Alınan güvence bedellerinin değerlemesi.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAHRAMANMARAŞ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı
: 47285862-VUK-5-10
Konu :Alınan güvence bedellerinin değerlemesi.
17/05/2013
İlgi özelge talep formunuzda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numaralı mükelle olduğunuz, şirketinizin
elektrik perakende satış lisansı ve elektrik dağıtım lisansı sahibi olduğu, imtiyaz sözleşmesi hükümleri çerçevesinde görev
süreniz boyunca abonelerden tahsil etmiş olduğunuz güvence bedellerini "Alınan depozito ve teminatlar" hesabında
takip ettiğiniz, her türlü sorumluluğu şirketinize ait olan ve abonelik sözleşmesinin feshi halinde veya görev sürenizin
sonunda güncelleştirilmiş kıymeti üzerinden aboneye veya ...'a ödenecek/devredilecek olan güvence bedellerinin dönem
sonlarında değerlenip değerlenemeyeceği ile değerleme sonucu oluşan farkların kar/zarar hesaplarına intikal ettirilip
ettirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir
I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelle erin bir hesap dönemi içinde
elde ettikleri sa kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, sa kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun
ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.
Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre
ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark
olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden
çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun
değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır. Anılan
Kanunun 40 ıncı maddesinde de, sa kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.
Gelirin elde edilmesinde; tahakkuk ilkesi, gelirin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmesi, yani geliri doğuran işlemin
eksiksiz tekemmül etmesi olup, ticari kazancın elde edilmesinde tahakkuk esası benimsenerek gelirin mahiyet ve tutar
itibariyle kesinlik kazanması aranmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketiniz tarafından abonelerden alınan güvence bedellerinin Alınan Depozito ve
Teminatlar hesabında takip edilmesi mümkün olup, güvence bedellerinin mevduat v.b. yatırım araçlarında
değerlendirilmesi halinde elde edilen gelirlerin kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, söz konusu güvence bedellerinin; ayrılan abonelere veya sözleşme sürenizin dolması nedeniyle ...'a
güncelleştirilmiş değeri üzerinden iade edilmesi halinde ise güncelleştirme nedeniyle ilave olarak iade edilen tutar
iadenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılabilecektir.
II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258 inci maddesinde değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi
kıymetlerin takdir ve tespiti olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 285 inci maddesi ise borçların, mezkûr maddede belirlenen esaslar çerçevesinde mukayyet değerleriyle
değerleneceği hükme bağlanmıştır. Mukayyet değer ise yine aynı Kanunun 265 inci maddesinde, "... bir iktisadi kıymetin
muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeridir." şeklinde tanımlanmıştır.
Öte yandan, aynı Kanunun 280 inci maddesi yabancı paraların değerlemesine ilişkin olup, mezkur madde hükmü yabancı
para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir.
Şirketiniz tarafından abonelerden alınan güvence bedelleri ise şirketiniz açısından bir borç mahiyetinde olup, bu
kapsamda değerlendirilerek ilgili kaynak hesaplarında izlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, abonelerden (Türk Lirası ve/veya yabancı para cinsinden) tahsil edilen güvence bedellerinin dönem sonunda,
Vergi Usul Kanununun 265 inci maddesinde düzenlemesi yapılan mukayyet değere ait hükümler ile 280 ve 285 inci
maddelerindeki hükümler kapsamında değerlemesinin yapılması gerekmekte olup, bu düzenlemeler dışında, başkaca bir
değerleme ölçütünün kullanılması vergi kanunları açısından mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, şirketinizin bilanço hesaplarında takip edilen güvence bedellerinin, dönem sonlarında yürürlükteki mevzuat
hükümleri uyarınca açıklanan güvence bedelleri dikkate alınarak değerlenmesi Vergi Usul Kanununa göre mümkün
bulunmamaktadır.
Bilgilerinizi rica ederim.
(*)
Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu illeriniz dolayısıyla vergi tarh
edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.