Faktoring şirketi tarafından aktife kayıtlı binaya yaptırılan tadilata ilişkin ödenen KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı

Faktoring şirketi tarafından aktife kayıtlı binaya yaptırılan
tadilata ilişkin ödenen KDV'nin indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-90850
Tarih: 
02/11/2015
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı :39044742-KDV.29-90850 02/11/2015
Konu :Faktoring şirketi tarafından aktife  
kayıtlı binaya   yaptırılan tadilata
ilişkin ödenen KDV'nin indirim
konusu yapılıp   yapılamayacağı
        
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunun tetkikinden; 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve
Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında faktoring faaliyetleri ile iştigal ettiğiniz, Şirketiniz
aktifine kayıtlı binaya tadilat yaptıracağınız belirtilerek, tadilata ilişkin yüklenici firma tarafından
düzenlenecek faturada yer alan katma değer vergisi (KDV) tutarının indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı ile gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda
Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
 
            KDV Kanununun;
 
            1/1 inci maddesinde;  ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
 
            17/4-e maddesinde; banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler ve
sigorta aracılarının, sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemleri ile Kurumlar
Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (24) numaralı bendinde belirtilen kurumların kredi teminatı
sağlama işlemlerinin KDV'den istisna olduğu,
 
            29/1-a maddesinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan
katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak
kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebileceği,
 
            29/3 üncü maddesinde; indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılıaşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde
kullanılacağı,
 
            30/a maddesinde; vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların
teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri
içinde yer alan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan
katma değer vergisinden indirilemeyeceği,
 
            33/1 inci maddesinde; KDV Kanununa göre indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı
tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma
değer vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmının indirim konusu
yapılabileceği
 
            hüküm altına alınmıştır.
 
            Diğer taraftan, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında;
"Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam
ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul
kıymet alıp satmayı, alım - satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı
borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine
kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere
devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve
menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka
muameleleri vergisine tabidir." hükmü, aynı maddenin 6009 sayılı Kanunla değişik son fıkrasında
ise, "90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada
belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun
uygulanmasında banker sayılırlar."
 
            hükmü yer almaktadır.
 
            Konuya ilişkin KDV Genel Uygulama Tebliği "III/C-4.2. Diğer Hallerde Kısmi Vergi İndirimi
Uygulaması" başlıklı bölümünde;
 
            "...
 
            İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yapan mükellefler, alışlarında
yüklendikleri vergileri, herhangi bir ayırım yapmaksızın tamamen o dönemde indirilebilir KDV
hesabına intikal ettirirler. Daha sonra aynı dönemde, toplam satışlar içinde indirim hakkı
tanınmayan işlemlerin oranı bulunur, bu oran, o dönemdeki toplam satışlar nedeniyle yüklenilen
vergilere uygulanarak, istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla yüklenilen vergi miktarı
hesaplanır. Bu şekilde bulunan vergisiz satışlara (kısmi istisna kapsamına giren işlemlere) ait
yüklenilen vergiler, KDV beyannamesinin  'İlave Edilecek KDV'satırına yazılır. 
            İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işleri birlikte yapan mükellefler, müşterek genel
giderler ile amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklendikleri vergilerden, indirim konusu
yapılacak olanlar ile indirim konusu yapılmayıp, gider hesaplarına aktarılacak olanları, bu bölümde
belirtilen esaslara göre ayırıma tabi tutacaklardır."
 
            60 No.lu KDV Sirkülerinin "8.1. İndirilemeyecek KDV" başlıklı bölümünün (8.1.5.) kısmında
ise;
 
            "KDV mükelleflerinin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den, ithal ettikleri
mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen veya kendilerine yapılan teslim ve hizmetler üzerinden
hesaplanan KDV indirilebilmektedir.
 
            Ancak, Kanunun 30 uncu maddesi kapsamındaki durumlara ilişkin olarak yüklenilen KDV
indirim konusu yapılamamaktadır. İndirim konusu yapılmayan bu vergiler, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate
alınabilmektedir. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uyarınca indirimi kabul edilmeyen giderler
nedeniyle yüklenilen KDV ise, gider veya maliyet unsuru olarak değil, kanunen kabul edilmeyen
gider olarak dikkate alınmaktadır.
 
             ..."
 
            açıklamalarına yer verilmiştir.
 
            Bu hüküm ve açıklamalara göre; KDV'ye tabi işlemlerinizin de olması ve tadilat yapılan
gayrimenkulün KDV'ye tabi olmayan işlemler ile KDV'ye tabi olan işlemlerin her ikisinde de
kullanılması halinde, 17/4-e maddesi kapsamındaki işlemler nedeniyle yüklenilen KDV tutarlarının
indirim konusu yapılmasına imkan bulunmadığından, KDV'den istisna işlemlerin gerçekleştiği
dönemde toplam teslim ve hizmetler içindeki indirim hakkı tanınmayan işlemlerin oranının
bulunması, bulunacak oranın toplam işlemler nedeniyle yüklenilen vergilere uygulanması ve bu
şekilde hesaplanacak olan KDV'nin indirim hesaplarından çıkarılması suretiyle söz konusu hizmet
alımı nedeniyle yüklenilen KDV'nin kısmi vergi indirimi çerçevesinde kanuni defterlere kaydedildiği
vergilendirme döneminde takvim yılı aşılmamak şartıyla indirim konusu yapılması mümkün
bulunmaktadır.
          
            Diğer taraftan yapılan tadilata ilişkin yüklenilen KDV'den kısmi istisna uygulaması nedeniyle
indirim konusu yapılamayan kısmın Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin
mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.
 
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
   
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.