Elektronik ortamda düzenlenmesi gerekirken kağıt ortamda düzenlenen faturanın KDV ve gider olarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hk,

Elektronik ortamda düzenlenmesi gerekirken kağıt ortamda
düzenlenen faturanın KDV ve gider olarak indirim konusu
yapılıp yapılmayacağı hk,
Sayı: 
41931384-105[Mük.257-2014-11]-73
Tarih: 
24/11/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 41931384-105[Mük.257-2014-11]-73 24/11/2015
Konu : Elektronik ortamda düzenlenmesi  
gerekirken kağıt ortamda
düzenlenen faturanın KDV ve gider
olarak indirim konusu yapılıp
yapılmayacağı
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz  ile, şirketinizin elektronik fatura düzenleme gerekliliği
taşıyan imalatçı ve ihracatçı firma olduğunu, mal veya hizmet temin ettiğiniz ve elektronik fatura
sisteminde bulunan firmalardan alımlarınızın bulunduğunu, ihracat KDV İadelerine ilişkin
çalışmalarınız sırasında, şirketinize elektronik fatura düzenlemesi gerektiği halde, kağıt ortamında
fatura düzenleyen firmaların olduğunun  anlaşıldığını, 421 Seri No.lu Tebliği elektronik fatura
düzenlemesi gerektiği halde düzenlemeyen firmalara ilişkin düzenlemeyi esas aldığından,
şirketinize elektronik fatura düzenlemesi gerektiği halde kağıt ortamında fatura düzenlediği
sonradan anlaşılan firmalardan alınan kağıt ortamında düzenlenen faturaların geçerli olup
olmayacağı, söz konusu faturalarda yer alan KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,indirim
hesaplarından çıkartılması gerekip gerekmediği hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmiştir.
           Bilindiği üzere; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar
vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri "safi kurum kazancı" üzerinden
hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde ise Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç
hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ve zirai faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetlerinden
doğan kazançlarının tespitinde 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 59 uncu maddesinin son fıkra
hükmünün uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari
kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki
müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu
farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu
suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun
40 ve 41 inci maddelerine ilişkin hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.
            Bu hükümler uyarınca, safi kurum kazancının tespit edilmesinde Kurumlar Vergisi
Kanununun 8 inci maddesi yanında Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler
indirilebilecektir.            Bilindiği üzere; ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası geçerli olup, bir giderin safı
kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmiş olması,
kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında bir illiyet bağının bulunması, kazancın elde edilmesine
yönelik olması, bu giderlerin tevsik edici belgelere dayanması ve yasal kayıtlarda izlenmesi,
karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden
olmaması gerekir.
            Ayrıca, Vergi Usul Kanununun " Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat" başlıklı 3 üncü
maddesinin (B) bendinde  vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyeti esas olduğu ve  vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek
mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hüküm altına alınmıştır.
           Bununla birlikte 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun " Vergi İndirimi" başlıklı 29.
maddesinde;
 
            "1. Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer
vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri
indirebilirler:
 
a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,
 
b) İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi,
 
c)Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye
geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,
 
            2.  Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiyetâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde,
aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca
Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin
gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek
sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli
idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51'i
veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize
sanayi bölgelerinden  temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir.
Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya
mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti
indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya  tamamen ya da 
amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak
üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.
 
