Bahreyn'de alt taşeron olarak yapılan kaba inşaat işinden elde edilen kazancın kurumlar vergisinden isisna olup olmadığı
Bahreyn'de alt taşeron olarak yapılan kaba inşaat işinden
elde edilen kazancın kurumlar vergisinden isisna olup
olmadığı hk.
Sayı:
62030549-125[5-2016/372]-541480
Tarih:
08/12/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 62030549-125[5-2016/372]-541480 08.12.2017
Konu : Bahreyn'de alt taşeron olarak yapılan
kaba inşaat işinden elde edilen
kazancın kurumlar vergisinden isisna
olup olmadığı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin 2016 yılında İstanbul merkezli olarak
kurulduğu belirtilerek, Bahreyn'de …… alt taşeronu olarak imzalamış olduğunuz sözleşme
gereğince Türkiye'den personel götürmek suretiyle … inşaatın gerçekleştirileceği belirtilerek, söz
konusu inşaat işine ilişkin olarak elde edilen kazancın, yurt dışı inşaat taahhüt işi kapsamında
kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN:
Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Tam mükellefiyet:
Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek
Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden
vergilendirilirler." hükmü yer almaktadır.
Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde; yurt dışında yapılan inşaat, onarım,
montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen
kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.9. Yurt dışında yapılan
inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna" başlıklı
bölümünde;
"Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında
yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç
hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna
edilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, kurumların
yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kazançlar, maddede
belirtilen tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olmak ve en az %15 oranında gelir ve kurumlar
vergisi benzeri vergi yükü taşımak koşuluyla vergiden istisna edilmiştir.
Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi
temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik
hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de
vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Teknik hizmetler esas itibariyle inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak yürütülen
planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüd, fizibilite, harita tasarım, metraj, keşif,
idari ve teknik şartname ile ihale dosyası hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat
kontrollüğü, tasarım kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı, proje ve yatırım yönetimi ve benzeri
hizmetleri kapsamaktadır.
Teknik hizmetlerden elde edilen kazançların da anılan istisnadan yararlanabilmesi için bu
işlerin yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilciler aracılığıyla yapılması; yurt dışında
ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci olmadan yapılan teknik hizmetlerin, hizmet ihracatı olarak
değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, teknik hizmetlerin yurt dışındaki inşaat, onarım ve montaj
işlerine bağlı olarak yapılma şartı bulunmamaktadır.
İnşaat, onarım ve montaj işlerinin yurt dışında gerçekleştirilmesi için bir işyeri bulunması
gerekirken, bu işlere bağlı teknik hizmetlerin yurt dışında herhangi bir işyeri olmaksızın
Türkiye'den gerçekleştirilebilmesi de mümkün olabilmektedir. Proje hazırlanması gibi teknik
hizmetler, inşaat ve onarma işinin tamamlayıcı bir unsuru olmasına karşın; kurumların yurt dışında
devam eden bir inşaat ve onarma işi olmadığı ya da ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci
bulundurulmadığı durumlarda, bu faaliyetin ihracat olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup yurt
dışındaki inşaat işine bağlı olarak Türkiye'de yapılan teknik hizmetlerden sağlanan kazançların bu
istisnadan yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kurumların yurt dışında bir
inşaat ve onarım işi varsa, buna bağlı teknik hizmetler ister Türkiye'de isterse yurt dışında yapılsın,
elde edilen kazançlar istisnadan yararlanabilecektir. Kurumların yurt dışında yaptıkları bir inşaat ve
onarım işinin bulunmaması halinde ise ancak yurt dışında bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla
yaptıkları teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar istisnadan yararlanılabilecektir.
Bu istisnanın uygulanması açısından, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile
teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye'ye getirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz
konusu kazançların Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanması
için yeterlidir."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Diğer taraftan, aynı Tebliğin "33.3. Mahsup edilebilecek yurt dışı vergilerin sınırı" başlıklı
bölümünde ise yurt dışında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması
halinde, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen vergilerin yurt içinde hesaplanan kurumlar
vergisinden mahsup edilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Bu açıklamalara göre, alt taşeron olarak Bahreyn'de yapılan ……… işinin yurt dışında bulunan
iş yeri veya daimi temsilci aracılığı ile yapılması halinde bu işle ilgili olarak Şirketinizce elde
edilerek Türkiye'deki genel sonuç hesaplarına intikal ettirilecek kazançların, Kurumlar Vergisi
Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi mümkün
bulunmaktadır.
ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI AÇISINDAN:
02.09.2007 tarihinden itibaren yürürlükte olan "Türkiye Cumhuriyeti ile Bahreyn Krallığı
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına
Engel Olma Anlaşması" hükümleri 01.01.2008 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.
Söz konusu Anlaşmanın "İşyeri" başlıklı 5 inci maddesinin, inşaat şantiyesi, yapım veya
kurma projesi ile ilgili iş yerinin oluşmasını düzenleyen 3 üncü fıkrasının hükmü şu şekildedir:
"3. 9 ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım veya kurma projesi bir işyeri
oluşturur."
Buna göre, Türkiye-Bahreyn Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nda inşaat işleri
bakımından iş yerinin oluşması dokuz aylık süre koşuluna bağlanmış olup, bahsi geçen şirketin
Bahreyn'de bir iş yeri bulunmasa dahi taşeron firma olarak yapılmış olduğu faaliyetlerin icrasının
belirtilen süreyi aşması halinde Bahreyn'de bir iş yerinin varlığından söz edilmesi mümkün
olacaktır.
Anlaşmanın "Ticari Kazançlar" başlıklı 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise;
"1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan
bir işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları
yalnızca işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir."
hükmü yer almaktadır.
Bu hükümler uyarınca, Bahreyn'de bir iş yerinin bulunması ya da şirketin üstlendiği
faaliyetlerin dokuz ayı aşması neticesinde burada bir iş yerinin oluşması halinde vergileme,
Anlaşmanın ticari kazançlara ilişkin 7 nci maddesi kapsamında bu iş yerine atfedilebilir kazançlarla
sınırlı olmak üzere Bahreyn'nin de vergi alma hakkı olacaktır.
Ancak, yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde şirket tarafından üstlenilen söz konusu
inşaat işinin süresinin dokuz ayı aşmaması halinde, Bahreyn'de bir iş yeri oluşmayacak ve bu
faaliyetler çerçevesinde elde edilecek kazançlar, iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yalnızca
Türkiye'de vergiye tabi tutulacaktır.
Diğer taraftan, Türkiye mukimi bu şirketin Bahreyn'de ki faaliyetlerinden elde ettiği gelirleri
üzerinden Bahreyn'de vergi ödemesi durumunda, bu şekilde ödenecek vergiler söz konusu
Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" başlıklı 22 nci maddesinin 1 inci fıkrası
çerçevesinde, Türkiye'de ödenecek vergiden Bahreyn'de ödenen verginin eşit tutarı kadarının
mahsup edilmesi suretiyle çifte vergilendirme önlenebilecektir.
Anlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için ilgili şirket adına Türkiye'de tam mükellef
olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini gösteren, İstanbul Vergi
Dairesi Başkanlığı'ndan alınacak mukimlik belgesinin Bahreyn yetkili makamlarına ibraz edilmesi
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.