E. 2019/120 K. 2019/585 T. 18.9.2019
TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL
(Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ:Av. K1 - (Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): K2
VEKİLİ:Av. K3
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 08/10/2018 tarih ve E:2018/1059, K:2018/2862sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının ortağı olduğu F1 Motorlu Taşıtlar ve Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında yapılan incelemeye istinaden, davacı adına alınan 13/10/2009 tarih ve 27139 sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 27/09/2010 tarih ve E:2009/2997, K:2010/2339 sayılı kararı:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13/3. maddesinde borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimali mevcut ise ihtiyati haczin hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre, derhal uygulanacağı öngörülmüştür.
Davacı, ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu şirketin kesinleşen ve yapılan takibe rağmen şirketin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen borçlarından dolayı sorumlu tutulabilecektir. Ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13. maddesinde sayılan koşulların davacı açısından oluştuğu ortaya konulmadığı gibi anılan yasal düzenlemede ortaklar ve kanuni temsilciler adına ihtiyati haciz işlemi yapılabileceği konusunda da bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu bakımdan, tüzel kişiliğin borcu dolayısıyla, ortak sıfatına haiz davacı adına alınan ihtiyati haciz kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi, bu gerekçeyle uyuşmazlık konusu ihtiyati haciz kararını kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin, 17/03/2014 tarih ve E:2013/1054, K:2014/1133 sayılıkararı:
6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca limited şirketten tahsil olanağı bulunmayan amme alacağından sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumlu olan ve bu Kanun hükümleri gereğince takip edilecekleri kurala bağlanan limited şirket ortaklarının, amme alacaklısı idareye karşı, Kanunun 3. maddesi uyarınca amme borçlusu sıfatını kazandıkları göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu nedenle vergi mahkemesince 6183 sayılı Kanunun 13. maddesindeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenerek davacının şirket ortağı sıfatıyla sorumlu olduğu dönemler ve ihtiyati hacze konu olan borç tutarı da göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılacak incelemede varılacak sonuca göre yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 08/10/2018 tarih ve E:2013/1059, K:2018/2862 sayılı kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, 6183 sayılı Kanun hükümlerine istinaden tesis edilen ihtiyati haciz kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K4'IN DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 08/10/2018 tarih ve E:2018/1059, K:2018/2862 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verild