E. 2019/8 K. 2019/587 T. 18.9.2019
TEMYİZEDEN(DAVALI): Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı - ANKARA
VEKİLİ:Av. K1 - (Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): K2
A1
İSTEMİN KONUSU :Ankara 6. Vergi Mahkemesinin, 15/06/2017 tarih ve E:2017/682, K:2017/923 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının ortağı olduğu F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen 2006 yılına ait kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen 07/04/2014 tarihli ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Ankara 6. Vergi Mahkemesinin, 28/11/2014 tarih ve E:2014/947, K:2014/2173 sayılı kararı:
F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketiortaklar kurulunun 29/05/2000 tarihli kararıyla şirketi temsile 10 yıl süre ile Adnan Alimoğullarının seçilmiş olduğu, ortak olan davacının ise 24/03/2006 tarih ve 6520 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilen 09/03/2006 tarihli ortaklar kurulu kararına istinaden ortaklıktan ayrıldığı görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, davacının şirketteki hisselerini devrettiği ve devirden sonra davalı idarece sahte fatura yönünden karşıt inceleme yapılmak üzere anılan şirketin 2006 yılı defter ve belgelerinin incelemeye alınmak istenildiği ve 18/09/2010 tarihli defter ve belgelerin ibrazına ilişkin yazının 27/09/2010 tarihinde şirket kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde eşine tebliğ edildiği, ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesi üzerine, F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen inceleme raporu uyarınca getirilen öneri doğrultusunda takdir komisyonuna sevk edilerek belirlenen matrah üzerinden salınan cezalı kurumlar vergisinin bu şirketten tahsil olanağı kalmadığından bahisle davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Defter ve belgelerin ibraz edilmesi istemini içeren yazı, davacının hissesini devrettiği tarihten sonraki tarihli olduğundan ibraz ödevinin yeni temsilci tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Davacının ortağı olduğu döneme ilişkin olarak yapılan bir inceleme sonucu, davacının ödevlerini yerine getirmemesi nedeniyle bir matrah farkının bulunması halinde davacının bundan sorumlu tutulması gerekmekte ise de, davacının hissesini devrettiği tarihten sonra defter ve belgelerin ibraz edilmesi konusunda davacıya bir ödev yüklemek mümkün bulunmamaktadır.
Bu itibarla davacı adına bu nedenle düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi, bu tespitlerden hareketle, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin iptaline karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 22/03/2016 tarih ve E:2015/3694, K:2016/1242 sayılıkararı:
Davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmediği dönemlerde davacının ortak sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davaya konu ödeme emirleri ortak sıfatıyla düzenlendiğinden davacının vergisel yükümlülükleri yerine getirmemekten kanuni temsilci gibi addedilerek hüküm kurulmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Davacı, ortağı olduğu F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketindeki hisselerini 24/03/2006 tarih ve 6520 sayılı Ticaret Sicil Gazatesinde tescil ve ilan edilen Ankara 38. Noterliğinin 14/03/2006 tarih ve 07225 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile devrettiğinden, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca hissesini devrettiği tarihe kadar hissesi oranında sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Davacıdan ödeme emri ile tahsili cihetine gidilen amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği ve asıl amme alacağının borçlu şirketten tahsilinin olanaksız hale gelip gelmediği yönünde yapılacak bir inceleme ve değerlendirme üzerine Vergi Mahkemesince davacının hisse oranı ve vergilendirme dönemi dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Ankara 6.VergiMahkemesinin, 15/06/2017 tarih ve E:2017/682, K:2017/923 sayılı kararı:
Mahkeme, bozma kararına uyduğunu belirterek, davacının F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait hisselerini devrederek şirketten ayrıldığı tespit edilmiş olup, hisse devri tarihi olan 09/03/2006 tarihine kadar şirketin ortağı olan davacının şirkete ait ve tahsil edilemeyen vergi borçlarından sorumlu olması kanun gereği olmakla birlikte; davacının bu tarihten sonra tahakkuk edecek vergilerden herhangi bir sorumluluğu olamayacaktır.
Dava konusu ödeme emirlerinde yer alan 2006 yılına ait vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi borcuna ilişkin beyannamenin kanunen verilme süresi, borcun tahakkuk ve vade tarihleri davacının ortaklık sıfatının sona erdiği tarihten sonrasına rastladığından davacı adına, sorumluluğunun bulunmadığı döneme ait vergi borçları nedeniyle düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi, bu tespitlerden hareketle, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin iptalinekarar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz isteminde bulunması üzerine dosyanın esas kaydına alındığı Danıştay Dördüncü Dairesi, 10/02/2018 tarih ve E:2017/3869, K:2018/12984 sayılı kararıyla; mahkemece verilen kararın eylemli ısrar niteliğinde olduğu gerekçesiyle dosyanın Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderilmesine karar vermiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, dosya kapsamındaki bilgi belgeler doğrultusundaısrar kararının bozulması istenmiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'IN DÜŞÜNCESİ :Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dava konusu ödeme emrinin şirket ortağı sıfatıyla düzenlenmesi nedeniyle vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle hüküm kurulamayacağı, davacının hissesini devrettiği tarihe kadar ödeme emri içeriği borçtan sorumlu olduğu, bu kapsamda yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkemenin ilk kararının bozulması üzerine, Mahkemece, ödeme emri içeriği 2006 yılına ait vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi borcuna ilişkin beyannamenin kanunen verilme süresi, borcun tahakkuk ve vade tarihleri davacının ortaklık sıfatının sona erdiği tarihten sonrasına rastladığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle verilen temyize konu kararın eylemli ısrar kararı niteliğinde olduğuna oybirliğiyle karar verilmesinin ardından,Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı, F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin eski ortağı olup, 24/03/2006 tarih ve 6520 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilen Ankara 38. Noterliğinin 14/03/2006 tarih ve 07225 yevmiyesiyle onaylanan 09/03/2006 tarihli ortaklar kurulu kararına istinaden ortaklıktan ayrıldığı görülmüştür.
Davacının şirketteki hisselerini devrettiği tarihten sonra davalı idarece sahte fatura yönünden karşıt inceleme yapılmak üzere anılan şirketin 2006 yılı defter ve belgelerinin ibrazına ilişkin yazı 27/09/2010 tarihinde şirket kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde eşine tebliğ edilmiş, ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesi üzerine, F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen inceleme raporu uyarınca getirilen öneri doğrultusunda şirket, takdir komisyonuna sevk edilerek belirlenen matrah üzerinden salınan cezalı kurumlar vergisinin bu şirketten tahsil olanağı kalmadığından bahisle davacı adına dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde düzenlenen ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını doğuran olayın meydana geldiği dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından sorumluluklarının kalkması söz konusu edilemez.
Dosyanın incelenmesinden, F1 İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketininödenmeyen 2006 yılına ait vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve gecikme faizinin tahsili için davacı adına şirket ortağı sıfatıyla ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davacının 01/01/2006 tarihinden ortaklıktan ayrıldığı tarihe kadar 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca hissesi oranında sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Davacıdan ödeme emri ile tahsili cihetine gidilen amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği ve asıl amme alacağının borçlu şirketten tahsilinin olanaksız hale gelip gelmediği yönünde yapılacak bir inceleme ve değerlendirme üzerine Vergi Mahkemesince davacının hisse oranı ve vergilendirme dönemi dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararınınbozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2-Ankara 6. Vergi Mahkemesinin, 15/06/2017 tarih ve E:2017/682, K:2017/923 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz