Değer artış kazancı hk.

Özelge: Değer artışı kazancının vergilendirilmesinde satış
bedeli olarak gerçek satış bedelinin mi, yoksa tapu harcına
esas alınan emlak vergisi değerinin mi dikkate alınacağı hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011- GVK- Mük80-2-13
Tarih:
03/01/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011- GVK- Mük80-2-13 03/01/2012
Konu : Değer artış kazancı hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 08.08.2007 tarihinde satın aldığınız ve alış bedeli 68.700
TL olan arsanızı 18.01.2010 tarihinde zarar ederek 60.000 TL'ye sattığınızı ancak söz konusu
arsanın satışı için belediyeye gidildiğinde belediye tarafından emlak vergi değerinin henüz
kesinleşmediği bildirilerek, emlak vergisi beyannamesi üzerinde belirtilen 17.143,00 TL bedelin
üzerinin çizildiği ve 99.000 TL olarak yazıldığı bu nedenle tapudaki alış satış bedellerine
bakıldığında arsanın 18.000 TL'ye alınıp 99.000 TL'ye satıldığının göründüğünü belirterek satışını
yaptığınız söz konusu gayrimenkul dolayısıyla değer artışı kazancı yönünden vergilendirilmenize
esas olmak üzere satış bedeli olarak gerçek satış bedelinin mi, yoksa bu değerden daha yüksek olan
tapu harcına esas alınan emlak vergisi değerinin mi dikkate alınacağı hususunda Başkanlığımız
görüşü istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Değer Artışı Kazançları" başlıklı Mükerrer 80 inci maddesinde;
"Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
.....
6-İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70'inci maddenin birinci
fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin
zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl
içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla
tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)
Bu maddede geçen "elden çıkarma" deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz
karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret
şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
Bir takvim yılında elde edilen değer artış kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, (1.1.2010 tarihinden geçerli olmak üzere)
7.700 Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır.
..."
hükmüne yer verilmiştir.
Diğer yandan, aynı Kanunun "Safi değer artışı" başlıklı Mükerrer 81 inci maddesinde;
"Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para
ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet
bedelleri ile elden çıkarmadolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen
vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının
tutarı Vergi Usul Kanunu'nun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.
Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul
Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel, kazancı bilanço veya
işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter kayıtlarında
gösterilen değer esas alınır.
...
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden
çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat
endeksindeki artış oranında arttırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi
için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır."
hükmü yer almıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu
olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun, mükerrer 298/C maddesinde ise "Vergi Kanunlarında yer alan "toptan eşya fiyatları
genel endeksi" ibaresi "üretici fiyatları genel endeksi" ve "TEFE" ibaresi "ÜFE" olarak uygulanır."
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, söz konusu gayrimenkulün elden çıkarılma bedelinden; endeksleme yapılmak suretiyle
bulunacak iktisap bedeli ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve uhdenizde kalan giderler ve
ödenen vergi ve harçların indirilmesi sonucu kalan tutarın ilgili yıl için belirlenen istisna miktarını
aşması halinde aşan kısmın değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, değer artışı kazancının matrahının hesabında gerçek satış bedelinin dikkate
alınması gerekmektedir. Dolayısıyla, gayrimenkulün satış bedelinin tapu harcının matrahını
oluşturan emlak vergisi tarhına esas bedelden daha düşük veya yüksek olduğu durumlarda satışa
ilişkin tapu harç matrahının değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınması gerekmektedir.
Dilekçeniz ekinde yer alan alım ve satıma ilişkin tapu senetlerinin incelenmesinden, 08.08.2007
tarihinde alınan gayrimenkulün, 5 yıllık süre içerisinde 19.01.2010 tarihinde satıldığı
anlaşıldığından yukarıda yer verilen açıklamalar uyarınca vergilendirilmesi gereken bir kazancın
ortaya çıkması halinde değer artışı kazancı olarak beyan edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.