Derneğe ait iktisadi işletmelerin Vergi Kanunları karşısındaki durumu Hk.

Özelge: Kamuya yararlı derneğin açmış olduğu huzurevine
bağışlardan para aktarılarak giderlerinin ödenmesi
durumunda iktisadi işletme oluşup oluşmaması hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-1-2009-14017-18-1007
Tarih:
17/11/2011
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-1-2009-14017-18-1007 17/11/2011
Konu : Derneğe ait iktisadi işletmelerin Vergi Kanunları
karşısındaki durumu Hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Derneğinizin Bakanlar Kurulunun ... tarih ve ... sayılı
Kararı ile kamuya yararlı dernekler kapsamına alındığı, güçsüzler ve yaşlılara hizmet sağlamak
amacıyla 1994 yılında ... Huzurevinin faaliyete geçirildiği ve 22 yaşlıya gelir düzeyleri karşılığında
hizmet verildiği ancak huzur evinde kalan sakinlerden alınan ücretlerin huzurevi bünyesinde
çalışan personelin SSK, muhtasar giderleri ile huzurevinin elektrik, su, yakıt, yemek vb. giderlerini
karşılamaya yetmediği bu sebeple Derneğinize gelen bağışlarla huzurevine sürekli finansman
sağlandığı dolayısı ile kar amacı güdülmediği belirtilerek söz konusu faaliyetler dolayısı ile
Derneğinize bağlı iktisadi işletme oluşup oluşmadığı, kurumlar vergisi, katma değer vergi
mükellefiyeti vb. hususlarda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde,
iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine
ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında
kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi
kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri,
faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız
muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının
mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar
olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini
değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.
03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi
Genel Tebliğinin "Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler" başlıklı (2.4) bölümünde iktisadi
işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz
edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen
veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde
diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.
İktisadi işletmenin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai
bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel
özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal
alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tektek saymak
yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri
kapsama almıştır.
Buna göre, huzurevi faaliyetinin yerine getirilmesi için yapılması gereken masrafların, kar
amacı güdülmeksizin dahi olsa hizmet verilenlerden doğrudan ya da dolaylı olarak tahsil edilmesi
nedeniyle Derneğinize bağlı iktisadi işletme oluşacağından bu hizmetler dolayısıyla oluşan iktisadi
işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, söz konusu
hizmetin bedelsiz olarak verilmesi halinde iktisadi işletme oluşmayacağı tabiidir.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun;
172 nci maddesinde "İktisadi kamu müesseseleriyle dernek ve vakıflara ait iktisadi
işletmeler defter tutma bakımından tüccarların tabi olduğu hükümlere tabidirler." hükmüne
176 ıncı maddesinde "Tüccarlar, defter tutmak bakımından iki sınıfa ayrılır: I'inci sınıf
tüccarlar, bilanço esasına göre; II'nci sınıf tüccarlar, işletme esasına göre defter tutarlar hükmüne
"Bilanço Esasında Tutulacak Defterler" başlıklı 182 nci maddesinde "Bilanço esasında
aşağıdaki defterler tutulur:
-Yevmiye defteri;
-Defterikebir;
-Envanter defteri (Mevcudat ve muvazene defteri)" hükmüne,
"İşletme Hesabı Esasında Tutulacak Defterler" başlıklı 193 üncü maddesinde " İşletme
hesabı esasında aşağıdaki defterler tutulur: İşletme hesabı defteri ( İşletme hesabını ihtiva eden)"
hükmüne
yer verilmiş; aynı Kanunun 177 inci maddesinde bilanço esasına göre, 178 inci maddesinde
ise işletme esasına göre defter tutacak tüccarlar sayılmıştır.
Buna göre, Derneğinize bağlı bir iktisadi işletme kurulması halinde söz konusu iktisadi
işletme, 213 sayılı Kanunun 177 ve 178 inci maddelerine göre bilanço veya işletme esasına göre
sınıflandırılacak olup bilanço esasına göre defter tutmanız halinde yevmiye defteri defterikebir ve
envanter defteri, işletme esasına göre defter tutmanız halinde ise işletme hesabı defteri tutmanız
gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai
faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin katma
değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 1/3-g bendinde, dernek ve vakıflara ait veya tabi olan veyahut bunlar
tarafından kurulan veya işletilen müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve
hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, aynı Kanunun 17/2-a maddesinde, kamu menfaatine yararlı derneklerin
hastane, nekahathane, klinik, dispanser, prevantoryum, sanatoryum, kan bankası ve organ nakline
mahsus bankalar, anıtlar, botanik ve zooloji bahçeleri, parklar ile veteriner, bakteriyoloji, seroloji ve
distofajin laboratuvarları gibi kuruluşlar, öğrenci veya yetiştirme yurtları, yaşlı ve sakat bakım ve
huzurevleri, parasız fukara aşevleri, düşkünevleri ve yetimhaneleri işletmek veya yönetmek
suretiyle ifa ettikleri kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden
müstesna tutulmuştur.
Bu itibarla, ... tarih ve ... sayılı B.K.K. ile kamuya yaralı dernekler kapsamına alınan
Derneğinize ait huzurevini işletmek veya yönetmek suretiyle kuruluş amacına uygun olarak
yaptığınız teslim ve hizmetler katma değer vergisinden istisnadır.
DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
488 sayılı Damga VergisiKanunu'nun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda
yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde; damga vergisinin mükellefinin
kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların
damga vergisinden müstesna olduğu; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "V- Kurumlar ile ilgili kağıtlar"
başlıklı bölümünün 17 nci maddesinde ise genel menfaatlere yararlı derneklerin her türlü
işlemlerinde düzenlenen ve damga vergisi bu teşekküller tarafından ödenmesi gereken kağıtların
damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, ... gün ve ... sayılı B.K.K. ile kamuya yararlı dernekler kapsamına alınan
derneğinizin, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu uygulaması bakımından anılan Kanuna ekli (2) sayılı
tablonun V/17 nci maddesi kapsamında damga vergisi muafiyeti bulunmakla birlikte, derneğe ait
iktisadi işletme için söz konusu muafiyet hükmünün uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.