E. 2023/582 K. 2023/414 T. 26.4.2023

.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2023/582

Karar No : 2023/414

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …

VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …

DİĞER DAVALI : … Bakanlığı - ANKARA

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 02/02/2021 tarih ve E:2018/7225, K:2021/447 sayılı kararının vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: 09/11/2018 tarih ve 30590 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, "Yolcu Beraberinde Getirilen Telefon Kullanım Harcı Tutarının Yeniden Belirlenmesine Dair" 08/11/2018 tarih ve 320 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istenilmektedir.

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 02/02/2021 tarih ve E:2018/7225, K:2021/447 sayılı kararı:

Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" düzenlemesine; dördüncü fıkrasında da, "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir" düzenlemesine yer verilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun mükerrer 138. maddesinin ikinci fıkrasında, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan maktu harçların (maktu ve nispi harçların asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil), o yıl için tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılacağı, aynı maddenin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde ise, Cumhurbaşkanının, bu Kanun'a bağlı tarifelerde yer alan maktu harçları veya bu harçların yeniden değerleme oranı uygulamak suretiyle belirlenmiş olan tutarları (maktu ve nispi harçların asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil) ile nispi harçları, tarifeler yahut tarifelerin ilgili fıkra ve bentleri itibarıyla, birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere; maktu harçlarda yirmi katına, nispi harçlarda ise bir katına kadar artırmaya, uygulanmakta olan maktu harçları yarısına, nispi harçları ise Kanun'la belirlenen oranların onda birine kadar indirmeye, bu had ve miktarlar arasında yeni had, miktar ve nispetler tespit etmeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

09/11/2018 tarih ve 30590 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 320 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın 1. maddesinde, 02/07/1964 tarih ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (8) sayılı tarifenin "VIII-Yolcu beraberinde getirilen telefon kullanım izin harcı" başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasında yer alan maktu harç tutarının 500 TL olarak yeniden belirlendiği, 2. maddesinde, bu Karar'ın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği, 3. maddesinde de bu Karar'ın hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanının yürüteceği belirtilmiştir.

492 sayılı Kanun'un mükerrer 138. maddesinin ikinci fıkrası ile her takvim yılı başında, önceki yılda uygulanan maktu harçların, o yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacağı düzenlenmiş ve bu tutarın belirlenmesinde Cumhurbaşkanına yetki verilmemiştir.

Cumhurbaşkanına verilen yetki, aynı maddenin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde düzenlenmiştir.

Buna göre Cumhurbaşkanı tarifede yer alan maktu harçları veya bu harçların yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle belirlenen tutarları ile nispi harçları, yine Kanun'da belirtilen oranlarda değiştirebilecektir.

Anılan düzenlemede Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak değişikliğin yürürlüğe gireceği tarih konusunda bir sınırlama da getirilmemiştir.

Diğer yandan, harç, fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu müesseseleri ve hizmetlerinden faydalanmaları karşılığında yaptıkları ödemeler olup olayda, harca esas işlemin, yurt dışından telefon getirilmesi değil, kayıt işlemi için Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından izin verilmesi olduğu da görülmektedir.

Bu bakımdan, telefon kullanım izin harcının 170,70 TL'den, 500,00 TL'ye yükseltilmesinin Cumhurbaşkanına Kanun ile verilen yetki sınırları içinde olduğu ve bu yetkinin yalnızca takvim yılı başında kullanılacağı yolunda bir sınırlama da olmadığı anlaşıldığından, dava konusu 08/11/2018 tarih ve 320 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nda hukuka aykırılık görülmemiştir.