           3.  İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili
vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir." şeklinde
hükümlere yer verilmiştir.
            Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu'nun Mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrası ile
Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden yayımlanan 397 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
ile anonim ve limited şirketlerin elektronik fatura oluşturmalarına, alıcısına iletmelerine, muhafaza
ve istenildiğinde ibraz etmelerine izin verilmiş olup, anılan Tebliğin 4 üncü  bölümünün   416   Sıra  
Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değiştirilmesi neticesinde ise   213 sayılı Vergi Usul
Kanunu'nun 232 nci maddesi kapsamında fatura düzenlemek zorunda olan mükelleflere (gerçek ve
tüzel kişilere) belirli usul ve esaslar çerçevesinde elektronik fatura uygulamasından yararlanma
hakkı tanınmış olup, ayrıca 421 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bazı mükellef
gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu
getirilmiştir.
            Söz konusu Tebliğin, "3. Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunluluğu" başlıklı
kısmının "3.1. Kapsama Giren Mükellefler" alt başlıklı bölümünde;
           " 3.1.1. Yukarıda yer verilen yetkilere istinaden Bakanlığımızca aşağıda sayılan mükellef
gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu
getirilmiştir.
            a) 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına
sahip olanlar ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31/12/2011 tarihi itibariyle
asgari 25 Milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar.
            b) 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki
malları imal, inşa veya ithal edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden31/12/2011 tarihi itibariyle asgari 10 Milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar.
            3.1.3. Bu Tebliğ veya 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında
elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükelleflerin birbirlerine yapmış oldukları mal teslimi
veya hizmet ifaları için elektronik fatura düzenlemeleri zorunludur.         
            3.1.4. Elektronik Fatura Uygulamasından yararlanan kayıtlı kullanıcıların güncel listesi
www.efatura.gov.tr internet adresinden yayımlanacaktır.
            3.1.5. Elektronik Fatura Uygulamasından yararlanan mükellefler fatura düzenlemeden önce
muhatabın www.efatura.gov.tr internet adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup
olmadığını kontrol edecekler, kayıtlı kullanıcı ise elektronik fatura, kayıtlı kullanıcı değilse kâğıt
fatura düzenleyeceklerdir.
            3.1.6. Bu Tebliğ kapsamındaki mükelleflerden mal veya hizmet alan ve belirlenen hadlerin
altında kalan mükelleflerin de istemeleri halinde elektronik defter ve elektronik fatura
uygulamalarından yararlanabilecekleri tabiidir." açıklamalara yer verilmiştir.
            Aynı Tebliğin; "Sorumluluk ve Cezai Yaptırımlar" başlıklı 5'inci bölümünün 5.4 bendinde
"Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik fatura
uygulamasına  kayıtlı  olan  diğer  mükelleflere  kâğıt  ortamında  fatura  düzenleyemezler;
düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır."
hükümlerine yer almaktayken,  bu kısım 448 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile
4/4/2015 tarihinden itibaren kaldırılmış ve 447 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile
4/4/2015 tarihinden geçerli olmak üzere 397 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin " 9.
Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler" başlıklı bölümü yeniden düzenlenmiş ve " Elektronik fatura
uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer
mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması zorunludur. Bu zorunluluğa
uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır."
hükmüne yer verilmiştir.
            Bununla birlikte ; 213 Sayılı VUK Kanununun mükerrer 242 nci maddesi uyarınca elektronik
bir belge niteliğinde olan elektronik faturanın taraflarca düzenlenmesi ve alınması mecburiyeti
bulunmakta olup, Vergi Usul Kanununda ve diğer vergi kanunlarında faturaya ilişkin olarak yer alan
hükümler elektronik fatura için de geçerlidir.
            Anılan Kanunun, 231 inci maddesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı
tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların
hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 353 üncü maddesinin birinci bendinde ise fatura düzenlememe ve
almama fiillerine kesilecek özel usulsüzlük cezası hükme bağlanmıştır.            Buna göre; elektronik fatura düzenlenmesi gerektiği halde kağıt ortamında fatura
düzenlenmiş olması, Vergi Usul Kanununda öngörülen ceza hükümlerinin uygulanmasını
gerektirmekle birlikte, fatura içeriği mal teslimi veya hizmet ifasının yapılmadığı anlamına
gelmeyeceğinden mal teslimi veya hizmetin ifa edilmiş olması ile Katma Değer Vergisi açısından
vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir. Ayrıca fatura içeriği mal teslimi veya hizmet ifasının
kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile illiyet bağının bulunması, kazancın elde edilmesine
yönelik bulunan ve karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş ve maliyete dahil edilecek
mahiyette olmaması durumunda da faturaya konu tutarın kurum kazancının tespitinde gider olarak
indirilmesi ve faturada gösterilen KDV nin 3065 sayılı KDV Kanununu 29. maddesinde belirtilen
şartları taşıması şartıyla sözkonusu KDV nin indirim olarak dikkate alınması 213 sayılı VUK un 3.
maddesi gereğidir.
         Bu nedenle; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas
olduğundan; gerçek bir işleme (mal teslimi veya hizmet ifası) dayanan harcamaların elektronik
ortamda düzenlenen fatura yerine kağıt ortamında düzenlenen fatura ile tevsik edilmesinin, Vergi
Usul Kanununda öngörülen cezai hükümlerin uygulanması haricinde safi kazancın tespitinde gider
olarak dikkate alınmasına ve faturada gösterilen ve KDV  Kanununun 29. maddesinde belirtilen
şartları taşıyan KDV nin indirimine engel olmadığı tabiidir.
            Diğer taraftan, kağıt ortamında bir fatura düzenlense bile, zorunluluk kapsamındaki
mükelleflerin düzenlemesi gereken asıl belge olan e-faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı
tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmemiş olması durumunda, düzenlenmeyen efatura için bu
belgeyi düzenlemek ve almak zorunda olanlara Kanunun 353 üncü maddesinin birinci bendine göre
özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekmektedir.
              Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.