E. 2019/780 K. 2019/434 T. 3.7.2019

TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı) - İSTANBUL

(Kartal Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)

KARŞITARAF(DAVACI): F1 Endüstri Fırınları ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 28/02/2019 tarih ve E:2019/245, K:2019/382sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği tespit edilen mükelleften mal veya hizmet alımında bulunduğunun tespit edildiğini, söz konusu alımlar nedeniyle yazının tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde beyanların düzeltilmesi veya işlemlerin gerçekliğinin Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "Özel Esaslar" başlıklı bölümünün "Haklarında Sahte Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar" başlıklı kısmındaki açıklamalara göre ispat edilmesi, aksi halde hakkında özel esaslar uygulanacağını bildiren davalı idarenin yazısı doğrultusunda davacı tarafından bu mükellefe ait faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2013 yılının Ocak ilâ Nisan, Haziran ilâ Aralık dönemleri için tahakkuk eden vergiler ve hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.

Mahkemenin ilk kararının özeti:İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 25/05/2016 tarih ve E:2016/548, K:2016/1044sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:

Dava konusu tahakkuk netice itibariyle beyana dayalı ise de kanunda öngörülen zaman ve zorunluluk dışında herhangi bir mükelleften yeniden beyanname vermesini isteme gibi bir uygulama vergi mevzuatında yer almadığından, kanunun öngördüğü anlamda bir beyandan söz edilemeyecektir.

Özel hukuk kişilerinin irade beyanı üzerine vergi tarh ve tahakkuk ettirilmesi şeklinde oluşan idari işlemlerde irade beyanlarının her türlü sakatlıktan uzak olarak oluşması gerektiği açıktır.

İlk beyannamede yer alan bazı faturaların beyanlardan çıkarılması suretiyle verilen düzeltme beyanmesi mükellef aleyhine bir durum ortaya çıkardığından ticari hayatın olağan koşulları altında ikinci beyannemenin özgür iradeyle verildiğinden söz edilemeyecektir.

Bu değerlendirmeler ışığında Vergi Mahkemesi, davaya konu tahakkuklar ve hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşarak davanın kabulüne karar vermiş, tahakkuk eden vergi, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen cezayı kaldırmıştır.

Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin, 29/12/2017 tarih ve E:2016/15246, K:2017/10833 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:

Beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firmalar hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından davanın kabulü yolundaki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi, 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceğinin açıktır.

Danıştay Üçüncü Dairesi bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

Daire, davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.

Israr kararının özeti:Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı düzeltme beyannamelerini kendi tercihi doğrultusunda vermiş, bu yönde idarece herhangi bir zorlamada bulunulmamıştır. Dolayısıyla aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ K2'NİN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi, 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkanına sahip olamadıkları, dolayısıyla derece mahkemelerinin 213 sayılı Kanunun 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Olayda, davalı idarenin beyanlarının düzeltilmesine ilişkin müeyyideli yazılarına istinaden davacı tarafından verilen düzeltme beyannamelerine konan ihtirazi kaydın dava açma hakkı vereceği yönünde Mahkemece yapılan değerlendirme yukarıda değinilen Anayasa Mahkemesi kararında ortaya konulan ilkelere uygundur. Bu nedenle, temyize konu kararın ihtirazi kayıtla beyan üzerine tahakkuk eden vergiler, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı dava açılabileceği yolundaki ısrar hükmü Kurulumuzca uygun bulunmuş olup dilekçede ileri sürülen iddialar kararın bu yönden bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vergi mahkemesinin kararı, düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle bozulduğundan, kararın tahakkuk eden vergiler, hesaplanan gecikme faizleri ve kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuka uygun olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılmamış olup, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden REDDİNE,

2- İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 28/02/2019 tarih ve E:2019/245, K:2019/382 sayılı ısrar kararının, tahakkuk eden vergiler, hesaplanan gecikme faizleri ve kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine GÖNDERİLMESİNE,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019tarihinde oybirliğiyle karar verildi.