E. 2019/1113 K. 2019/669 T. 2.10.2019
TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı-İSTANBUL
(Mecidiyeköy Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. K1-(Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): F1 Yer Bilimleri İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi
A1
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 10/04/2019 tarih ve E:2019/513, K:2019/666sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2009 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 27/01/2015 tarihli vergi tekniği raporundaki verilere göre 16/12/2014 tarihinde sevk edildiği takdir komisyonunca 10/04/2015 tarihli kararla takdir edilen matrah farkı üzerinden, 17/04/2015 tarihinde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleriyle 2009 yılının Ekim, Kasım ve Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul5. VergiMahkemesinin 23/10/2015 tarih ve E:2015/1232, K:2015/2476sayılı kararı:
Uyuşmazlık konusu kamu alacağının 2009 yılında doğması ve zaman aşımı süresinin 31/12/2014 tarihinde dolması, tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin ise 17/04/2015 tarihinde tebliğ edilmesi karşısında yapılan cezalı tarhiyatlarda zamanaşımı sebebiyle hukuka uyarlık görülmemiştir.
Vergi mahkemesi bu hukuksal nedenler ve gerekçeyle tahakkuk eden vergi ve kesilen cezaları kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E:2016/7685, K:2018/9067 sayılı kararı:
2009 dönemine ilişkin olarak tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 16/12/2014 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi ile 213 sayılı Kanunun 114. maddesi uyarınca tarh zamanaşımı süresi durmuştur. Davaya konu cezalı tarhiyat ise zamanaşımı süresi içerisinde davacıya tebliğ edildiğinden, Mahkemeceişin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken takdire sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı ve dava konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 10/04/2019 tarih ve E:2019/513, K:2019/666 sayılı ısrar kararı:
Davanın konusunu "ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden cezalı katma değer vergisi, damga vergisi ve gecikme faizine karşı açılan dava" olarak niteleyen Vergi Mahkemesi, davacının serbest iradesini yansıtmayan beyannamedeki ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkuk işleminde ve buna bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, soyut verilere dayalı ve yasal dayanaktan yoksun bulunan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K2'IN DÜŞÜNCESİ :Bozma kararı üzerine maddi olay yanlış nitelendirilerek farklı gerekçe ile verilen karar, ısrar kararı niteliği taşımadığından, temyiz isteminin, Kurulumuzca değil, ilk derecede verilen kararları temyizen incelemekle görevli olan Danıştay Dördüncü Dairesince incelenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz incelemesinin sonuçlandırılması için dosyanın, Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca,karar verilmesinin ardından,Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, takdir komisyonu kararları uyarınca, 2009 yılının Ekim, Kasım ve Aralık dönemleri için katma değer vergileri tarh edilmiş ve vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul Yönünden:
Davacının 2009 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 27/01/2015 tarihli vergi tekniği raporundaki verilere göre 16/12/2014 tarihinde sevkedildiği takdir komisyonunca 10/04/2015 tarihli kararla takdir edilen matrah farkı üzerinden, 17/04/2015 tarihinde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleriyle 2009 yılının Ekim, Kasım ve Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davada, Mahkemenin ilk kararının bozulması üzerine, Mahkemece, uyuşmazlığın konusu "ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden cezalı katma değer vergisi, damga vergisi ve gecikme faizine karşı açılan dava" olarak nitelendirilerek, davacının serbest iradesini yansıtmayan beyannamedeki ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkuk işleminde ve buna bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyleverilen temyize konu kararın ısrar kararı niteliğinde olduğuna oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Başkanvekili K3 ile Kurul Üyeleri K4, K5, K6, K7, K8 ve K9 bu görüşe aşağıdaki gerekçeyle katılmamıştır:
2575 sayılı Danıştay Kanununun 38. maddesinin 2. fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Temyizen incelenerek bozulması istenen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar kararı niteliğinde olması gerekmektedir. "Israr" kararları, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan mahkemenin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesine ilişkin kararlardır. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının incelenmesini kapsamaktadır.
İncelenen dosyada Mahkemece ilk kararda uyuşmazlığın konusu doğru nitelendirilerek cezalı tarhiyatın kaldırılması yönünde karar verilmişse de, anılan kararın Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması üzerine ilk kararda ısrar edildiği belirtilerek verilen kararda uyuşmazlığın konusunun "ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk edencezalı katma değer vergisi, damga vergisi ve gecikme faizine karşı açılan dava" olarak değerlendirildiği ve ilk kararında yer alan gerekçeden farklı bir gerekçe ile tarhiyatın kaldırılması yönünde karar verildiği görülmüştür.
Her ne kadar; ilk kararda ısrar edildiği belirtilmişse de bozma kararı üzerine maddi olay yanlış nitelendirilerek farklı gerekçe ile verilenkarar, ısrar kararı niteliği taşımadığından, temyiz isteminin Kurulumuzca değil ilk derecede verilen kararları temyizen incelemekle görevli olan Danıştay Dördüncü Dairesince incelenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle,temyiz incelemesinin sonuçlandırılması için dosyanın, Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerekmektedir.
Esas Yönünden:
İncelenen dosyada Mahkemenin 23/10/2015 tarih ve E:2015/1232, K:2015/2476 sayılı kararında uyuşmazlığın konusu doğru nitelendirilerek tarhiyatın iptali yönünde karar verilmiştir. Ancak anılan kararın Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması üzerine ilk kararda ısrar edildiği belirtilerek verilen 10/04/2019 tarih ve E:2019/513, K:2019/666 sayılı kararda uyuşmazlığın konusu "ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk edencezalı katma değer vergisi, damga vergisi ve gecikme faizine karşı açılan dava" olarak değerlendirilmiş ve ilk kararda yer alan gerekçeden farklı bir gerekçe ile ihtirazi kayıtla beyan üzerine tahakkuk eden vergi ve kesilen cezaların kaldırılması yönünde karar verildiği görülmüştür.
Bu nedenle, maddi olay yanlış nitelendirilerek verilen ısrar kararındahukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 10/04/2019 tarih ve E:2019/513, K:2019/666 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2019 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliğiyle karar verildi.