ABD mukimi firmadan sağlanan tercümanlık hizmetinin vergilendirilmesi hk.
ABD mukimi firmadan sağlanan tercümanlık hizmetinin
vergilendirilmesi hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.04[65-2015-5]-92
Tarih:
18/02/2016
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 84098128-120.04[65-2015-5]-92 18/02/2016
Konu : ABD mukimi firmadan sağlanan
tercümanlık hizmetinin
vergilendirilmesi hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 3/12/2014 tarihinden itibaren tercümanlık faaliyetiniz
nedeniyle … Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olduğunuz, tercümanlık faaliyetini bizzat icra
etmeyeceğiniz, söz konusu tercümanlık hizmetini ABD'de yerleşik bir firmadan alacağınız
belirtilerek, söz konusu faaliyetinizin ne şekilde vergilendirileceği, defter ve belge düzeninin nasıl
olacağı, yurtdışından sağlanan bu hizmetin tevkifata konu olup olmadığı ile hizmetten Türkiye'de
faydalanılması nedeniyle sorumlu sıfatı ile KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususlarında
Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
A- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde,
"Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.",
65 inci maddesinde,
"Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa
dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi
nam ve hesabına yapılmasıdır.",
hükümlerine yer verilmiştir.
Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve
kastının bulunup bulunmaması, böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin ticari
faaliyet olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için,
kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün
unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği
ortaya çıkmaktadır.
Buna göre, ticari kazançlar esas itibariyle sermaye-emek karışımı bir kaynağa bağlı olarak
doğmakta ve bu kaynağa bağlı olarak devamlı bir organizasyona dayanan her türlü faaliyet ticari
faaliyet sayılmaktadır. Serbest meslek faaliyetinin ticari bir organizasyon içinde yapılması halinde
de sağlanan gelir ticari kazanç sayılmakta ve kazancın tespitinde ticari kazanca ait esas ve
hükümler geçerli olmaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, tercümanlık faaliyetini bizzat icra etmemeniz ve çeviri
hizmetini yurt dışında mukim bir firmadan almanız nedeniyle, söz konusu faaliyetiniz devamlı bir
ticari organizasyon yapısına sahip olduğundan, bu faaliyetten elde edeceğiniz kazancın ticari
kazanç olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanca ilişkin hükümlerine göre
vergilendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun
1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden
vergilendirileceği hükmü yer almış, üçüncü fıkrasının (c) bendinde ise Türkiye'de elde edilen
serbest meslek kazançları dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar arasında
sayılmıştır.
Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede sayılan
kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya
hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme
bağlanmış, maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca dar mükellefiyete tabi kurumların
Türkiye'de elde ettikleri serbest meslek kazançları üzerinden kurumlar vergisi tevkifatı yapılması
öngörülmüş olup, 3/2/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek
kazançlarından yapılacak tevkifat oranı petrol arama faaliyeti dolayısıyla sağlanacak serbest meslek
kazançlarından %5, diğer serbest meslek kazançlarından %20 olarak belirlenmiştir.
B- ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI YÖNÜNDEN:
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması
1/1/1998 tarihinden itibaren uygulanmakta olup, söz konusu Anlaşmanın "Serbest Meslek
Faaliyetleri" başlıklı 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında;
"2. Akit Devletlerden birinin bir teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki
diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla
beraber, eğer bu hizmet veya faaliyetler diğer Devlette icra
edilirse ve eğer:
a) Teşebbüs bu diğer Devlette hizmet ve faaliyetlerin icra edildiği bir işyerine sahip olursa; veya
b) Hizmet veya faaliyetlerin icra edildiği süre veya süreler, herhangi bir kesintisiz 12 aylık
dönemde, 183 günü aşarsa
sözkonusu gelir, bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.
Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca sözkonusu işyerine atfedilebilen gelir ya da yalnızca bu
diğer Devlette icra edilen hizmet veya faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir. Her iki durumda da Türkiye Cumhuriyeti, sözkonusu gelir üzerinden tevkifat
suretiyle vergi alabilir. Bununla beraber, sözkonusu gelirin lehdarı, böyle bir vergiye tabi
tutulduktan sonra sözkonusu gelir dolayısıyla, sanki gelir bu diğer Devlette bulunan bir işyerine
atfedilebilirmiş gibi, Anlaşmanın 7 nci maddesi hükümlerine göre, net esasında vergilendirilmeyi
tercih edebilir."
düzenlemesi yer almaktadır.
Buna göre, ABD mukimi bir teşebbüsün Türkiye'ye gelmeksizin ABD'de icra edeceği serbest meslek
hizmetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri vergileme hakkı
yalnızca ABD'ye aittir. Eğer bu hizmet veya faaliyetler Türkiye'de bir işyeri vasıtasıyla ya da
Türkiye'de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günden fazla sürede icra edilirse,
Türkiye'nin de bu gelirleri vergileme hakkı bulunmaktadır.
ABD mukimi teşebbüslerin Türkiye'de icra edecekleri serbest meslek faaliyeti, bu teşebbüslerin
personelleri vasıtasıyla Türkiye'de yapacakları serbest meslek faaliyetini ifade etmektedir.
Faaliyetin Türkiye'de icra edilmesi durumunda, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi
tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak
sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye'de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde
toplam 183 günden fazla bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden, söz konusu
ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorundadırlar.
Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan teşebbüsler, Anlaşma hükümleri
çerçevesinde bu ödemelerin Türkiye'de vergilendirilmemesinin gerektiği durumlarda, bizzat veya
vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.
ABD mukimi teşebbüsün Türkiye'de serbest meslek icrası için kaldığı sürenin 183 günü aşıp
aşmadığının tespitinde;
- teşebbüsün, Türkiye'de birden fazla teşebbüse serbest meslek faaliyeti sunması halinde bu
faaliyetlerin tümünün,
- serbest meslek faaliyetinin söz konusu teşebbüsün Türkiye'ye gönderdiği birden fazla personel
tarafından icra edilmesi halinde, bu personelin Türkiye'de toplam kalma sürelerinin,
dikkate alınması gerekmektedir.
Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden
yararlanabilmek için söz konusu ABD teşebbüsünün ABD'de tam mükellef olduğunun ve tüm dünya
kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin ABD yetkili makamlarından alınacak bir belge
ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile birlikte Türkçe tercümesinin Noterce veya ABD'deki Türk
Konsolosluklarınca tasdik edilen bir örneğinin vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz
edilmesi gerekmektedir. Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ise ilgili anlaşma
hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.
C- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de
yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
-6/b maddesinde, hizmet ifalarında işlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin
Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması gerektiği,
-8 inci maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işi yapanların verginin mükellefi
olduğu,
-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş
merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı'nın vergi
alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin
ödenmesinden sorumlu tutabileceği
hüküm altına alınmıştır.
1/5/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.2.1.) bölümünde;
"3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV'nin konusuna girebilmesi için
Türkiye'de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya
faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların
Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan
hizmetler KDV'ye tabi olacaktır.
Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de
ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten
faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında
faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
KDV'nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye'de faydalanan muhatabın KDV
mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler
nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.
... ...."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, Amerika Birleşik Devletlerinde mukim bir firmadan aldığınız tercümanlık hizmetinden
Türkiye'de yararlanıldığından bu hizmet KDV'ye tabi olacak, hizmet bedeli üzerinden genel
oranda (% 18) hesaplanan KDV tarafınızca sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan
edilerek ödenecektir.
D- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinde 6 bent halinde sayılan şartlardan birini
taşımanız halinde bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tutmanız,
aynı Kanunun 229 uncu maddesine göre yaptığınız iş karşılığında, müşterinin borçlandığı meblağı
göstermek üzere müşteriye ticari bir vesika olarak fatura düzenlemeniz gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.