Aboneliği şirket adına olmayan su ve elektrik faturalarının vergi kanunları karşısındaki durumu hk.
Aboneliği şirket adına olmayan su ve elektrik faturalarının
vergi kanunları karşısındaki durumu hk.
Sayı:
62030549-120[40-2014/556]-135676
Tarih:
08/09/2016
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı :62030549-120[40-2014/556]-135676 08.09.2016
Konu :Aboneliği şirket adına olmayan su ve
elektrik faturalarının vergi kanunları
karşısındaki durumu
İlgide kayıtlı özelge talep formunun tetkikinden;
- Şirketinizin 15/01/2010 tarihinden itibaren restoran işletmeciliği faaliyetine başladığı
adreste kiracı olduğu ancak bu adreste faaliyete geçilmesine rağmen elektrik, su ve doğalgaz
abonelik sözleşmelerinin sehven yenilenmediği,
- İşletmenin su sayacının kırık olması nedeniyle su tüketim bedellerinin uzun bir süre
tahakkuk etmediği, 2014 yılının Şubat ayında su sayacının değiştirilmesi sonrasında ….. tarafından
Şirketinize abonelik sözleşmesi yapılması için tebligat gönderildiği,
- Ayrıca 709 günlük süreci içeren 22/02/2014 tarihli 20.994 TL'lik su tüketim faturası
düzenlenerek ilgili tutarın ödenmesi hususunda ödeme protokolü oluşturulduğu, düzenlenen 14
adet senet mukabili toplamda 1.358, 40 TL vade farkı ödemesi gerçekleştirileceği,
- Eski kiracının ……. 'a olan icra aşamasındaki borçları nedeniyle de yeni abonelik
sözleşmesi yapılamadığı ancak işletmenin elektrik kullanımları için ilgili kurum tarafından 148260
abone numarası baz alınarak düzenlenen ancak adres bilgisi farklı görünen faturaların da Şirketiniz
tarafından ödendiği
belirtilerek yukarıda yer alan hususlar çerçevesinde de;
1) 709 günlük süreci kapsayan su tüketimine ilişkin …. tarafından düzenlenen faturada
gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı, söz konusu su giderinin
normal gider olarak mı yoksa kanunen kabul edilmeyen gider olarak mı dikkate alınacağı, su
ödemesine ilişkin düzenlenen senetler mukabili ödenecek vade farkının gider olarak kaydedilip
kaydedilemeyeceği,
2) Aboneliği Şirketinize ait olmamakla birlikte şirketinizin elektrik kullanımlarını içeren ve
ilgili kurum tarafından 148260 abone numarası baz alınarak düzenlenen ancak adres bilgisi farklı
görünen elektrik faturalarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp
alınamayacağı ile bu faturalara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı
hususlarında Başkanlığımız görüşlerinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun,
1/1 inci maddesinde; Türkiye'de ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu, 10/g maddesinde; vergiyi doğuran
olayın su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında bunların
bedellerinin tahakkuk ettirilmesi anında meydana geldiği,
29/1 inci maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan
katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak
düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,
29/3 üncü maddesinde; indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı
aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde
kullanılabileceği,
34/1 inci maddesinde; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma
Değer Vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca
gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği
hüküm altına alınmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, işyerinde kullanılan ancak abonelik kaydı başkası adına
kayıtlı olan su aboneliğine ilişkin kullanım bedelinin faaliyette bulunduğunuz işyerine ait olduğunun
ve işle ilgili olarak kullanıldığının tevsik edici belgelerle ispatı halinde bu belgelere dayalı giderlerle
ilgili olarak yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilir.
Diğer taraftan geçmiş dönemlere ait olan, ancak toplu olarak 2014 yılında tahakkuk ettirilen
su kullanım bedellerinin tahakkuk ettirildiği takvim yılı aşılmamak şartı ile bunlara ilişkin
vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği
tabiidir.
KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı,
safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 11 nci maddesinde ise; "Kurum kazancının tespitinde aşağıdaki indirimlerin
yapılması kabul edilmez:
…
d) Bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları,
21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen
gecikme faizleri.
…"
hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi
sırasında indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendiyle ticari
kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde
indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz
konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının
bulunması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim
konusu yapılabilmesi mümkün değildir.
Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde indirilecek giderler sayılmış olup bu maddenin birinci
fıkrasının (3) numaralı bendine göre, işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya
kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar ticari kazancın tespitinde indirilecek
giderler arasında sayılmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası"
ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş
olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve
işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu
esas dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve
tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında,
"Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır."
denilerek vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her
türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiştir.
Buna göre; şirketinizin kiracı olarak faaliyette bulunduğu işyerinin aboneliği eski kiracı
adına kayıtlı olan elektrik ve su bedellerinin faaliyette bulunduğunuz döneme ve işyerine ait olması,
ticari faaliyetinizle ilgili olarak kullanılmış olması ve tarafınızca ödendiğinin ilgili kurumlardan
alınacak belgelerle kati olarak tevsiki kaydıyla, söz konusu tutarların tahakkuk ettiği dönem
itibarıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, süresinde ödenmeyen su tüketim bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle
uygulanan vade farkları işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat niteliğinde
olacağından, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.