Daire bu hukuksal nedenler ve gerekçeyle davayı reddetmiş; sadece Hazine ve Maliye Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmetmiş; davalılardan Cumhurbaşkanlığı lehine vekalet ücretine hükmetmemiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü tarafından temsil edilen davalı Cumhurbaşkanlığınca temyize konu kararda lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyize konu kararda yalnızca davalılardan Hazine ve Maliye Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

09/11/2018 tarih ve 30590 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, "Yolcu Beraberinde Getirilen Telefon Kullanım Harcı Tutarının Yeniden Belirlenmesine Dair" 08/11/2018 tarih ve 320 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istemiyle açılan davayı reddeden ve davalılardan Cumhurbaşkanlığı lehine vekalet ücretine hükmetmeyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 02/02/2021 tarih ve E:2018/7225, K:2021/447 sayılı kararına karşı davacı ve davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından temyiz yoluna başvurulmasına rağmen Vergi Dava Daireleri Kurulunun 08/03/2023 tarih ve E:2021/983, K:2023/150 sayılı kararında sadece davacının temyiz istemi hükme bağlanmıştır.

Temyiz istemi hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı tarafından 10/04/2023 tarihli dilekçe ile temyiz isteminin karara bağlanması talep edilmiştir.

Vergi Dava Daireleri Kurulunun 08/03/2023 tarih ve E:2021/983, K:2023/150 sayılı kararında davalı Cumhurbaşkanlığının temyiz istemi karara bağlanmadığından ve bu dosyanın esası kapatılmış olduğundan, davalının temyiz istemi hakkında bir karar verilebilmesi için yeni bir dosya esas kaydı açılmasına ve talebin bu dosya üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiş ve temyiz istemi bu dosyada incelenmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

6771 sayılı T.C. Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa'ya eklenen ve 09/07/2018 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 21. maddenin (F) işaretli fıkrasında, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemlerin yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdüreceği ve yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152 ve 153. maddelerin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.

02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin, "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) işaretli bendinde, hukuk birimi, idarelerde hukuk hizmetlerini yürüten birim olarak tanımlanmıştır. Aynı maddenin (1) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendinde de hukuk hizmetlerinin muhakemat hizmetleri ile hukuk danışmanlığına ilişkin her türlü iş ve işlemleri ifade ettiği belirtilmiştir.

Anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin "Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması" başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında idarelerin, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haiz olduğu belirtilmiş olup maddenin (2) numaralı fıkrasında, idarelerin adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisinin hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara ait olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin "Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı" başlıklı 14. maddesinin (1) numaralı fıkrası şu şekildedir:

"Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir."

1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 6. maddesinin (2) numaralı fıkrasında; Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı birimleri arasında sayılmıştır.

Anılan Kararname'nin Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünün görevlerinin düzenlendiği 7. maddesinin (1) numaralı fıkrasının "i" işaretli bendi şu şekilde düzenlenmiştir:

" i) 26/9/2011 tarih ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre hukuk birimlerine verilen diğer görevleri yapmak"

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinin (1) numaralı fıkrasının "ğ" işaretli bendinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şu şekilde düzenlenmiştir:

"1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.

(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır."

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti" başlıklı 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasında; müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda, Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Anılan mevzuatın değerlendirilmesinden, Cumhurbaşkanlığı hukuk hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu birimin, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü olduğu, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürünün ise hukuk birimi amiri olduğu, hukuk birimi amirinin, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre verilen görevleri yapmakla yetkili ve görevli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu yetki ve görev kapsamında, hukuk birimi amirlerinin, idarelerini, adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisine sahip oldukları, kullandıkları bu yetkiden dolayı da idarelerinin, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden vekalet ücretine hak kazanacakları açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından, hukuk birimi amiri olan Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü imzasıyla yasal süresi içerisinde dosyaya savunma dilekçesi sunulduğu anlaşıldığından, anılan idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

Davalı Cumhurbaşkanlığı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan düzeltilmesi mümkün eksiklik niteliğinde olduğundan, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri'nin "Danıştay'da ilk derecede görülen duruşmasız davalar" için belirlediği 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince, davalılara verilmesine hükmedilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla 2577 sayılı Kanun'un 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca, isteme konu kararın değinilen kısmının "Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 02/02/2021 tarih ve E:2018/7225, K:2021/447 sayılı kararının vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

26/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.