Bankalardan alınan altın kredisinin dönem sonu veya geri ödeme tarihinde baz alınacak değerleme ölçüsü hk.

Özelge: Bankalardan alınan altın kredisinin dönem sonu
veya geri ödeme tarihinde baz alınacak değerleme ölçüsü
hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[265-2012/VUK-1- . . .]-1119
Tarih: 
22/03/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[265-2012/VUK-1- . . 22/03/2012
.]-1119
Konu : Bankalardan alınan altın kredisinin dönem sonu veya 
geri ödeme tarihinde baz alınacak değerleme ölçüsü
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kıymetli maden rafinasyonu ve alım-satımı yaptığınız,
dönemler itibariyle bankalardan altın kredisi kullandığınız, altın kredisini muhasebe kayıtlarınıza
intikal ettirirken kredi kullanım günündeki İstanbul Altın Borsası altın fiyatını baz aldığınız
belirtilerek, kullanılan altın kredisinin dönem sonu veya geri ödeme tarihinde baz alınacak
değerleme ölçüsünün ne olacağı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin
iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri
bilumum giderlerin toplamını ifade eder." hükmüne yer verilmiş olup anılan Kanunun 274 üncü
maddesinde, emtianın, maliyet bedeliyle değerleneceği ifade edilmiştir.
            Mezkur Kanunun 265 inci maddesinde, "Mukayyet değer, bir iktisadi kıymetin muhasebe
kayıtlarında gösterilen hesap değeridir.", 285 inci maddesinde, "Borçlar mukayyet değerleriyle
değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar
hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır." hükümlerine yer verilmiştir.
            Anılan Kanunun 289 uncu maddesinde ise, değerleme esasları bölümünde yazılı olmayan
veyahut yazılı olup da kendi ölçüleriyle değerlenmesine imkân bulunmayan iktisadi kıymetlerden
bina ve arazinin vergi değerleriyle, diğerlerinin ise, varsa borsa rayici, yoksa mukayyet değerleri, o
da yoksa emsal bedeliyle değerleneceği ifade edilmiştir.
             Bu kapsamda, Vergi Usul Kanununda ayni bir borç niteliğinde bulunan altın kredisinin
değerlemesi konusunda özel bir hüküm bulunmamakla birlikte, mezkur Kanunun 289 uncu
maddesine göre değerleme yapılabilmesi, kendi ölçüsüyle değerlenmesine imkân bulunmaması
halinde söz konusu olacaktır. Ancak, altın kredisi işletme açısından bir borç niteliği taşıdığından
değerleme ölçüsü olarak borçlar için belirlenen ölçünün kullanılması ve anılan Kanunun 285 inci
maddesi uyarınca mukayyet değerle değerlenmesi gerekmektedir.
            Diğer taraftan, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/35
No.lu Tebliğin 8 inci maddesinde, "Bankalar depo hesapları karşılığı altın, gümüş veya platin ile
satın aldıkları altın, gümüş veya platinin teslimi suretiyle, yurtiçinde veya yurtdışında yerleşik
gerçek veya tüzel kişi müşterilerine bankacılık mevzuatı dahilinde altın, gümüş veya platin kredisi
kullandırabilirler. Altın, gümüş veya platin kredisi uygulamasında miktar, bu Tebliğ'in 5 inci
maddesinde belirtilen usule göre tespit edilir.",
            9 uncu maddesinde, "Altın, gümüş veya platin kredisi hesaplarına bankalarca tespitedilecek oranlar üzerinden tahakkuk ettirilecek faizler, altın, gümüş veya platin olarak hesaplarda
izlenir. Bu kredi hesapları, müşteriler tarafından altın, gümüş veya platin teslimi suretiyle veya
banka ile müşteri arasında varılacak anlaşmaya göre Türk Lirası veya döviz geri ödemesi yapılarak
kapatılabilir.",
             10 uncu maddesinde, "Altın, gümüş veya platin alış ve satış fiyatları bankalarca, serbestçe
tespit edilir." hükümlerine yer verilmiştir.
            Buna göre;
            -Bahsi geçen Tebliğin 10 uncu maddesine göre, bankalar altın alış ve satış fiyatlarını
serbestçe belirleyebildikleri için, altının İstanbul Altın Borsasındaki değerinin değil, krediyi
kullandıran bankanın altın kredisi için tespit etmiş olduğu satış fiyatının esas alınması,
            -Bankadan alınan altın kredisi, kredi sözleşmesine dayanan bir borç niteliği taşıdığından
mukayyet değerle değerlenmesi, geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonundaki dönem için altın
olarak hesaplanan faizin de mukayyet değere eklenmesi,
            -Kredinin geri ödemesi sırasında mukayyet değerle geri ödeme tarihinde bankanın
hesapladığı değer arasındaki farkın, gelir veya gider hesaplarına intikal ettirilmesi,
            -Kredi olarak alınan altının, işletme için emtia niteliğinde olması sebebiyle aktife maliyet
bedeli ile kaydedilmesi, geçici vergi dönemi sonları itibariyle stokta bulunan fiziki altın mevcudunun
maliyet bedeli ile değerlenmesi ve satılmadığı sürece gelir veya gider hesaplarını etkilememesi
            gerekmektedir.
            Ancak, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin A fıkrasının 9 numaralı
bendine göre, münhasıran sürekli olarak altın alım-satım ve imali ile iştigal eden mükellefler
şartlara bakılmaksızın dönem sonlarında enflasyon düzeltmesi yapacakları için, kredi olarak alınıp
aktifte bulunan altının da diğer altın stokları gibi dönem sonlarında enflasyon düzeltmesine tabi
tutulacağı tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.