6113 sayılı kanun kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan tutarların sermayeye ilave edilip edilmeyeceği ve sermaye azaltımı işleminde kullanılacak hesap

6113 sayılı kanun kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan
tutarların sermayeye ilave edilip edilmeyeceği ve sermaye
azaltımı işleminde kullanılacak hesap
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.21.15.01-125[19-2014/41]-21
Tarih: 
30/12/2014
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
DİYARBAKIR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 71387770-125[19-2014/41]-21 30/12/2014
Konu : 6113 sayılı kanun kapsamındaki  
işlemlerden kaynaklanan   tutarların
sermayeye ilave edilip edilmeyeceği
ve sermaye azaltımı işleminde  
kullanılacak hesap
         
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep dilekçenizde, 6113 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir
Kısım Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan tutarın kar
yedekleri hesabında izlendiği belirtilmiş olup;
            - Bu tutarın sermayeye ilave edilip edilemeyeceği, sermayeye ilavesi halinde ileriki
tarihlerde geçmiş yıl zararlarına mahsup edilip edilemeyeceği veya sermaye azaltımına konu olup
olmayacağı ile yine bu tutarın kar dağıtımı suretiyle ortaklara dağıtılıp dağıtılamayacağı,
            - Sermaye azaltımı işleminde aktifte yer alan ortaklar cari hesabının kullanılıp
kullanılamayacağı
            hususları ile bu işlemlerin vergisel yönden ne şekilde değerlendirileceği konusunda
Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.
            Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap
dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının
tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme
bağlanmıştır.
            Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço esasında ticari kazancın tespiti” başlıklı 38 inci
maddesinin birinci fıkrasında, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin
hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında
sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen
değerlerin ise farka ilave olunacağı belirtilmiştir.
            Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde, maddede belirtilen kişi ve kurumların bentler halinde
sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak
sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiştir.
            Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında vergiyi doğuran olay gelirin elde edilmesiyle
gerçekleşmekte olup, gelirin elde edilmesi ticari ve zirai kazançlarda tahakkuk esasına, serbest
meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarda tahsil esasına, menkulsermaye iratları ile ücret gelirlerinde ise hukuki ve ekonomik tasarrufun gerçekleşmesine
bağlanmıştır.
            Kar dağıtımına ilişkin esasları düzenleyen Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerle ilgili
509 uncu maddesinde, kar payının ancak net dönem karından ve serbest yedek akçelerden; limited
şirketlerle ilgili 608 inci maddesinde ise, kar payının sadece net dönem karından ve bunun için
ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabileceği belirtilmiştir.
            6113 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının
Düzenlenmesine Dair Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında; “Bu Kanun kapsamında
yapılacak borç ve alacak netleştirmeleri, takas ve mahsup işlemleri ile terkin işlemleri sonucunda
oluşacak gelir ve giderler, dağıtılabilir ticari kârın ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz.”
hükmü yer almaktadır.
            6113 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin uygulaması konusunda yetkili kurum Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı olduğundan, Kanun kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan tutarların ne
şekilde değerlendirileceği hususu da adı geçen Bakanlığın görev alanındadır. Mezkur Kanun
kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan tutarların; kar yedeklerinde izlenmesi, ortaklara dağıtılması
veya sermayeye eklenmesinin ilgili mevzuat kapsamında mümkün olması durumunda, vergisel
yönden aşağıdaki şekilde işlem tesis edilecektir.
            1) Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 15 ve 30 uncu
maddelerine göre karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmadığından, bu aşamada herhangi
bir vergileme işlemi yapılmayacaktır.
            2) Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b)
alt bendi, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasında kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisine ilişkin hükümlere yer
verilmiştir. 03.02.2009 tarih ve 2009/14592, 14593 ve 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları
uyarınca kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi oranları %15 olarak belirlenmiştir.
            6113 sayılı Kanun kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan tutarların, sermayeye eklenmeden
kâr payı olarak dağıtılması halinde, elde edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi
kesintisi yapılması gerekmektedir.
            3) Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinin (g) bendinin ikinci alt bendinde ve
mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının 5 inci bendinde, “…Pasif kalemlere ait enflasyon fark
hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu
işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur.
Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına
mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr
dağıtımı sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
            Sermaye azaltımının, ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden
kaynaklanması halinde, ortakların esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi Türk Ticaret Kanunu
hükümleri çerçevesinde geri almış olmaları nedeniyle mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın
vergilendirme işlemi yapılmayacaktır.
            Yapılacak sermaye azaltımının;
            - Öncelikle, kurumlar vergisine ve vergi sonrası dağıtılan kazancın ise kâr dağıtımına bağlı
vergi kesintisine tabi tutulacak hesaplardan karşılanması, 
            - Devamında, sadece kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesapların
kullanılması,
            - Son olarak ise, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi
sermayenin işletmeden çekildiğinin kabulü            gerekmektedir.
            6113 sayılı Kanun kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan tutarların sermayeye eklenmesi
halinde, bu tutarlar sermayenin bir unsuru olacak ve sermaye azaltımı durumunda yukarıda
belirtilen sıra çerçevesinde işletmeden çekilmiş sayılacaktır.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre;
            - Öncelikle, varsa sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltmesi farklarının, yeniden
değerleme değer artış fonunun, maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış fonunun, iştirakler
yeniden değerleme artışlarının, maliyet artış fonunun ve 6113 sayılı Kanun kapsamındaki
işlemlerden kaynaklanan tutarların şirketin sermaye azaltımı yapması sebebiyle işletmeden
çekildiğinin kabulü ve işletmeden çekilen tutarların öncelikle kurumlar vergisine, vergi sonrası
dağıtılan kazancın da elde edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi
tutulması; bu hesapların geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubunda kurumlar vergisi
hesaplanması, ancak nakden veya hesaben bir ödeme bulunmadığından kâr payı dağıtımına bağlı
vergi kesintisi yapılmaması,
            - Daha sonra, önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl kârlarının, yasal
yedeklerin, Kurumlar Vergisi Kanununda belirtilen şartlar dahilinde sermayeye eklenen taşınmaz ve
iştirak hissesi satış kazancının işletmeden çekildiğinin kabulü ve işletmeden çekilen tutarların elde
edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması; bu hesapların
geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubu suretiyle sermaye azaltımına konu edilmesi kâr
payı dağıtımı olarak değerlendirilmeyeceğinden vergi kesintisi yapılmaması,
            - Son olarak da, şirket ortakları tarafından nakden veya aynen konulan sermayenin
işletmeden çekildiğinin kabulü ve bu tutar üzerinden vergi hesaplanmaması ve kesinti yapılmaması
            gerekmektedir.
            4) Sermaye azaltımı işleminde aktifte yer alan ortaklar cari hesabının kullanılıp
kullanılamayacağı hususunda ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığının görüşü alınmalıdır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
   
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.