E. 2018/1207 K. 2019/24 T. 30.1.2019

TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL

(Küçükyalı Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)

KARŞITARAF(DAVACI):F1 Ofis Bilgisayar Kırtasiye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 13/09/2018 tarih ve E:2018/1331, K:2018/2211sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:Davacı tarafından, olumsuz mükellefler listesinde yer alan mükelleflerden mal ve hizmet alımında bulunduğunun davalı idarece bildirilmesi nedeniyle bu mükelleflere ait faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine, 2013 yılının Mayıs ilâ Eylül dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergisi, damga vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezası davaya konu yapılmıştır.

Mahkemenin ilk kararının özeti:İstanbul 3. Vergi Mahkemesi, 30/03/2016 tarih ve E:2015/2284, K:2016/704 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/(B), 134. maddeleri ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 ve 34. maddelerine yer verdikten sonra, beyan esasına dayanan vergi sisteminin bir sonucu olarak mükelleflerin beyanlarının doğruluğunun tespitinin, zamanaşımı süresi içerisinde kalmak kaydıyla, genel anlamda vergi idaresine tanımlanan bir görev olduğu, defter ve belgelerin gerçek durumu yansıtmadığının sağlıklı bir inceleme ile saptanmış olması durumunda, vergi matrahının re'sen takdir olunacağı, yükümlüler hakkında kayıtlarına sahte belge intikal ettirdiğine yönelik bir şüphe veya bilginin bulunması durumunda yasal olarak vergi dairesine düşen görevin, bu durumun tüm açıklığıyla ve her halükarda yapılacak bir vergi incelemesiyle ortaya koymak, mükellef nezdinde somut verilere dayalı olarak rapor düzenlemek, gerektiğinde cezalı tarhiyat yapılmasını sağlamak olduğu, inceleme yapma, ceza kesme, kod listesine alma gibi bazı müeyyidelerden bahsedilerek, mükelleflerin ek beyanname vermeye zorlanmasının, hukuk devleti ilkesi çerçevesinde kabul edilebilecek bir durum olmadığı gerekçesiyle,tahakkuk eden vergileri, hesaplanan gecikme faizini ile kesilen vergi ziyaı cezasını kaldırmıştır.

Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 29/12/2017 tarih ve E:2016/12614, K:2017/10761 sayılı kararıyla; beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firmalar hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığı, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi, 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceğinin açık olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Israr kararının özeti:Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Serbest iradeyle verilen beyannameye ihtirazi kayıt konularak dava açılamayacağıileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K2'ÜNDÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyleısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 13/09/2018 tarih ve E:2018/1331, K:2018/2211 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.