Adi ortaklık bünyesinde ortak tarafından verilen arabuluculuk hizmetinde belge düzeni.

Adi ortaklık bünyesinde ortak tarafından verilen
arabuluculuk hizmetinde belge düzeni.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.07.17.02-105[VUK.ÖZ.16.51]-81099
Tarih: 
13/06/2017
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
   
 
Sayı :77058783-105[VUK.ÖZ.16.51] - 81099 13.06.2017
Konu :Avukatların Arabuluculuk  
faaliyetinde belge düzeni.
        
 
 
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, adi ortaklığınızın ortaklarından …'in
arabuluculuk faaliyetinden elde ettiği kazancın, ortaklığın serbest meslek makbuzu ve serbest
meslek kazanç defterini kullanarak beyan edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan özelge
talep edildiği anlaşılmıştır.
I- 193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
Gelir Vergisi Kanununun;
- 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet
karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat,
huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş
bulunması onun mahiyetini değiştirmez.
Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:
...
5. Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi
üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
...",
- 62 nci maddesinde, "İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran
gerçek ve tüzel kişilerdir.61'inci maddenin 1 ila 6 numaralı bentlerinde yazılı ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri
yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir."
hükümleri yer almaktadır.
Bunun yanı sıra, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ücret sayılan
ödemeler dışında bir ödemenin ücret olarak vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hususu aşağıda
açıklanan üç unsura göre tespit edilmekte olup, bu üç unsur birlikte varsa elde edilen gelir ücret
olarak vergilendirilmekte, aksi takdirde ücretten söz etmek mümkün olmamaktadır.
1- Bir işverene tabi olma: Herhangi bir ödemenin ücret olarak kabul edilebilmesi için gerekli olan
ilk unsur çalışanın işverene tabi olmasıdır. İşveren, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları
dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Çalışanın işverene bağlılığı, fiili olabileceği gibi
kanun, tüzük, yönetmelik veya sözleşmelerle de saptanmış olabilmektedir.
2- Belli bir iş yerine bağlı olma: İş yeri ticari, sınai, zirai ve mesleki bir faaliyetin yürütülmesi için
tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerdir. Bu yerlere bağlılık, hukuki anlamda bir
bağlılıktır. Hizmetin mutlaka fiilen iş yerinde yapılması zorunlu değildir.
3- Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılması: Ödeme bir hizmet karşılığı değilse ücret
sayılmasına imkân yoktur. Hizmet karşılığı olarak yapılan ödeme, nakit (haftalık, aylık v.b.), ayın
(hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) veya para ile temsil edilebilen menfaatler (konut, araç
sağlanması gibi) şeklinde olabilir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde, "Her türlü serbest meslek faaliyetinden
doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa
dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi
nam ve hesabına yapılmasıdır..." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseselerinin, iktisadî kamu
müesseselerinin, sair kurumların, ticaret şirketlerin, iş ortaklıklarının, derneklerin, vakıfların,
dernek ve vakıfların iktisadî işletmelerinin, kooperatiflerin, yatırım fonu yönetenlerin, gerçek
gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabının, zirai kazançlarını bilanço
veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri
(avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir
vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış olup, bu maddenin
birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde "2. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra
edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler
hariç);
a) 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden, %17,
b) Diğerlerinden, %20
oranında tevkifat yapılacağı düzenlemesine yer verilirken, Kanunun 96 ncı maddesinde de, vergi
tevkifatının, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılacağı, kesilmesi
gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu verginin, bilfiil ödenen miktar
ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun;
- 2 nci maddesinde, "(1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Arabulucu: Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline
kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi,b) Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla
tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin
üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi
almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık
çözüm yöntemini,
...",
- 7 nci maddesinde, "(1) Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme
hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans talep edebilir.
(2) Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan
Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak
karşılanır.",
- 9 uncu maddesinde, "(1) Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.",
- 14 üncü maddesinde, "(1) Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular
taraflarca seçilir."
hükümleri yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak 26.01.2013 tarihli ve 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk
Uyuşmazlıklarında  Arabuluculuk  Kanunu  Yönetmeliğinde,  arabuluculuk  yoluyla  hukuk
uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esaslar, arabuluculuk eğitimi verecek
kuruluşların denetlenmesi, eğitimin süresi, içeriği ve standartları ile ilgili hususları ve yapılacak
olan yazılı ve uygulamalı sınavın ilke ve kurallarının belirlenmesi, arabulucular sicilinin
düzenlenmesi ve arabulucularda aranacak koşullarla, arabulucuların denetlenmesi ve izlenmesi ile
ilgili hususları ve Arabuluculuk Daire Başkanlığı ile Arabuluculuk Kurulunun çalışma usul ve
esaslarına ilişkin konularda düzenlemeler yapılmıştır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;
- Arabuluculuk faaliyetinin şahsen yerine getirilmesi gereken bir faaliyet olması, arabulucular ile
Adalet Bakanlığı arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaması, ücretlerin taraflarca doğrudan
arabulucuya ödenebilmesi, bu ücret ödemeleri ile ilgili herhangi bir kayıt tutulmaması ve söz
konusu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaması hususları göz önüne alındığında, elde edilen
gelirin ücretin tüm unsurlarını taşımadığı anlaşıldığından "ücret" olarak vergilendirilmemesi
gerekir.
- Arabuluculuk faaliyetinin şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa
dayanması nedeniyle bu faaliyet "serbest meslek faaliyeti" olarak değerlendirilmekte olup, söz
konusu faaliyet için serbest meslek kazanç mükellefiyeti tesis ettirilerek elde edilen serbest meslek
kazancının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
- Arabuluculuk ödemelerinin tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca yapılması halinde, Gelir Vergisi
Kanununun 94/2-b maddesine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
II- 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesi ile serbest meslek erbabına defter tutma
mecburiyeti getirilmiş, 210 uncu maddesinde serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç
defteri tutacağı hüküm altına alınmış, 236 ncı maddesinde ise, "Serbest meslek erbabı, mesleki
faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir
nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir."
hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilen arabuluculuk faaliyetini icra edenlerinVergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan hükümleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri
tutması ve mesleki faaliyetine ilişkin her türlü tahsilatı için serbest meslek makbuzu düzenlemesi
gerekmektedir.
Bu çerçevede, başvurunuzdan, adi ortaklığınızın ortaklarından sadece …'in arabuluculuk hakkını
elde ettiği anlaşıldığından, arabuluculuk faaliyetinin adi ortaklık kurmak suretiyle yürütülmesinden
bahsedilemeyecek olup, adı geçen tarafından verilen arabuluculuk hizmetine ilişkin tahsilatları için
kendi adına bastırdığı serbest meslek makbuzunu düzenlemesi ve yine kendi adına tasdik ettirdiği
serbest meslek kazanç defterini kullanması icap etmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
İmza                          
   
 
 
 
 
 (*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.