Değeri düşen mallar için mükelleflerin kaza mercilerinden emsal bedel tespiti talebinde bulunup bulunamayacakları hk.

Özelge: Değeri düşen mallar için mükelleflerin kaza
mercilerinden emsal bedel tespiti talebinde bulunup
bulunamayacakları hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-267-136
Tarih: 
01/11/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-267-136 01/11/2011
Konu : Değeri düşen mallar için mükelleflerin kaza  
mercilerinden emsal bedel tespiti talebinde bulunup
bulunamayacakları.
 
İlgi dilekçenizde; stoklarınızda yer alan ve muhtelif nedenlerle değeri düşen mallardan
satılamayacak  nitelikte olanların ....  Nezdinde  imhasının düşünüldüğü belirtilerek, söz konusu
malların talebiniz üzerine  mahkemelerce seçilen bilirkişiler marifetiyle tespit edilen  bedellerinin,
Vergi Usul Kanununun 267 ve 278 inci maddeleri kapsamında emsal bedel olarak kabul edilip
edilmeyeceği hususunda tereddüt oluştuğundan Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 278 inci maddesinde, "Yangın, deprem ve su basması gibi afetler
yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde
iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad 
olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir." hükmü yer
almaktadır.
            Bu hükme göre, emtianın kıymeti düşen mal olarak emsal bedeli ile değerlenebilmesi için
iktisadi kıymetindeki önemli azalışın yangın, deprem, su basması gibi tabiî afet veya bozulmak,
çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller nedeniyle olması gerekir. Bu maddede kıymetin
azalış nedenleri teker teker sayılmış ve bunların sonuna "gibi" edadı eklenerek,benzeri durumlar
nedeniyle emtianın değerinde önemli miktarda azalma olduğu takdirde emsal bedeli ile değerleme
yapılacağı belirtilmiştir.  
              Anılan Kanunun 267 nci maddesinde; emsal bedeli, gerçek bedeli belli olmayan veya
bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde
emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlanmış ve izleyen fıkralarda emsal bedeli
belirlenirken sırasıyla ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası veya takdir esaslarından birinin
uygulanacağı belirtilmiştir. Değeri düşen malların emsal bedeli tayin edilirken, ortalama fiyat ve
maliyet bedeli esaslarının pratikte uygulanabilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, bu  malların
emsal bedelleri takdir esasına göre belirlenmektedir.
            Buna göre, mükelleflerin değeri düşen malların emsal bedelini doğrudan  kendilerinin
belirlemesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, emtiadaki kıymet kaybı nedeniyle takdir
komisyonuna başvurulup, emsal bedeli tayininin istenmesi gerekir. Ayrıca mükelleflerin emsal
bedelini takdir komisyonu dışında diğer üçüncü kişi veya kurumlara tespit ettirmeleri de mümkün
değildir.
Ancak Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesindeki  kaza mercilerinin re'sen biçtikleri değerlerin
emsal bedeli yerine geçeceğine ilişkin hüküm gereğince, emsal bedelin tespitinde kaza mercilerinin
re'sen biçtikleri değerlerin de kullanılması mümkündür. Buna göre, kaza  merci durumunda olan,Ticaret Mahkemeleri ve Asliye  Hukuk Mahkemelerinin re'sen biçtikleri değerler, emsal bedeli
olarak dikkate alınabilecektir. Bu hallerde ayrıca emsal bedeli tespiti için takdir komisyonuna
başvurulmasına gerek yoktur.
Örneğin; Türk Ticaret Kanununun  303 üncü maddesinde bir anonim şirkete ayni neviden sermaye
konması halinde bunların değerlerini biçecek bilirkişinin mahkemece tayin olunacağı hüküm altına
alındığından bu hususlarda takdir komisyonuna müracaat edilmemesi ve mahkemelerce tayin
olunan değerin emsal bedel olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bu durum Vergi Usul Kanununun 278 inci maddesi gereğince değeri düşen malların değer
tespitlerinin de mükelleflerin müracaatları üzerine kaza mercilerince yapılması gerektiği sonucunu
doğurmamaktadır.
Kaldı ki, Vergi Usul Kanununun gerek 267 nci,  gerekse 278 inci maddesinde mükelleflere emsal
bedeli tespit ettirecekleri kurum konusunda seçimlik bir hak tanınmamış olup, başvuru mercii
olarak takdir komisyonları belirlenmiştir.
 Ancak son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk olan ilaç, tıbbi malzeme, gıda, atık vb. emtianın insan
sağlığına zararlı olabileceği ve acilen imha edilmesi mecburiyeti bulunan bu ürünlerin emsal
bedellerinin takdir komisyonlarınca muayyen bir zamanda takdirinin mümkün olamayacağı
hususları göz önüne alınarak; takdir komisyonuna başvurulmaksızın ilgili bakanlık veya yetkili
kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde tutanakla tespit edilmek suretiyle imha
edilebilmesi Başkanlığımızca benimsenmiştir.
 Yukarıda izah edilen şekilde ilgili bakanlık ve yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı komisyon
nezdinde imha işlemine ilişkin olarak düzenlenen tutanağın istenildiğinde ibraz edilmesi şartıyla
muhafaza edilmesi gerekmekte olup, imha işleminin söz konusu tutanağa istinaden muhasebe
kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk ürünlerin imha edilmesi işlemine ilgili bakanlık
yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa
bağlanamaması durumunda, olayın mutlaka takdir komisyonuna intikalinin sağlanması gerekmekte
olup, imha edilen ürünlerin takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedel üzerinden kayıtlara
alınarak işlem yapılması gerekecektir.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, stoklarınızda yer alan ve muhtelif nedenlerle değeri düşen
mallardan satılamayacak nitelikte olanların insan sağlığına zararlı emtialardan olmaması halinde,
bu malların  emsal bedellerinin tespitinin takdir esasına göre ilgili Takdir Komisyonunca yapılması 
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.