E. 2019/942 K. 2019/1050 T. 4.12.2019

TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL

(Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)

KARŞITARAF(DAVACI): F1 Dış Ticaret ve Danışmanlık Limited Şirketi

VEKİLİ: Av. K2

A1

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 08/04/2019 tarih ve E:2019/689, K:2019/635sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Davalı idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2013 yılının Ocak ilâ Temmuz dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile % 50 oranında kesilen vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.

İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 29/01/2016 tarih veE:2015/2137, K:2016/149sayılı kararı:

Davacı hakkında herhangi bir vergi incelemesi yapılmadan, davalı idarenin beyanname vermeye zorlayan yazısının ardından ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk ettirilen vergiler, hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Mahkeme bu gerekçeyledava konusu vergi, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezalarını kaldırmıştır.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyenDanıştay Dördüncü Dairesinin, 19/12/2018 tarih ve E:2016/12408, K:2018/14065sayılıkararı:

Beyanname verme süresi geçirildikten sonra verilen katma değer vergisi düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın, bu beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açma hakkı vermesi mümkün değildir.

Verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır.

Daire bu gerekçeylekararı bozmuştur.

İstanbul5.VergiMahkemesinin, 08/04/2019 tarih ve E:2019/689, K:2019/635sayılı ısrar kararı:

Benzer bir uyuşmazlıkta, Anayasa Mahkemesi 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararıyla mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Vergi Mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçe ile ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Serbest irade ile verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmak suretiyle tahakkuka karşı dava açılmasının, 213 sayılı Kanunun 378. maddesinin lafzına ve ruhuna aykırı olduğu, beyannamelerin ihtirazi kayıt konulmaksızın verildiği belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiği, davalı idarenin telkinleri üzerine düzeltme beyannamelerini verdiklerini, davalı idarenin temyiz dilekçesinde birçok hatanın bulunduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'İN DÜŞÜNCESİ : Mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları yolundaki Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk ettirilen katma değer vergileri,damga vergileri ile hesaplanan gecikme faizlerine karşı dava açılamayacaktır.

Bu nedenle, tahakkuk ettirilen katma değer vergileri, damga vergileri ile hesaplanan gecikme faizlerinin hukuka aykırı olup olmadığı incelenerek verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Öte yandan, davacı tarafından, katma değer vergisi düzeltme beyannamelerinin yasal süresinden sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, davalı idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın, Sinemeks Yapım Reklam Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nin düzenlediği faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılması suretiyle süresinden sonra verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2013 yılının Ocak ilâ Temmuz dönemleri için katma değer vergileri ile damga vergileri tahakkuk ettirilmiş, gecikme faizi hesaplanmış ve % 50 oranında vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.

29/07/2015 ve 30/07/2015 tarihlerinde verilen düzeltme beyannamelerinde, beyannamelerinihtirazi kayıtla verildiğine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi tahakkuk fişlerinde de ihtirazi kayıt şerhi bulunmamaktadır.

Davacı tarafından, beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiği 05/11/2015 tarihli dilekçesiyle davalı idareye bildirilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinin ikinci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin (4) numaralı fıkrasında da ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların, tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda vergilendirmenin beyana dayanılarak yapılması gereken durumlarda matrahın veya verginin tümüyle ya da kısmen ihtirazi kayıtla bildirilmesini öngören bir düzenleme yapılmamıştır. Kanun'un 378. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere itiraz edemeyecekleri yolundaki hükmün istisnasız uygulanmasının çeşitli hak kayıplarına ve verginin beyan edilmesinde çekinceye yol açarak vergi kaybına neden olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine beyanname ile bildirilmesi gereken matrahın tespit şeklinden ya da uygulanması gereken vergi oranından, muafiyet veya istisna uygulamasından doğan duraksamaların varlığında, vergi kaybı yaratmaktan kaçınılarak vergi kanunlarında belirtilen zamanda verilen beyannameye ihtirazî kayıt konulabileceği Danıştay içtihatlarıyla benimsenmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önceki bu dönemde ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere karşı itiraz yoluna başvurulmasının tahsil işlemine etkisi hususunda çeşitli tartışmalar yaşanmıştır. Ayrıca içtihatla benimsenen ihtirazî kayıtla beyanname verme yolunun yükümlülerce yaygın bir şekilde kötüye kullanılması ve vergi borcunu sürüncemede bırakmanın bir aracı haline gelmesi üzerine 1980 yılında 2365 sayılı Kanun’la Vergi Usul Kanunu’nun 389. maddesine bir cümle eklenerek ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere yapılan itirazların verginin tahsilini durdurmayacağı hükmü getirilmiştir.

Bu kural, idari yargının yeniden düzenlenmesi sırasında kabul edilen 2577 sayılı Kanun’un 63. maddesiyle yürürlükten kaldırılmakla beraber aynı yönde düzenlemeye 2577 sayılı Kanun'un o tarihte yürürlükte bulunan 27. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer verilmiştir. Kanun'un yürürlükte bulunan halinde bu düzenlemenin aynı maddenin (4) numaralı fıkrasında yer aldığı görülmektedir. Böylece, yükümlülerin beyannamelerine ihtirazî kayıt koyabilecekleri ve bu yolla dava hakkına sahip olabilecekleri dolaylı olarak kanunda ifade edilmiştir. Ancak bu şekilde dava açılması yürütmenin kendiliğinden durmasına neden olmayacaktır.

Vergi beyannamesine ihtirazi kayıt konulması ve beyannamede hesaplanan verginin tümü ya da bir kısmının tahakkuk ettirilmemesinin istenmesi, ancak ihtirazi kaydın konusunu oluşturan nedenin tarhı yapan idare tarafından kabul edilmemesi halinde, beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesini olanaklı kılarak noksan beyanda bulunulmasını önlemektedir.

Beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiğinin kabul edilebilmesi için isebeyannamede, beyannamenin ihtirazi kayıtla verildiğinin belirtilmesi veya tahakkuk fişine beyannamenin ihtirazi kayıtla verildiğinin şerh düşülmesi veyahut vergi dairesine en geç beyannamenin verildiği tarihte verilecek bir dilekçe ile ihtirazi kayda ilişkin beyanda bulunulması gerekmektedir.

Olayda, uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin düzeltme beyannamelerinde ve tahakkuk fişlerinde ihtirazi kayıt şerhinin bulunmadığı görülmüştür. Bunun yanı sıra düzeltme beyannamelerinin ihtirazi kayıtla verildiği yolundaki iddiasını ispatlamak için davacının dava dosyasına sunduğu dilekçenin, düzeltme beyannamelerinin verildiği 29/07/2015 ve 30/07/2015 tarihlerinden sonraki bir tarihte davalı idareye verilmesi nedeniyle düzeltme beyannamelerinin ihtirazi kayıtla verildiğinin kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları yolundaki Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk ettirilen katma değer vergileri,damga vergileri ile hesaplanan gecikme faizlerine karşı dava açılamayacaktır.

Bu nedenle, tahakkuk ettirilen katma değer vergileri, damga vergileri ile hesaplanan gecikme faizlerinin hukuka aykırı olup olmadığı incelenerek verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Öte yandan, davacı tarafından, katma değer vergisi düzeltme beyannamelerinin yasal süresinden sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin, 08/04/2019 tarih ve E:2019/689, K:2019/635 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:

Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi kararının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.