E. 2018/959 K. 2019/473 T. 3.7.2019
TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı-İSTANBUL
(Ümraniye Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. K1-(Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): F1 Mühendislik İnşaat Taahhüt Harita ve Doğalgaz
Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. K2
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin, 06/06/2018 tarih ve E:2018/1261, K:2018/2090sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, F2 Mimarlık İnşaat Turizm Limited Şirketine ait gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlenmiş faturaları kayıtlarına dahil etmesi nedeniyle 2008 yılının Ocak, Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Eylül, Ekim ve Kasım dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Kanun'un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Mahkemenin ilk kararının özeti: İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 27/12/2012 tarih ve E:2012/2007, K:2012/3513 sayılıkararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Davacının 2008 yılı hesap ve işlemlerinin katma değer vergisi yönünden incelenmesi neticesi düzenlenen vergi inceleme raporu ile mükellefin, hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan mükelleften aldığı bir kısım mal veya hizmetlere ilişkin katma değer vergilerini yasal defterlerine kaydettiği ve katma değer vergisi beyannamelerine yansıttığı, temin ettiği faturaların gerçek durumu yansıtmadığı ve haksız yere indirim konusu yapıldığı gerekçesiyle bu faturalardaki katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesi suretiyle dava konusu cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı ve özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmıştır.
Davacı adına eleştiri konusu faturaları tanzim eden F2 Mimarlık İnşaat Turizm Limited Şirketihakkında düzenlenen 17/12/2011 tarih ve VDENR-2011-1341/16 sayılı vergi tekniği raporunda; yapılan bazı yoklamalarda mükellefe ulaşılamadığı, beyanlarının ve mal aldığı firmaların olumsuzluk içerdiği, 12/09/2008 tarihinde şirket mükellefiyetinin re'sen terkin edildiği, ancak katma değer vergisi beyannamelerini vermeye devam ettiği, şirket ortaklarının birden fazla firmada ortak ve yönetici olarak yer aldığı, bu firmaların bazılarının hakkında olumsuz tespit ya da rapor bulunduğu, şirkete ve ortaklarına bilinen adreslerinde ulaşılmadığı tespitlerine yer verilmiştir. Bu tespitlere istinaden, anılan mükellefin ortaklık yapısının değiştiği 01/08/2007 tarihinde itibaren düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varıldığı görülmüştür.
Ancak söz konusu rapor, davacıya fatura düzenleyen mükellefin faaliyetlerinde bazı usulsüzlükler olduğu kabul edilse dahi söz konusu mükellefin davacıya düzenlediği faturaların gerçek bir alışverişe dayanılmaksızın düzenlenen sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kabul etmeye hukuken imkan tanımamaktadır.
Bu durumda, davacının hesaplarının incelenmesi neticesinde hazırlanan vergi inceleme raporuna istinaden yapılan cezalı tarhiyatlarda, ilgili dönemde mal alışlarının bulunduğu mükellefin davacıya düzenlediği faturaların gerçek bir ticari ilişki olmaksızın sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kabul etmeye yeterli delil içermediği anlaşılmakla dava konusu cezalı tarhiyatlarda yasal isabet görülmemiştir.
Bir diğer uyuşmazlık konusu özel usulsüzlük cezasının dayanağını davacı hakkında düzenlenen inceleme raporu oluşturmakta ise de, incelemeye esas 2008 hesap döneminin kapanmasından çok sonra 30.03.2012 tarih ve 2012-A-455/2 sayılı rapor uyarınca bir kısım mal satışlarına belge düzenlemediğinden bahisle özel usulsüzlük cezasının kesilmesinin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 353. maddesinde öngörülen amaca uygun düşmeyeceği zira ilgili maddenin cari yıla ait ve mükelleflerin hesap ve kayıtlarına yönelik bir düzenleme olduğu, bu nedenle ilgili hesap döneminin kapanmasından sonra kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Vergi Mahkemesi, bu tespitlerden hareketle, davacıya F2 Mimarlık İnşaat Turizm Limited Şirketitarafından düzenlenen faturalardaki indirimlerin reddi yoluyla yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezasını kaldırmıştır.
Dairenin kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin, 10/12/2015 tarih ve E:2013/6397, K:2015/16094 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar vergi mahkemesi kararının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Davacı şirkete fatura düzenleyen F2 Mimarlık İnşaat Turizm Limited Şirketi hakkında düzenlenen 17.12.2011 tarih ve VDENR-2011-1341/16 sayılı vergi tekniği raporundaki tespitlerin değerlendirilmesinden, anılan mükellefin faaliyetlerini devam ettirecek düzeyde çalışan işçisi, ticari malı ve iş organizasyonunun bulunmaması, uyuşmazlık konusu dönemde yapılan yoklamalarda faaliyette olmadıklarının tespit edilmesi ve yapılan diğer olumsuz tespitler neticesinde, anılan mükellefin gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı ve davacı şirket adına düzenlenen faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı oldukları sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, vergi mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı yönünden de değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek, F2 Mimarlık İnşaat Turizm Limited Şirketi tarafından düzenlenen faturalarda gösterilen indirim konusu katma değer vergisinin reddi suretiyle salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiylekararı kısmen bozmuştur.
Israr kararının özeti: Mahkeme, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle, F2 Mimarlık İnşaat Turizm Limited Şirketi'nden alınan faturalara isabet eden vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacı hakkında yasal mevzuat çerçevesinde yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'IN DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin, 06/06/2018 tarih ve E:2018/1261, K:2018/2090 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019tarihinde oybirliğiyle karar verildi.