E. 2022/682 K. 2023/491 T. 24.5.2023

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2022/682

Karar No : 2023/491

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca ihale edilen ve davacının uhdesinde kalan ... ihale kayıt numaralı "Kocaeli İli, Gölcük İlçesi, ... Yapı Alanı 541 Adet Konut, 14 Adet Dükkan,1 Adet Cami İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi"ne ilişkin olarak 2018 yılının Ocak ila Mayıs ve Temmuz dönemleri için hak ediş ödemeleri üzerinden kesinti suretiyle tahsil edilen 236.642,77 TL damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen verginin gecikme faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Uyuşmazlık konusu işlem yönünden yapılan inceleme:

Davacının üstlendiği işin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında damga vergisinden istisna olduğu anlaşılmıştır.

Bu nedenle uyuşmazlık konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Davacının faiz istemi yönünden yapılan inceleme:

Damga vergisinden istisna olması gereken kağıtlar nedeniyle, davacı şirketten tahsil edilen damga vergisinin hukuka aykırılığı yargı kararıyla tespit edilmiş olup davacının söz konusu vergi tutarının kullanımından verginin tahsil edildiği tarihten Mahkeme kararına göre iadesi yapılacağı tarihe kadar geçen süre içinde mahrum kaldığı ve yine bu verginin yersiz tahsilatın davacıdan kaynaklanmadığı tartışmasızdır.

Bu itibarla, haksız yere alınan vergi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, tahsil tarihinden itibaren, 6183 sayılı Kanun'la belirlenen tecil faizi oranında işleyecek faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle davacının faiz isteminin, tecil faizi oranını aşan kısma isabet eden kısım bakımından reddi gerekmektedir.

Karar sonucu:

Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptaline ve ödenen verginin ödeme tarihinden itibaren tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine karar vermiş; tecil faizi oranını aşan kısma isabet eden faiz istemi yönünden davayı reddetmiştir.

Tarafların istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davalının istinaf istemi yönünden yapılan inceleme:

Kararın dava konusu işlemin iptali ve ödenen verginin ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte iadesine dair hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle uygun görülmüş olup davalının istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddialar anılan hüküm fıkrasını kaldıracak nitelikte görülmemiştir.

Davacının istinaf istemi yönünden yapılan inceleme:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca Devlet, mükellef tarafından dava konusu edilen vergilerin ödeme yapılmamış olan kısmını, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren yargı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanun'da düzenlenen gecikme zammı oranında hesaplanan gecikme faiziyle tahsil etmektedir. Aynı ilişkinin diğer tarafı olan mükellefin davayı kazanması durumunda uygulanacak faize ilişkin aynı Kanun'da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu durum, devlet ile birey arasında kurulmaya çalışılan çıkarlar dengesini birey aleyhine bozmaktadır. Bu dengenin kurulabilmesi için haksız olarak tahsil edildiği tespit edilen dava konusu verginin mükellefe, tahsil tarihinden itibaren amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında hesaplanan faizle birlikte iadesi gerekmektedir. Bu aynı zamanda hukuk devletinde adil dengenin sağlanması için zorunludur.

Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle davalı tarafından Mahkeme kararına yöneltilen istinaf istemini reddetmiş; davacının istinaf istemini kabul ederek istinafa konu kararın tecil faizi oranını aşan kısma isabet eden faiz istemi yönünden davanın reddi ile davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi yolundaki hüküm fıkrasını kaldırdıktan sonra iadesine hükmedilen damga vergisinin ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı oranında hesaplanan faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 02/11/2021 tarih ve E:2020/3595, K:2021/5103 sayılı kararı:

Uyuşmazlık konusu işlemin iptali ile hak ediş ödemelerinden kesinti suretiyle tahsil edilen verginin iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi yönünden yapılan inceleme:

Anılan hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Faize ilişkin hüküm fıkrası yönünden yapılan inceleme:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin (4) numaralı fıkrası ile geçici 29. maddesi uyarınca değinilen fıkraların yürürlük tarihi olan 15/06/2012 tarihinden sonra haksız olarak tahsil edilen vergilerin tecil faiziyle iadesi gerekmektedir.

Davacı tarafından dava dilekçesinde, haksız olarak tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesinin istenildiği, temyize konu kararda tecil faizi oranı aşılarak uyuşmazlık konusu vergilerin gecikme zammı oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacının faiz talebinin tahsil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 213 sayılı Kanun'un 112. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca tecil faizi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu durumda Bölge İdare Mahkemesince Kanun'un açık hükmü bulunmasına rağmen hukuk devletinde adil dengenin korunması gerektiğinden bahisle devlet tarafından kendi alacaklarına uygulanan faiz oranı olan 213 sayılı Kanunu'nun 112. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca 6183 sayılı Kanun'a göre tespit edilen gecikme zammı oranında faizin uygulanması gerektiği yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Karar sonucu:

Daire bu gerekçeyle temyize konu kararın uyuşmazlık konusu işlemin iptali ile hak ediş ödemelerinden kesinti suretiyle tahsil edilen verginin iadesine ilişkin hüküm fıkrasını onamış; ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı oranında hesaplanacak faizin ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Olayda, devlet, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süre için daha yüksek oranda gecikme faizi hesaplamak suretiyle uğradığı ekonomik kaybı telafi etmektedir. Aynı ilişkinin diğer tarafı olan mükellefin davayı kazanması durumunda ise daha düşük bir faiz oranına rıza göstermesi beklenmektedir. Bu durum, devlet ile birey arasında adil olması gereken çıkarlar dengesini birey aleyhine bozmaktadır.

Bu dengenin, Anayasa'nın 35 ve 90. maddeleri ile AİHM içtihatları doğrultusunda, devletin kendi alacaklarına uyguladığı faiz oranının mükelleflerin alacakları bakımından da esas alınması suretiyle sağlanması gerekmektedir.

Bu nedenle, iadesine karar verilen meblağ üzerinden tahsil tarihinden iade tarihine kadar gecikme zammı oranında hesaplanacak faiz tutarı davacıya ödenmelidir.

Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

24/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.