Adi Ortaklık mükellefiyetinin terk edilmesi durumunda devreden katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

Özelge: Adi Ortaklık mükellefiyetinin terk edilmesi
durumunda devreden katma değer vergisinin indirim
konusu yapılıp yapılamayacağı hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-1769
Tarih: 
30/05/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-1769 30/05/2012
Konu : Mükellefiyetin terk edilmesi durumunda devreden  
katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ......... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ....... vergi
numarasında kayıtlı olduğunuz, 01/08/2009 tarihinde konut inşaatı faaliyeti ile ilgili olarak tesis
ettiğiniz adi ortaklık mükellefiyetinizi 31/12/2010 tarihinde sonlandırdığınızı belirterek, konut
inşaatına konu olan dairelerin 150m² altında olması sebebiyle satış faturalarında %1 katma değer
vergisi uyguladığınızı, konut inşaatının bünyesine giren maliyet giderlerinin katma değer vergisi
oranlarının %18 olmasından dolayı, Aralık/2010 dönemi katma değer vergisi beyannamesinde
devreden katma değer vergisi oluştuğunu belirterek iade müessesesi işletilemediğinden sona eren
adi ortaklığa ait devreden katma değer vergisinin ortaklar tarafından verilen gelir vergisi
beyannamelerinde gider veya maliyet olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda bilgi talep
edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
            Gelir Vergisi Kanunu'nun 37'nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan
kazançlar ticari kazanç olduğu 40'ıncı maddesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi
için yapılan genel giderlerin kazançtan indirilebileceği, 41'inci maddesinde ise sayılan ödemelerin
ticari kazancın hesaplanmasında gider olarak kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.            
        
            Borçlar Kanunu'nun 520'nci maddesinde "Şirket bir akittir ki onunla iki veya ziyade
kimseler, saylerini ve mallarını müşterek bir gayeye erişmek için birleştirmeyi iltizam ederler.
            Bir şirket, ticaret kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değil ise bu
bap ahkamına tabi adi şirket sayılır" hükmü ile adi ortaklığın tanımı yapılmıştır.
            Aynı Kanun'un 522 ve 523'üncü maddeleri hükümlerine göre; adi ortaklıkta, ortaklar
aralarında aksi kararlaştırılmamışsa, kar ve zararı eşit olarak paylaşmak zorundadırlar.
            Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29'uncu maddesinde;
             "1. Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer
vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri
indirebilirler:
            a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve
benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,
            b) İthal olunan  mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi,            c) Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye
geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,
            2. Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye
tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde,
aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca
Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin
gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek
sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli
idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51'i
veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan  işletmeler ile organize
sanayi bölgelerinden   temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. 
Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya
mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben  iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti
indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya  tamamen ya da 
amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak
üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.  
            3. İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili
vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.
            4. Maliye ve Gümrük Bakanlığı vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi
mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun
olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkilidir.
            hükmü yer almaktadır.
            Kanun'un 29'uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, indirimli orana tabi işlemleri bulunan
mükelleflerin bu işlemler nedeniyle yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri verginin
iadesine ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 85, 99, 101, 105 ve 106 Seri No.lu Katma Değer Vergisi
Genel Tebliğlerinde yapılmış olup fatura düzenlenmek suretiyle indirimli oranda KDV uygulanarak
teslim edilen konutlarla ilgili olarak yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin,
Kanun'un 29'uncu maddesinin ikinci fıkrası  çerçevesinde nakden veya mahsuben iadesi mümkün
bulunmaktadır.          
             Diğer taraftan Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 58'inci maddesinde "Mükellefin vergiye
tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma
Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez."
hükmü yer almaktadır.
            Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, indirimli oranda katma değer vergisine tabii yapılan
faaliyet nedeniyle yüklenmiş olduğunuz katma değer vergisinin genel esaslar çerçevesinde iadesi
mümkün bulunmakta olup, adi ortaklık mükellefiyetinin terkin edilmesi nedeniyle sonraki döneme
devreden katma değer vergisinin adi ortaklığının ortakları tarafından verilen yıllık gelir vergisi
beyannamelerinde gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate
alınması  mümkün bulunmamaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.                                  
 
   
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş isebu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.