Ferdi işletmenin adi ortaklığa dönüşmesi hususunun Gelir Vergisi ve Katma Değer Vergisi Kanunları yönünden değerlendirilmesi hk.

Özelge: Ferdi işletmenin adi ortaklığa dönüşmesi
hususunun Gelir Vergisi ve Katma Değer Vergisi Kanunları
yönünden değerlendirilmesi hk.
Sayı:
37538499-120[37-2013/1]-10
Tarih:
10/04/2014
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MALATYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı : 37538499-120[37-2013/1]-10 10/04/2014
Konu : Ferdi İşletmenin adi ortaklığa dönüşmesi
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kendi adınıza faaliyette bulunduğunuz işletmenize
bedelsiz %50 hisse ile oğlunuzu ortak alarak adi ortaklık şeklinde ticari faaliyetinize devam etmek
istediğiniz belirtilerek, gelir vergisi ve katma değer vergisi yönünden ne yapmanız gerektiği,
elinizde bulunan mallar için fatura düzenleyip düzenlemeyeceğiniz ve değer artışı kazancı
beyanında bulunup bulunmayacağınız hususlarında görüş talep edilmektedir.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, "Her türlü ticari ve
sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin
üçüncü fıkrasında; "Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi ve eshamlı komandit ortaklıklarda
komandite ortakların ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir."
denilmektedir.
Aynı Kanunun mükerrer 80 inci maddesinin son fıkrasında, faaliyetine devam eden ticari bir
işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi
iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari
kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş, bu
maddede geçen "elden çıkarma" deyiminin mal ve hakların satılmasını, bir ivaz karşılığında devir ve
temlikini, trampa edilmesini, takasını, kamulaştırılmasını, devletleştirilmesini, ticaret şirketlerine
sermaye olarak konulmasını ifade ettiği yine aynı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına
alınmıştır.
Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai
faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye
tabi olduğu, aynı Kanunun 17/4-c maddesinde ise Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde
belirtilen işlemlerin vergiden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
25 Seri No.lu KDV Genel Tebliği'nin "C-Adi Ortaklıklarda Vergileme" başlıklı bölümünde de,
katma değer vergisi uygulamasında adi ortaklıkların bağımsız işletme birimleri olarak ayrı vergi
mükellefiyetine sahip olduğu; adi ortaklıklarca defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz
gibi vergi ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi mükellefiyetlerin ortaklardan ayrı
olarak yerine getirilmesi, ortaklığın katma değer vergisi ile ilgili hesaplarının, ortakların varsa şahsi
işletmelerindeki işlemlerden ayrı yapılması gerektiği açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre, ferdi işletmenizin bedelsiz olsa dahi ortak alarak adi ortaklık haline dönüşmesi
işlemi, Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde sayılan işlemler kapsamında
değerlendirilemeyeceğinden, ferdi işletmenin sona ermesi ve adi ortaklık adına KDV mükellefiyeti
tesis edilmesi, ferdi işletmenin ortaklığa devrettiği tüm mal ve hakların ise genel hükümler
çerçevesinde katma değer vergisine tabi tutulması ve hesaplanan verginin ferdi işletmenize ait son
KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 620 nci maddesinde iki ya da daha fazla
kişinin bir sözleşmeye dayanarak ortak bir amaca erişmek üzere emek ve mallarını birleştirmeleri
olarak tanımlanan adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi, gelir veya kurumlar vergisi mükellefi
olmaları da mümkün bulunmamaktadır. Adi ortaklık olarak faaliyette bulunulması halinde, ortaklığa
stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmekte, adi ortaklıkların ortaya çıkan kâr veya
zararı, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dâhil
edilerek vergilenmektedir.
Buna göre, söz konusu faaliyetinizin adi ortaklık olarak yürütülecek olması nedeniyle katma
değer vergisi ve stopaj yönünden ferdi işletmenin mükellefiyeti sona ereceğinden, adi ortaklığın
stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyetinin tesis ettirilmesi gerekmektedir. Gelir vergisi
yönünden ise ortakların şahsi ticari kazançlarına ilişkin vergisel yükümlülükleri ile ilgili olarak
herhangi bir farklı uygulama söz konusu olmayıp, adi ortaklığı oluşturan ortakların ortaklık devam
ettiği sürece hisseleri oranında elde ettikleri kazancı ilgili döneme ait yıllık gelir vergisi
beyannamesi ile beyan etmeleri gerekmektedir.
Diğer taraftan, gerçek usule tabi ferdi işletmenizin adi ortaklık şekline dönüştürülmesinde,
ferdi işletmenizin defterinde kayıtlı bulunan ve adi ortaklığa sermaye olarak konulacak olan
değerlerin, alacak ve ayni hakların (adi ortaklık kurulduktan sonra adi ortaklığa ait olacağından) adi
ortaklık adına fatura düzenlenmek suretiyle çıkışının yapılarak hesap döneminin kapatılması ve elde
edilen kazancın da ticari kazanç olarak yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.