Dar mükellefiyette vergilendirme
Özelge: Merkezi ABD'de bulunan tedarikçi olarak
adlandırdığınız A şirketi ile şirketiniz arasında tarihi
belirtilmeyen bir sözleşme imzalanacağı, söz konusu
sözleşme imzalanırsa A Şirketi tarafından, şirketinizin
talebi doğrultusunda Türkiye'nin ulusal sı
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-30-25-571
Tarih:
14/09/2010
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-30-25-571 14/09/2010
Konu : Dar mükellefiyette vergilendirme
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ekinde; merkezi ABD'de bulunan tedarikçi olarak adlandırdığınız
A şirketi ile şirketiniz arasında tarihi belirtilmeyen bir sözleşme imzalanacağı, söz konusu sözleşme
imzalanırsa A Şirketi tarafından, şirketinizin talebi doğrultusunda Türkiye'nin ulusal sınırları
dâhilindeki ve/veya haricindeki herhangi bir coğrafi alanın yüksek çözünürlüklü uydu verisi niteliği
taşıyan görüntülerinin ticari satışa sunulmak amacıyla sağlanacağı ve şirketinizin de bu ham veya
işlenmiş görüntüleri Türkiye'deki muhtelif müşterilere satacağı belirtilerek; A şirketine yapılacak
ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30 uncu maddesine göre kurumlar vergisi
tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ya da başka bir şekilde vergilendirilip vergilendirilmeyeceği
konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci
maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden
vergilendirileceği hükmü yer almakta olup, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum
kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.
Aynı maddenin dördüncü fıkrasında da, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir
unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayan mükellefler yalnızca
Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir. Eğer Türkiye'de şube ya da
temsilci var ise verginin ödenmesinden bunlar sorumlu olmaktadır. Yurt dışındaki şirketin
Türkiye'de temsilci bulundurmadan mal veya hizmeti kendisinin satması halinde de bu kurumun dar
mükellef olma özelliği değişmeyecek, verginin ödenmesinden mal veya hizmeti alan kurum sorumlu
olacaktır.
Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tâbi
kurumların maddede sayılan kazançve iratları üzerinden,bu kazanç ve iratları avanslar da dahil
olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi
kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış; ikinci fıkrasında ise ticarî veya ziraî kazanca dahil olup
olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî
hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen
bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılması öngörülmüş olup 12.01.2009 tarih ve
2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranı %20 olarak belirlenmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; şirketinizin Merkezi ABD'de bulunan tedarikçi Şirket A ile
yapacağı anlaşma gereği olarak, yurt dışında mukim tedarikçi şirketten sayısal ortamda alınarak
müşterilerinize satılan ham veya işlenmiş uydu görüntüleri mukabilinde yurt dışında mukim şirkete
yapılan ödemeler, anılan şirketin ticari kazancını oluşturacağından, bu nitelikteki ödemeler
üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde,
söz konusu ticari kazancın Türkiye'de vergilendirimesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.