E. 2023/430 K. 2023/552 T. 24.5.2023

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2023/430

Karar No : 2023/552

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Başkanlığı

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesi uyarınca sona erdirilmesi üzerine yapılan ek ödeme ile kıdem tazminatı olarak ödenen tutar üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararı:

Gelir (stopaj) vergisi yönünden yapılan inceleme:

i. Dava konusu işlemin ikale sözleşmesi uyarınca yapılan ek ödemeye ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:

Davacıya yapılan ve gelir vergisine tabi olmayan ek ödemeden, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. ve 94. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca vergi kesintisi yapılması vergilendirme hatası teşkil etmekte olup hukuka aykırıdır.

ii. Dava konusu işlemin ikale sözleşmesi uyarınca ödenen kıdem tazminatına ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 25. maddesinin (7) numaralı fıkrası uyarınca mülga 1475 (mer'i 4857) sayılı İş Kanunu'na göre ödenmesi gereken kıdem tazminatının tamamının gelir vergisinden müstesna olduğu dikkate alındığında, bu tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Faiz istemi yönünden yapılan inceleme:

Hukuka aykırı olarak tahsil edildiği tespit edilen verginin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekmektedir.

Karar sonucu:

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal ederek kesilen gelir vergisinin vergi dairesine yatırıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.

Davalının istinaf istemini inceleyen ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemini reddetmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 28/03/2022 tarih ve E:2019/2328, K:2022/1873 sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi kararının, Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin, ikale sözleşmesi uyarınca yapılan ek ödemeye ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddine dair hüküm fıkrası yönünden yapılan inceleme:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca, çalışanlara ücret, ödenek, tazminat veya başka adlar altında yapılan ödemelerin ücret olduğu, yapılan ödemelerin olay tarihi itibarıyla ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nda tanımlanan tazminatlardan biri veya mahkeme kararına dayalı işe iade edilmeme tazminatı olması halinde gelir vergisinden müstesna tutulabileceği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacıya yapılan ek ödeme ücret niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu açıktır. Dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen iddialar ancak ilgili vergi kesintisine karşı süresi içerisinde açılacak bir davada dikkate alınabilecektir.

Bu durumda, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında değerlendirilmesi ve düzeltme şikâyet başvurusuna konu edilebilmesi mümkün olmadığından, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle verilen hüküm fıkrasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Dava Dairesi Kararının, Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin, ikale sözleşmesi uyarınca ödenen kıdem tazminatına ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddine dair hüküm fıkrası yönünden yapılan inceleme:

Uyuşmazlıkta, her ne kadar kıdem tazminatının gelir vergisinden müstesna olduğu gerekçesiyle bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş ve yapılan istinaf başvurusu aynı gerekçe ile reddedilmiş ise de kıdem tazminatı ödemesinin, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesine göre belirlenecek tutarı aşan kısmının gelir vergisi kesintisine tabi olduğu anlaşıldığından ve davalı tarafından temyiz aşamasında davacıya hak kazandığı kıdem tazminatı tavan tutarından fazla ödeme yapıldığı iddia edildiğinden, Vergi Dava Dairesince, davacıya yapılan kıdem tazminatı ödemesinin yasal olarak hak kazanılan azami tutarı aşıp aşmadığı, hak edilen tutardan gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmadığı hususları araştırılarak buna ilişkin kısım yönünden durumun netleştirilmesi ve sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Karar sonucu:

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararı:

Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu olayda vergilendirme ve hesap hatalarından hiçbirinin bulunmadığı, yapılan ödemelerin işsiz kalma karşılığında yardım amaçlı yapılan bir ödeme olmadığı, söz konusu ödemelerin ücret sayılan ödemelerin ortak özelliklerini taşıdığı ve 193 sayılı Kanun'un 25. maddesi uyarınca gelir vergisi istisnası kapsamında bulunmadığı, ödemelerin gelir vergisinin konusuna girmediğinin kabul edilmesi halinde vergi sistematiğinin bozulacağı ve ödemenin gider olarak yazılmayıp ivazsız intikal kapsamında vergilendirilmesi sonucunu doğuracağı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Dava konusu işleme ilişkin parasal tutarın temyiz sınırının altında kaldığı belirtilerek temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ: Parasal tutar içeren ve konusu 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinin birinci fıkrasının (b) işaretli bendinde belirlenen miktarı aşmayan işbu dava hakkında Vergi Dava Dairesince verilen ilk karara karşı temyiz yoluna başvurulması mümkün olmadığından ve anılan karar verildiği tarih itibarıyla kesin olduğundan, Danıştay Dava Dairesinin bozma kararı üzerine verilen ısrar kararına yöneltilen temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Dava dosyasına sunulan 2011 yılının Şubat ayına ilişkin bordroda yer alan bilgilere göre davacı ile işvereni arasında yapılan ikale sözleşmesi uyarınca davacıya yapılan brüt 250.244,12 TL tutarındaki ek ödeme ile diğer ücret ve kazançlardan kesinti yapılmak suretiyle 129.280,43 TL tutarında gelir (stopaj) vergisi tahsil edilmiştir.

İkale sözleşmesi uyarınca davacıya yapılan ek ödeme ile kıdem tazminatı olarak ödenen tutardan kesilen verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

Vergi Mahkemesinin iptal kararı üzerine davalı tarafından davacıya 107.478,82 TL tutarında ödeme yapılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (6545 sayılı Kanun'la değişik) 45. maddesinin (6) numaralı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanun'un 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde Danıştayda temyiz edilebileceği belirtilmiş; aynı fıkranın (b) işaretli bendinde ise, konusu yüz bin Türk Lirasını (anılan Kanun'un Ek 1. maddesinin atıfta bulunduğu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesi uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranı ile artırılmak suretiyle 2017 yılı için 103.000,00 TL, 2018 yılı için 117.000,00 TL, 2019 yılı için 144.000,00 TL) aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan davalar hakkında bölge idare mahkemelerinin istinaf yoluyla yapılan başvuru üzerine verdikleri kararlar temyiz edilebilecek kararlar arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinin birinci fıkrasının (b) işaretli bendinde belirlenen miktarı aşmayan davalar ile konusu belli bir miktar parayı içermeyen işlemlere karşı açılan davalar hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlara yöneltilen istinaf başvurusu üzerine bölge idare mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu, bu kararların temyiz istemine konu edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu durumda, dava konusu edilen uyuşmazlığın Vergi Dava Dairesinin ilk karar tarihi itibarıyla geçerli olan 117.000,00 TL'lik temyiz sınırının altında olduğu dikkate alındığında, Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı üzerine verilen ısrar kararına yöneltilen temyiz istemlerinin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,

2- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine,

24/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.