E. 2019/1118 K. 2019/1161 T. 4.12.2019

TEMYİZ EDEN (DAVALI: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL

(İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)

KARŞI TARAF (DAVACI): F1 Yapı İnşaat Turizm Mimarlık Mühendislik

Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ: Av. K2

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 11. Vergi Mahkemesinin, 24/05/2019 tarih ve E:2019/297, K:2019/1159sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Davacı tarafından, davalı idarece, mal veya hizmet alınan bir kısım mükellef hakkında olumsuz tespitler bulunduğu belirtilerek bu mükelleflerin düzenlediği faturalardan kaynaklanan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılmasının istendiğinden bahisle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2011 yılının Ocak ila Mayıs, Ağustos, Eylül dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 11. Vergi Mahkemesinin, 24/09/2013 tarih ve E:2012/900, K:2013/2268sayılı kararı:

Düzeltme beyannamelerine konu faturaları düzenleyen mükellefler hakkında düzenlenen inceleme raporları ara kararı ile davalı idareden istenilmiştir.

İdarece dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, davacıya fatura düzenleyen F2Yapı İnşaat Hafriyat Nak. ve Taah. San. Tic. Ltd. Şti., F3 İnşaat Mobilya Kimya ve Petrol Ürünleri Tic. Ltd. Şti. ve F4 Turizm Taşımacılık İnş. Elek. Paz. Ltd. Şti. dışındaki mükellefler hakkında herhangi bir rapor bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu tahakkukun ve vergi ziyaı cezalarının anılan mükelleflerin düzenlediği faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka uygunluk bulunmamıştır.

F2 Yapı İnşaat Hafriyat Nak. ve Taah. San. Tic. Ltd. Şti., F3 İnşaatMobilya Kimya ve Petrol Ürünleri Tic. Ltd. Şti. ve F4 Turizm Taşımacılık İnş. Elek. Paz. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen inceleme raporlarındaki tespitlerden düzenledikleri faturaların gerçek bir mal teslimi ya da hizmet ifasına dayanmayan faturalar olduğu anlaşıldığından, dava konusu tahakkukun ve vergi ziyaı cezalarının anılan mükelleflerin düzenlediği faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinde sayılan koşullar mevcut olmadığından yapılan tahakkuk üzerinden hesaplanan gecikme faizinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu vergi ve vergi ziyaı cezalarının F2 Yapı İnşaat Hafriyat Nak. ve Taah. San. Tic. Ltd. Şti., F3 İnşaat Mobilya Kimya ve Petrol Ürünleri Tic. Ltd. Şti. ve F4 Turizm Taşımacılık İnş. Elek. Paz. Ltd. Şti. dışındaki mükellefler tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısmı ile tahakkukun tamamı üzerinden hesaplanan gecikme faizlerini kaldırmış, diğer yönlerden davayı reddetmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 31/10/2018 tarih ve E:2016/2779, K:2018/10205sayılıkararı:

Yükümlüler, ancak süresi içerisinde verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava açabileceklerdir.

Süresinden sonra iradi olarak verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açılamayacağından vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Daire bu gerekçeyle kararın kabule ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.

İstanbul11.VergiMahkemesinin, 24/05/2019 tarih ve E:2019/297, K:2019/1159sayılı ısrar kararı:

Anayasa Mahkemesi, 2015/15100 başvuru numaralı dosyasında verdiği 27/02/2019 tarihli karar ile ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri nedeniyle yapılan tahakkuklara karşı açılan davaların esası incelenmeden usulden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Mahkeme, ilk kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının temyiz edilmeyerek kesinleştiğini belirttikten sonra anılan kararda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle bozulan kısım yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Israr kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi kararının davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri verilmiştir.

