğu, söz konusu tutar
üzerinden tahakkuk eden % 5 verginin ödendiği belirtilerek, beyan ettiğiniz varlıkların sermayenize
nasıl ekleneceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun 5917 sayılı Kanunla
değişik 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; "Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip
olunan ve Türkiye'de bulunan ancak 01.06.2009 tarihi itibariyle kanuni defter kayıtlarında
işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçları ile taşınmazlar, 31.12.2009 tarihine kadar (bu tarih dahil) Türk Lirası cinsinden
rayiç bedelle vergi dairelerine beyan edilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu
Kanun hükümlerine göre 213 sayılı Kanun uyarınca kanuni defterlerine, taşınmazlar
dışındaki varlıklarını banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle
kaydederek pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz'ü addolunur ve
beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave olunur. Serbest meslek kazanç
defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde
ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Defter tutma
yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri, taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait tutarları
banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırırlar, bunlar için ayrıca diğer şartlar aranmaz." hükmü
yer almakta olup, 2009/15456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bildirim ve beyan süresi 31.12.2009
tarihine kadar uzatılmıştır.
Aynı maddenin 5'nci fıkrasında; "Birinci ve ikinci fıkralar kapsamında bildirilen veya beyan edilen
varlıklar nedeniyle 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi
ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra
başlayan 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar
ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, (5917 Sayılı Kanunun 44'üncü
maddesinin b bendiyle değişen ibare) bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara
ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılır. İndirimi
reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen
vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit
edilmemesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanır."
hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı maddenin yedinci fıkrasında ise ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunulduğu halde bilanço
esasına göre defter tutan mükelleflerce süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması halinde
beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.Öte yandan, 06.12.2008 tarih ve 27076 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5811 Sayılı Bazı
Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna ilişkin 1 Seri No.lu Genel Tebliğinin
"3.5.2.1. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce yapılacak işlemler" başlıklı bölümünde;
bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin taşınmazlar dışındaki varlıklarını, öncelikle banka
veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırmaları gerektiği, bu şekilde banka veya aracı kurumlara
yatırılarak varlığı ispatlanan varlıkların, bu tutarlar üzerinden yasal defterlere kaydedilmesinin
mümkün olacağı, Kanun hükümlerine göre yasal defterlere kaydedilen varlıklar için pasifte özel fon
hesabı açılacağı, bu fon hesabının, sermayenin cüz'ü addolunacağı ve beyan tarihinden itibaren altı
ayiçinde sermayeye ilave edileceği, fon hesabının bu sürede sermayeye ilave edilmemesi halinde
Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağı açıklamalarına yer
verilmiştir.
Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1'inci maddesinde iş ortaklıklarının
kurumlar vergisi mükellefi olduğu hüküm altına alınmış olup, aynı Kanunun 2'nci maddesinin
yedinci fıkrasında, "Îş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya
şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve
kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini
talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini
etkilemez." hükmü yer almıştır.
Bu çerçevede, kurumlar vergisi mükellefi olan iş ortaklıkları kurumlar vergisi, KDV ve gelir stopaj
yönünden vergi mükellefi olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma, belge düzenleme,
muhafaza ve ibraz gibi vergi ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi mükellefiyetlere
tabidirler.
Dolayısıyla, 5811 sayılı Kanundan yararlanmak üzere iş ortaklığınız adınabeyanda bulunduğunuz ve
fon hesabına aldığınız varlık tutarlarını; iş ortaklığınızın tüzel kişiliği bulunmaması nedeniyle ticaret
siciline tescil edilme şartı gerçekleştirilemeyeceğinden, yasal defterlerinizde gösterilmek suretiyle
ortaklarınızın hisseleri oranında sermaye olarak eklemeniz mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Vergi Dairesi Başkanı a.
Gelir İdaresi Grup Müdürü
V.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.