Adi ortaklık adına tescil işlemi yapılmayan aracın işletme aktifine nasıl kaydedileceği ile yapılan giderlerin GV ve KDV karşısındaki durumu hk.
Adi ortaklık adına tescil işlemi yapılmayan aracın işletme
aktifine nasıl kaydedileceği ile yapılan giderlerin GV ve KDV
karşısındaki durumu hk.
Sayı:
39044742-KDV.29-97163
Tarih:
24/11/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı :39044742-KDV.29-97163 24/11/2015
Konu :Adi ortaklık adına tescil işlemi
yapılmayan aracın işletme aktifine
nasıl kaydedileceği ile yapılan
giderlerin GV ve KDV karşısındaki
durumu.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, adi ortaklık faaliyetinde bulunan işletmenize ait
malların taşınabilmesi amacıyla kamyonet satın alınarak işletme aktifine kaydedilmek istendiği,
ancak aracın adi ortaklık adına tescil işleminin olmadığı, ayrıca Ulaştırma Bakanlığı tarafından adi
ortaklık adına K2 belgesinin verilmediği belirtilerek, işletmede kullanılmak üzere ortaklığınız adına
bedeli ödenerek alınacak söz konusu aracın işletme aktifine nasıl kaydedileceği ile araca ilişkin
KDV, amortisman ve yapılan masrafların gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda
Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
GELİR VERGİLERİ KANUNU YÖNÜNDEN
818 sayılı Borçlar Kanununun 520 nci maddesinde yer alan düzenlemede adi ortaklık iki
veya daha çok kişinin emeğini ya da malını bir amaca ulaşmak için birleştirdikleri bir sözleşme türü
olarak tanımlanmaktadır. Adi ortaklığın amacı, ortakların sorumlulukları, sermayesi, borçları ve
alacakları bu kanunda düzenlenmiştir. Adi ortaklık tüzel kişiliği haiz olmayıp Borçlar Kanunu
hükümlerine göre kurulur ve son bulur.
Borçlar Kanununun 534-538 inci madde hükümleri kapsamında iştirak halinde mülkiyet
esasına göre faaliyet sürdüren adi ortaklıklar elde ettikleri gelirin vergilendirilmesi açısından
bağımsız bir ünite olarak kabul edilmemiştir. Ticari faaliyette bulunan adi ortaklıklarda her bir
ortağın payına düşen kazanç ayrı ayrı ticari kazanç sayılmıştır. Ortaklar kendi paylarına düşen
karlarını ticari kazanç olarak münferiden beyan etmek zorundadırlar. Ancak adi ortaklık KDV
yönünden vergi mükellefi gelir stopaj yönünden ise vergi sorumlusu olarak kabul edilmiştir.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, ticari kazancın tespitinde neleringider olarak indirilebileceği sayılmış olup; aynı maddenin 5 inci ve 7 nci bentlerinde safi kazancın
tespitinde kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri
ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların indirim konusu yapılacağı
belirtilmiştir.
Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede
vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğu, vergiyi doğuran
olay ve bu olaya ilişkin muamelelerinin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille
ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama
vasıtası olarak kullanılmayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine
göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden
tarafa ait olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre; Karayolları Taşıma Yönetmeliğince K2 belgesi almak için
tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığınız adına tescili yapılamayan aracın ortaklardan biri adına
alınması durumunda, araç sahibi ile ortaklığınız arasında kiralama sözleşmesi düzenlenmesi ve
aracın yalnızca ortaklığınız faaliyetlerinde kullanılması şartıyla araca ait giderler ve amortismanın
indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
29/1 maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'
den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve
hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'yi
indirebilecekleri,
30/d maddesinde ise Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde
indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV'nin mükellefin vergiye tabi işlemleri
üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyeceği
hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca KDV Kanununun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci
maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV'nin konusuna girmektedir.
Buna göre, motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların
eklentilerinin kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hüküm
altına alınmış olup söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbestmeslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV'ye tabi olacaktır.
Buna göre, başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyeti bulunmayan ortağınızın özel
mülkiyetindeki aracı kiraya vermesi KDV Kanununun 1/3-f maddesi kapsamında KDV'ye tabi olacak,
bu kiralama hizmetine ait KDV kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesiyle
beyan edilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir.
Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunması durumunda söz
konusu aracın ortağı bulunduğu adi ortaklığa kiraya verdiği araç dolayısıyla fatura düzenlenmesi
gerekmekte olup, bu durumda kiracı tarafından ödenen KDV indirim konusu yapılabilecektir.
Sonuç olarak, adi ortaklığınız adına tescili yapılamayan aracın, ortaklardan biri adına
alınması, araç sahibi ile ortaklığınız arasında kiralama sözleşmesi düzenlenmesi ve aracın yalnızca
ortaklığınız faaliyetlerinde kullanılması şartı ile söz konusu aracın giderlerine ilişkin (yakıt, tamir
vb.) yüklenilen KDV’nin ortaklığınız tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.