Dar mükellef kişinin yurt dışından internet aracılığıyla Türkiye'de hediyelik eşya satışı yapması

Özelge: Dar mükellef kişinin yurt dışından internet
aracılığıyla Türkiye'de hediyelik eşya satışı yapması hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-37-25-638
Tarih:
14/10/2010
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-37-25-638 14/10/2010
Konu : Dar mükellef kişinin yurt dışından internet aracılığıyla
Türkiye'de hediyelik eşya satışı yapması
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olduğunuz, ikamet ettiğiniz Amerika Birleşik Devletleri'nin New Jersey
eyaletinde bulunan hediyelik eşya ticarethanenizdeki malları internet aracılığı ile sattığınız,
Türkiye'den talepte bulunanlarca satış bedellerinin Türkiye'deki banka hesabınıza yatırıldığı, bu
satışlara yönelik Türkiye'de işin takibi veya satışı için herhangi bir satış mağazası veya irtibat
büronuzun bulunmadığı ve bu satışlardan elde ettiğiniz kazancın anılan ülkede vergilendirildiği
belirterek, ülkemiz ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yapılan çifte vergilendirmeyi önleme
anlaşmasına göre söz konusu internet satış işlemlerinizden elde ettiğiniz kazançtan dolayı gelir
vergisi mükellefi olup olmayacağınız hususunda Başkanlığımızdan görüş talep etmektesiniz.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı gerçek
kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilirler.
1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
2.Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı
olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde
oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve
iratları dolayısıyla Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur
kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)" hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanunun 4 üncü maddesinde ise; ikametgahı Türkiye'de bulunanlar ile takvim yılı içinde
Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanların Türkiye'de yerleşmiş sayılacağı hüküm altına
alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, Türkiye'de yerleşik olmayan gerçek kişilerin (dar
mükellefler) sadece Türkiye içinde elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirileceği
hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 7 nci maddesinde de ticari kazancın Türkiye'de elde
edilmesi, kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve
kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla sağlanması şartına bağlanmıştır.
Öte yandan, 210 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde; ''...Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü
maddesinin (2) numaralı bendinde belirtilenler hariç olmak üzere, çalışma veya oturma izni alarak
altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye'de elde ettikleri
kazanç ve iratları bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilmeleri gerekmektedir."
şeklinde açıklama yapılmıştır.
Diğer taraftan, 31.12.1997 tarih ve 23217 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti
ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Gelir Vergileri Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması 01.01.1998 tarihinden
itibaren uygulanmaya başlanmış olup, ABD mukimi şirketin internet üzerinden yaptığı satışlara
ilişkin kazancın Anlaşma'nın "Ticari Kazançlar"a ilişkin bir örneği ekli 7 nci maddesi kapsamında
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, bu kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi için, ABD mukimi
şirketin ticari faaliyetini Türkiye'de sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla gerçekleştirmesi
gerekmektedir.
"İşyeri" tanımı ise, Anlaşma'nın bir örneği ekli "İşyeri" başlıklı 5 inci maddesinde yapılmış olup,
hangi hallerde diğer Devlette bir işyeri oluşacağı ve oluşmayacağı açıkça belirtilmiştir.
İşyeri maddesinin 4 üncü fıkrasında daimi temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi, bir
Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüs adına hareket eder ve bu fıkra kapsamında belirtilen
faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler diğer Akit Devletin
teşebbüsü için bir işyeri oluşturacaktır.
Maddenin bağımsız temsilciliğe ilişkin 5 inci fıkrasında ise, bir akit devlet mukiminin diğer
devletteki işlerini, kendi işlerini olağan şekilde devam ettiren temsilci (acente) niteliğini haiz gerçek
veya tüzel kişiler vasıtasıyla yürütmesi durumunda faaliyetin icra edildiği ülkede bir işyerine sahip
olmadığının kabul edileceği hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, bir internet sitesi üzerinden elde edilen ticari kazancın diğer Akit Devlette
vergilendirilmesi belli şartlar altında mümkün olabilmektedir. Buna göre, bir Akit Devlet
teşebbüsüne ait internet sitesi tek başına bir işyeri kabul edilmemekte olup, söz konusu sitenin
yüklendiği veya söz konusu siteye ulaşım imkanı sağlayan sunucunun (server) diğer Devlette sabit
olması durumunda teşebbüs için bu diğer Devlette işyeri oluşmuş sayılmaktadır.
Bu nedenle ABD mukimi şirketin internet sitesi üzerinden Türkiye'den elde ettiği ticari kazancın
Türkiye'de vergilendirilmesi için siteye ilişkin sunucunun Türkiye'de bulunması gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, ABD'de mukim şirketin Türkiye'de işyerinin oluşmaması
durumunda, söz konusu firmanın ticari faaliyetlerinden dolayı elde ettiği kazançlardan vergi alma
hakkı yalnızca ABD'ye ait olup, Türkiye'nin bu kazançlardan vergi alma hakkı bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, faaliyetlerin Türkiye'de işyeri oluşturacak nitelikte olması durumunda bu
kazançlardan Türkiye'nin vergi alma hakkı bulunmakta; ancak vergileme hakkı işyerinden elde
edilen kazançlarla sınırlı tutulmaktadır. Bu şekilde Türkiye'de vergi ödenmesi durumunda, söz
konusu gelirler ABD'de hesaplanacak vergiden mahsup edilebilecektir.
Bilgi edinilmesini ve gereğini arz ederim.
Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.