Davacı, "mal veya hizmet alınan bir kısım mükellef hakkında olumsuz tespitler bulunduğu belirtilerek bu mükelleflerin düzenlediği faturalardan kaynaklanan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılmasının" davalı vergi dairesince istenmiş olması nedeniyle düzeltme beyannamesi verdiğini ileri sürmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinin ikinci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin (4) numaralı fıkrasında da, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda vergilendirmenin beyana dayanılarak yapılması gereken durumlarda matrahın veya verginin tümüyle ya da kısmen ihtirazi kayıtla bildirilmesini öngören bir düzenleme yapılmamıştır. Kanun'un 378. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere itiraz edemeyecekleri yolundaki hükmün istisnasız uygulanmasının çeşitli hak kayıplarına ve verginin beyan edilmesinde çekinceye yol açarak vergi kaybına neden olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine beyanname ile bildirilmesi gereken matrahın tespit şeklinden ya da uygulanması gereken vergi oranından, muafiyet veya istisna uygulamasından doğan duraksamaların varlığında, vergi kaybı yaratmaktan kaçınılarak vergi kanunlarında belirtilen zamanda verilen beyannameye ihtirazî kayıt konulabileceği Danıştay içtihatlarıyla benimsenmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önceki bu dönemde ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere karşı itiraz yoluna başvurulmasının tahsil işlemine etkisi hususunda çeşitli tartışmalar yaşanmıştır. Ayrıca içtihatla benimsenen ihtirazî kayıtla beyanname verme yolunun yükümlülerce yaygın bir şekilde kötüye kullanılması ve vergi borcunu sürüncemede bırakmanın bir aracı haline gelmesi üzerine 1980 yılında 2365 sayılı Kanun’la Vergi Usul Kanunu’nun 389. maddesine bir cümle eklenerek ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere yapılan itirazların verginin tahsilini durdurmayacağı hükmü getirilmiştir.

Bu kural, idari yargının yeniden düzenlenmesi sırasında kabul edilen 2577 sayılı Kanun’un 63. maddesiyle yürürlükten kaldırılmakla beraber aynı yönde düzenlemeye 2577 sayılı Kanun'un o tarihte yürürlükte bulunan 27. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer verilmiştir. Kanun'un yürürlükte bulunan halinde bu düzenlemenin aynı maddenin (4) numaralı fıkrasında yer aldığı görülmektedir. Böylece, yükümlülerin beyannamelerine ihtirazî kayıt koyabilecekleri ve bu yolla dava hakkına sahip olabilecekleri dolaylı olarak kanunda ifade edilmiştir. Ancak bu şekilde dava açılması yürütmenin kendiliğinden durmasına neden olmayacaktır.

Vergi beyannamesine ihtirazi kayıt konulması ve beyannamede hesaplanan verginin tümü ya da bir kısmının tahakkuk ettirilmemesinin istenmesi, ancak ihtirazi kaydın konusunu oluşturan nedenin tarhı yapan idare tarafından kabul edilmemesi halinde, beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesini olanaklı kılarak noksan beyanda bulunulmasını önlemektedir.

Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine mükellef tarafından ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak yapılan vergi tarhiyatlarına ve kesilen cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi, 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararıyla, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda verilen karar, sadece, vergi dairelerinin müeyyideli yazıları üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı açılan davalara yönelik olup idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın süresinden sonra kendiliğinden ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı açılan davalar bu kapsamda bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılarak düzeltme beyannamesi vermesi gerektiği yönünde kendisine tebliğ edilmiş bir yazının bulunduğuna ilişkin bir iddia ileri sürmediği gibi, davalı idarece dosyaya sunulan dilekçelerde, davacının sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği tespit olunan mükelleflerden olan alışlarını katma değer vergisi indirimlerinden çıkarmak suretiyle kendiliğinden düzeltme beyannamesi verdiği belirtilmiştir.

Bu durumda, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergiler, hesaplanan gecikme faizleri ve kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 11. Vergi Mahkemesinin, 24/05/2019 tarih ve E:2019/297, K:2019/1159 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:

Bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini verdikten sonra mükelleflerin ödenecek vergi tutarını artıracak ya da devreden vergiyi azaltacak şekilde düzeltme beyannamesi vermelerinin olağan bir durum olduğu söylenemez.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından davalı idarenin uyarısı üzerine ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi verildiği iddia edilmektedir. Davalı idare tarafından dosyaya sunulan dilekçelerde ise davacının kendiliğinden düzeltme beyannamesi verdiği belirtilmiştir.

Her ne kadar davacıya müeyyideli bir yazı tebliğ edilmemiş ise de davacının iddiası ve davalı idarenin savunması karşısında davacı tarafından yönlendirme sonucu verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın dava açma hakkı vereceğine yönelik Mahkemece yapılan değerlendirme, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararında ortaya konulan vergisel müdahalelerde mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin usuli güvencelere uygundur.

Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi kararının davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.