Bakırcılık faaliyetinin esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilmesi hk.
Özelge: Bakırcılık faaliyetinin esnaf muaflığı kapsamında
değerlendirilmesi hk.
Sayı:
38418978-120[9-12/106]]-165
Tarih:
27/02/2013
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 38418978-120[9-12/106]]-165 27/02/2013
Konu : Bakırcılık faaliyetinin esnaf muaflığı kapsamında
değerlendirilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, basit usulde vergi mükellefi olduğunuzu ve bakırı
çekiçle döverek bakır işlemeciliği faaliyetinde bulunduğunuzu belirterek, bu faaliyetinizin esnaf
muaflığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş
talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin
düzenlemelere yer verilmiş, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler
halinde sayılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasının (8) numaralı bendinde, "Bu Kanunun 47 nci maddesinde yazılı
şartları haiz olanlardan kendi ürettikleri ürünleri satanlara münhasır olmak üzere el dokuma işleri,
bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, bastonculuk,
semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği, çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık
ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında
faaliyette bulunanlar;" hükmü yer almakta olup, maddenin mülga ikinci fıkrasından sonra gelen
üçüncü fıkrasında, ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usulde gelir vergisine tâbi
olanlar ile yukarıda sayılan işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde
yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacakları açıklanmıştır.
Anılan Kanunun 47 nci maddesinde basit usule tabi olmanın genel şartları;
1. Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak,
seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla
geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi
veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup
bulunmamalarına bakılmaz.),
2. İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması
halinde yıllık kira bedeli toplamı büyükşehir belediye sınırları içinde (280 Seri No'lu Gelir Vergisi
Genel Tebliği ile 1.1.2012 tarihinden itibaren) 5.000 lirayı, diğer yerlerde 3.500 lirayı aşmamak,
3. Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde Gelir Vergisi'ne tabi
olmamak,
şeklinde yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 283 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "2.2.
Geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olduğu ve kaybolmaya yüz tuttuğu belirlenen meslek
kollarında faaliyette bulunanlarla ilgili esnaf muaflığının kapsamı" başlıklı bölümünde; " Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına 6322 sayılı Kanunla eklenen
(8) numaralı bent hükmü uyarınca;
El dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma
işleri, kaşıkçılık, bastonculuk, semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği,
çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve
kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar esnaf muaflığından
yararlanacaklardır.
Anılan meslek kollarında faaliyette bulunanların söz konusu muafiyetten yararlanabilmeleri
için Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı basit usule tabi olmanın genel şartlarını
topluca taşımaları ve münhasıran kendi ürettikleri ürünleri satmak suretiyle faaliyette bulunmaları
gerekmektedir.
Öte yandan, söz konusu meslek kollarında; devamlı veya arızi olarak, işyeri açılarak,
motorlu araç kullanılarak, yardımcı işçi veya çırak çalıştırılarak faaliyette bulunulması muafiyetten
yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.
Ancak, söz konusu meslek kollarında aşağıdaki şekilde faaliyette bulunulması halinde ise
muafiyetten yararlanılması mümkün değildir:
- Ticari işletmelere ait malları mutat olarak veya belli aralıklarla satanlar ile kendi
ürettikleri ürünlerle birlikte başkalarına ait ürünleri de satanlar,
- Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde faaliyette bulunanlar,
- Ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tâbi olanlar.
Diğer taraftan, halen basit usulde veya gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden söz
konusu muafiyete ilişkin şartları topluca taşıyanların bağlı oldukları vergi dairesine başvurmaları
halinde hükmün yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mükellefiyetleri kapatılacaktır. Şartları topluca
taşıyanlardan muafiyet hükmünden faydalanmak istemediğini ilgili vergi dairesine yazı ile
bildirenler ise durumlarına göre basit veya gerçek usulde vergilendirilecektir."
açıklamaları yer almaktadır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin 8 numaralı bendi ile getirilen
muafiyet hükmü ile geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek
kollarında faaliyette bulunan küçük esnafın korunması amaçlanmıştır.
Dolayısıyla, yapılan faaliyetin;
- Seri üretime imkan sağlayacak şekilde ticari bir organizasyon içinde yapılması,
- Sanayi tipi makine ve aletler kullanılarak yürütülmesi,
- Üretimin işçi ve usta vasıtasıyla yapılması (mesleğin devamı veya zorunlu nedenlerle işinde
yardımcı işçi ve çırak kullanılması hariç),
- Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapılması,
-Başka bir faaliyetinden dolayı ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısıyla gerçek usulde
gelir vergisine tâbi olunması,
hallerinde, Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin 8 numaralı bendinde yer alan
muafiyet hükmünden faydalanılamayacaktır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İş Değişikliklerinin Bildirilmesi" başlıklı 158
inci maddesinde, işe başladıklarını bildiren mükelleflerden mükellefiyetten muaflığa geçmeyigerektirecek surette işlerinde değişiklik olanların, bu değişiklikleri vergi dairesine bildirmeye
mecbur oldukları, "Süre" başlıklı 168 inci maddesinde de, işi bırakma ve değişiklik bildirimlerinin,
bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine
yapılacağı belirtilmiştir.
Buna göre, 31.05.2012 tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin yürürlüğe girdiği
15.06.2012 tarihinden itibaren bir aylık bildirim verme süresi içinde, Gelir Vergisi Kanununun 9
uncu maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi kapsamında esnaf muaflığından yararlanma
talebinde bulunan ve bu talepleri uygun bulunan mükelleflerin, mükellefiyetleri 6322 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 15.06.2012 tarihi itibarıyla kapatılacak olup,
belirtilen süreden sonra anılan bent kapsamında muafiyetten yararlanmak isteyen mükelleflerden
talepleri kabul edilenlerin mükellefiyetlerinin ise esnaf muaflığından yararlanmaya ilişkin vergi
dairesine yapılan başvuru tarihinden itibaren kapatılması gerekmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı
basit usule tabi olmanın genel şartlarını taşımanız ve yukarıda yer alan açıklamalara uygun olarak
kendi ürettiğiniz ürünleri satmanız kaydıyla, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (8)
numaralı bendinde sayılan geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan
meslek kolları arasında yer alan bakırcılık faaliyetiniz dolayısıyla esnaf muaflığından
yararlanmanız mümkün bulunmaktadır. Söz konusu ürünleri anılan Kanunun 94 üncü maddesinde
sayılan kişi veya kuruluşlara satmanız durumunda, bu satış karşılığında yapılacak ödemeler
üzerinden anılan maddenin 13 üncü bendinin (a) alt bendi gereğince %2 oranında gelir vergisi
tevkifatı yapılacaktır.
Diğer taraftan, bağlı bulunduğunuz vergi dairesine yazılı olarak başvurmanız halinde, basit
usuldeki mükellefiyetinizin başvuru tarihiniz itibariyle kapatılacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.