Bakır eşya süsleme faaliyetinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 18'inci maddesindeki istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.

Özelge: Bakır eşya süsleme faaliyetinin Gelir Vergisi
Kanunu'nun 18'inci maddesindeki istisna kapsamında
değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011-GVK-18-2-383
Tarih: 
08/06/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011-GVK-18-2-383 08/06/2011
Konu : Bakır eşya süsleme faaliyetinin vergilendirilmesi hk.  
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde, müşterilerin getirdiği eski bakır eşyalar (tepsi,
sahan, güğüm, kazan, ibrik vb.) üzerine çekici zımbaya vurmak suretiyle, Osmanlı, Selçuklu ya da
Hititler gibi eski uygarlıklara ait ve Anadoluya özgü  desen ve motifleri kazıma, kakma, oyma,
kabartma gibi çeşitli şekillerde işleyerek meydana getirdiğiniz çalışmalarınızın Kültür ve Turizm
Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü'nce güzel sanat eseri kapsamında
değerlendirildiği ve söz konusu çalışmalarınızı işyerinizde yürüttüğünüzü belirterek, Gelir Vergisi
Kanunu'nun  18'inci  maddesindeki  istisnadan  yararlanıp  yararlanmayacağınız  konusunda
Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18'inci maddesinde, "Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat,
ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir,
hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür,
fotoğraf, film, video band, radyo vetelevizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi,
bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim,
heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut
haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden
müstesnadır.
Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve
ücretler istisnaya dâhildir.
Yukarıda yazılı kazançların arızi olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil
etmez.
Serbest meslek kazançları istisnasının bu Kanunun 94'üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle
ödenecek vergiye şümulü yoktur."  hükmü yer almıştır.
Bu hükme göre, yapmış olduğunuz faaliyet, Gelir Vergisi Kanununun 18'inci maddesi kapsamına
giren herhangi bir eser  grubu içinde yer almadığından, söz konusu faaliyetiniz dolayısıyla elde
edeceğiniz hasılatın Gelir Vergisi Kanununun 18'inci maddesinde yer alan istisna kapsamında
değerlendirilmesi mümkün değildir.
Yine aynı Kanunun "Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 46'ıncı maddesinde, 47 ve 48'inci
maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı
hükme bağlanmış olup, anılan maddelerde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları
açıklanmıştır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 51'inci maddesinde, basit usulde vergilendirmeden faydalanamayacakolanlar bentler halinde sayılmış olup, maddenin 12 numaralı bendine istinaden yayımlanan
12/01/1995 tarih ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Büyükşehir belediyesi olan illerin
(Erzurum, Diyarbakır, Sakarya ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Büyükşehir
Belediyesi Sınırları içerisine alınan yerlerden, yeni bağlanan mahallelerle birlikte 2000 yılı genel
nüfus sayımındaki nüfusu 30.000'den az olan yerler hariç) mücavir alan sınırları dahil olmak üzere
büyükşehir belediye sınırları içinde her türlü emtia imalatı ile uğraşanlar, her türlü emtia alım
satımı ile uğraşanlar, inşaat ile ilgili her türlü işlerle uğraşanlar, motorlu taşıtların her türlü bakım
ve onarım işleriyle uğraşanlar, lokanta ve benzeri hizmet işletmelerini işletenler ile eğlence ve
istirahat yerlerini işletenlerin 01.05.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecekleri
hükme bağlanmıştır.
Konu hakkında yayımlanan 183 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin (5/h) bölümünde; anılan
Bakanlar Kurulu Kararında 6 grup halinde belirtilen işler dışında kalan işleri yapan mükelleflerin,
götürü usulde (01/01/1999 tarihinden itibaren basit usulde) vergilendirilmelerine devam edileceği
belirtilmiştir.
Bu mükellefler ise halı, kilim, şapka, elbise, kundura, alet ve edevat, silah, baston, şemsiye, ziraat
aletleri, madeni eşya, mobilya, elektrikli ev aletleri, bisiklet, gözlük, çakmak, kalem, kasa, müzik
aletleri ve benzeri nitelikteki aletlerin veya eşyanın tamir işini yapanlar, değirmenci ve satenciler,
örgücüler, empirme ve yazma baskıcıları ve boyacıları, sipariş üzerine iş yapan terziler, gömlekçi,
ayakkabıcı ve şapkacılar; ağaç cilacıları, doğramacılar, kalıpçılar, kalaycılar, kaynakçılar,
nalbantlar, soğuk demirci, tesfiye, torna ve frezeciler, dülgerler ve marangozlar, hallaçlar,
bacacılar, su tesisat tamircileri, halıyıkayıcılar, kuru temizleyiciler, ütücüler, berberler,il  sınırları
içinde her türlü nakliye işini yapanlar, fotoğrafçılar, ayakkabı boyacıları ve çay ocağı işletenler ve
benzeri işleri yapanlar olarak açıklanmıştır.
Yukarıda yer alan hükümler uyarınca, büyükşehir belediye sınırları içerisinde 12.01.1995 tarih ve
95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu kararında belirtilen işler dışında kalan ve 183 Seri No'lu Gelir
Vergisi Genel Tebliği'nin (5/h) bölümünde belirtilen işleri veya bu işlere benzerlik gösteren işleri
yapan  mükelleflerin  genel  ve  özel  şartlarını  topluca  taşımaları  kaydıyla  basit  usulde
vergilendirilmeleri mümkün bulunmaktadır.
Buna göre mücavir alan sınırları dahil olmak üzere büyükşehir belediye sınırları içerisinde,
müşterilerin getirdiği eski bakır eşyalar üzerine Osmanlı, Selçuklu ya da Hititler gibi eski
uygarlıklara ait ve Anadolu'ya özgü desen ve motifleri kazıma, kakma, oyma, kabartma gibi çeşitli
yöntemlerle işleyerek meydana getirdiğiniz bakır eşyaları süsleme faaliyetiniz dolayısıyla, 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanunu'nun 47 ve 48'inci maddelerinde yazılı şartları topluca taşımanız ve herhangi
bir emtia alım satımında bulunmamanız kaydıyla basit usule tabi olmanız mümkün bulunmaktadır.
Ancak yukarıda belirtilen şekillerde süslemesini yaptığınız bakır eşyaların satış amacıyla işyerinizde
bulundurulması veya kullanılacak bakır eşya ya da malzemelerin tarafınızca temin edilmesi
durumunda ise mükellefiyetinizin gerçek usulde tesis edileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.