Dernek adına alınan ayni bağış ve yardımların dernek iktisadi işletmesine aktarılması durumunun KV, KDV ve VUK yönünden değerlendirilmesi.

Dernek adına alınan ayni bağış ve yardımların dernek
iktisadi işletmesine aktarılması durumunun KV, KDV ve
VUK yönünden değerlendirilmesi.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.35.16.01-125[6-2013/17]-85
Tarih: 
17/02/2016
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 84098128-125[6-2013/17]-85 17/02/2016
Konu : Dernek adına alınan ayni bağış ve  
yardımların dernek   iktisadi
işletmesine aktarılması durumunun
KV, KDV ve VUK yönünden  
değerlendirilmesi.
         
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; derneğinizin amaçları doğrultusunda üyelerinden ve
gönüllü bağışçılardan ayni ve nakdi bağış aldığı, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla
yurt açıp işletilmek istediği, yurtta kalan öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması için derneğiniz
adına alınan ayni ve nakdi bağış ve yardımların bir kısmının iktisadi işletmenize aktarılması
durumunun  kurumlar  vergisi,  katma  değer  vergisi  ve  Vergi  Usul  Kanunu  yönünden
değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
           KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile
dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup, aynı
Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında da dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup
faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve
zirai işletmelerin iktisadi işletme olduğu; altıncı fıkrasında ise dernek veya vakıflara ait iktisadi
işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında
bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış
sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği; mal veya
hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş
amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
            Dernekler tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, derneğe
bağlı iktisadi işletme oluşturacak nitelikte devamlı ticari, sınai ve zirai faaliyetlerin kurumlar
vergisine tabi tutulması gerekecektir.
            3/4/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi
Genel Tebliğinin "Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler" başlıklı (2.4) bölümünde iktisadi
işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz
edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen
veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde
diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.
             İktisadi işletmenin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya
zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin detemel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel
karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek
tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm
iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.
            Diğer taraftan,  5253 sayılı Dernekler Kanununun 30/a maddesinde; “Dernekler
tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma
konuları dışında faaliyette bulunamazlar.” hükmüne yer verilmiştir.
            Konu ile ilgili olarak derneğinizin tüzüğünün tetkikinde;  “Amaç ve Hedefler Listesi” başlıklı
3’üncü maddesinin (e) bendinde; “İhtiyaç sahibi öğrencilere yurt içi ve yurt dışı her türlü eğitim ve
öğrenim yardımı yapar. Ayrıca yurt, kütüphane, dershane, kurs, enstitü, ilmi araştırma ve geliştirme
merkezleri, her kademede okullar açar ve bu tür müesseselere her türlü ayni ve nakdi yardımda
bulunur.” hükmünün yer aldığı anlaşılmıştır.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, derneğinize yapılacak ayni ve nakdi bağış ve yardımlar
nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyeti oluşmayacaktır.
            Öte yandan, derneğinize yapılan ayni ve nakdi bağış ve yardımların bir kısmının iktisadi
işletmenize aktarılması durumunda söz konusu bu tutarların, iktisadi işletmenizin kurum kazancına
dahil edileceği tabiidir.
            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
            Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zırai
ve serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu;
bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının ve bunları
yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilemeye
engel teşkil etmeyeceği,
            20’nci maddesinde ise; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını
teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin, alıcının ödediği veya borçlandığı para, mal ve diğer
şekillerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,
            belirtilmiştir.
            Buna göre, yurtta kalan öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması için derneğiniz adına alınan
ayni ve nakdi bağış ile yardımların bir kısmının derneğiniz bünyesinde oluşan iktisadi işletmeye
bağış yoluyla (kaynak) aktarılması, herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası karşılığını
oluşturmadığından KDV’ye tabi tutulmayacaktır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
   
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.