Derneğin düzenleyeceği kurban bağış organizasyonunun vergi kanunları karşısındaki durumu hk.

Özelge: Derneğin düzenleyeceği kurban bağış
organizasyonunun vergi kanunları karşısındaki durumu hk.
Sayı: 
11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--2319
Tarih: 
02/10/2014
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--2319 02/10/2014
Konu : Derneğin düzenleyeceği kurban bağış organizasyonunun  
vergi kanunları karşısındaki durumu
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; derneğinizin kurban bağış organizasyonu yaptığı,
hisse bedelinin dernek tarafından belirlendiği, bağış bedellerinin nakden, özel banka hesabı veya
web sitesi üzerinden oluşturulacak sanal pos aracılığı ile tahsil edildiği, bağışlanacak 1 hissenin en
az ... kısmını derneğe bağışlamak kaydıyla bu hizmetin bağışçılara verileceği, dileyen bağışçıların ...
oranından daha fazlasını veya tamamını bağışlayabileceği, bağışlamadığı kısmı ise dernek
tarafından bağış yapana ulaştırılacağı, derneğe; hayvan temini, kesimi, etlerin paketlenmesi ve
bağışçılara ulaştırılması işinin anlaşma yapacağı özel bir şirket aracılığı ile yapıldığı belirtilerek
konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
            I - KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendi ile
dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı
Kanunun 2 nci maddesinin 5 inci fıkrasında da dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri
devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai
işletmelerin iktisadi işletme olduğu; 6 ncı fıkrasında ise dernek veya vakıflara ait iktisadi
işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında
bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış
sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği; mal veya
hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş
amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
            Dernek ve vakıflar tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte,
dernek ve vakıfların tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletme oluşturacak nitelikte devamlı, sınai ve zirai
faaliyetlerinin kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir.
            03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi
Genel Tebliğinin "Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler" başlıklı (2.4) bölümünde iktisadi
işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz
edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen
veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde
diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.
            İktisadi işletmenin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai
bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel
özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal
alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak
yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetlerikapsama almıştır.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, derneğiniz tarafından düzenlenecek kurban organizasyonu
çerçevesinde, her bir hissenin en az ... kısmının derneğinize bağışlanması kaydıyla verilecek bu
hizmet için kar amacı güdülmeksizin dahi olsa hizmet verilenlerden bedel alınmış olacağından, bu
hizmetler dolayısıyla derneğinize bağlı iktisadi işletme oluşacak olup oluşan iktisadi işletme için
kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekecektir.
            II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre;
Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetler ile üçüncü fıkrasının (g) bendine göre; genel bütçeli idarelere, il özel idarelerine,
belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her
türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen
müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari,
sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri KDV'ye tabidir.
            KDV Kanununun sosyal amaçlı istisnaları düzenleyen 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;
genel bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler,
üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel
kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı
kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların;
            a) İlim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları
teslim ve hizmetleri,
            b) Tiyatro, konser salonu, kütüphane, sergi, okuma ve konferans salonları ile spor tesisleri
işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim faaliyetlerine ilişkin teslim ve
hizmetler istisna kapsamına alınmıştır.
            İstisnaların düzenlendiği 17 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine göre; 17 nci
maddenin birinci fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşların hastane, nekahethane, klinik, dispanser,
prevantoryum, sanatoryum, kan bankası ve organ nakline mahsus bankalar, anıtlar, botanik ve
zooloji bahçeleri, parklar ile veteriner, bakteriyoloji, seroloji ve distofajin laboratuarları gibi
kuruluşlar, öğrenci veya yetiştirme yurtları, yaşlı ve sakat bakım ve huzurevleri, parasız fukara
aşevleri, düşkünevleri ve yetimhaneleri işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri kuruluş
amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri KDV'den istisnadır.
            Buna göre, derneğinize bağlı yukarıda niteliği açıklanan bir iktisadi işletmenin oluşması
nedeniyle KDV mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.
            Derneğinizin kamu menfaatine yararlı dernek niteliğinde olması halinde, derneğinize bağlı
bir işletmenin KDV Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan teslim ve hizmetleri ile
Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen kuruluş amacına uygun teslim
ve hizmetleri, KDV'den istisna olacaktır. Anılan şartlar çerçevesinde gerçekleşmeyen teslim ve
hizmetler ise genel hükümler uyarınca KDV ye tabi tutulacaktır.
            Öte yandan KDV Kanununun 17/2-b maddesinde; birinci fıkrada sayılan kurum ve
kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının KDV den müstesna
olduğu hüküm altına alınmıştır.
            Buna göre, derneğinizin kamu menfaatine yararlı dernek statüsünde olması halinde,
derneğinize yapılan bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifalarında KDV Kanununun 17/2-b maddesi
çerçevesinde istisna kapsamında işlem yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, derneğinize
bedeli mukabilinde yapılacak mal teslimleri ve hizmet ifaları genel hükümler çerçevesinde KDV ye
tabi tutulacaktır.            III-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin işe
başlamayı vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları; 172 nci maddesinde, dernek ve vakıflara ait
iktisadi işletmelerin defter tutmaya mecbur oldukları; 176 ncı maddesinde defter tutma bakımından
iki sınıfa ayrılmış tüccarlardan I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tutacakları; 177
nci maddesinde, her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi olan diğer tüzel kişilerin I
inci sınıfa dahil oldukları hüküm altına alındıktan sonra, 182 nci maddede, bilanço esasında
tutulacak defterler sayılmış, 220 nci maddede ise tasdike tabi defterlere ilişkin hükümler yer
almıştır.
            Mezkûr Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında
müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından
müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 230, 231 ve 232 nci maddelerinde, faturanın
şekli ve nizamı ile fatura kullanma mecburiyetinde (fatura vermek ve almak zorunda) olanlara dair
hükümlere yer verilmiş, 233 üncü ve müteakip maddelerinde de fatura yerine geçen belgeler
düzenlenmiştir.
            Yukarıda yer alan kanun hükümlerine göre, derneğinize bağlı bir iktisadi işletme oluşması
durumunda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre birinci sınıf tüccarlar tarafından tutulması
gereken defterlerin Kanunda belirtilen süreler içinde tasdik ettirilerek kullanılması, ayrıca aynı
Kanunun belge düzeni ile ilgili hükümlerine riayet edilmesi gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.