Forex İşlemlerinin Vergilendirilmesi
Forex İşlemlerinin Vergilendirilmesi
Sayı:
62030549-120[37-2016/588]-738343
Tarih:
11/09/2019
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı :62030549-120[37-2016/588]-738343 11.09.2019
Konu :Foreks işlemlerinin vergilendirilmesi
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; İngiltere ve diğer Avrupa Birliği
ülkeleri tarafından foreks (kaldıraçlı alım satım işlemleri) piyasasında yetkilendirilmiş bir kurumda
teminatlı olarak kıymetli maden ve döviz alım satım işleri yaptığınız, yurt dışında mukim firmalar
nezdinde açılan hesaplara yatırılan teminat bedellerine istinaden yurt içinde yapılan kaldıraçlı alım
satım işlemlerinin katma değer vergisi (KDV) ve banka sigorta muamelesi vergisi (BSMV)
karşısındaki durumu ile bir takvim yılı içerisinde birden fazla devamlılık arz edecek şekilde yapmış
olduğunuz döviz ve kıymetli maden alım satımına dayalı foreks piyasası işlemleri dolayısıyla oluşan
kar veya zararın ticari faaliyet kapsamında mı yoksa değer artış kazancı olarak mı
değerlendirileceği ve ayrıca kaldıraçlı döviz ve kıymetli maden alım satım faaliyetlerinden oluşan
zararın gelir vergisi matrahından indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında görüş talep
ettiğiniz anlaşılmış olup, konuya ilişkin Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
A-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Mükellefler" başlıklı 3 üncü maddesinde;
"Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı
üzerinden vergilendirilirler:
1.Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
2.Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı
olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde
oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç veiratları dolayısıyla Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur
kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)" hükmü yer almaktadır.
Mezkur Kanunun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan
kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.
Ticari faaliyet bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve
kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin "ticari
faaliyet" olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin "ticari faaliyet" sayılabilmesi için,
kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün
unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği
ortaya çıkmaktadır.
Anılan Kanunun 85 inci maddesinde mükelleflerin, Kanunun ikinci maddesinde yazılı kaynaklardan
bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratlar için Kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık
beyanname verecekleri, Kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanmasının
zorunlu olduğu; tacirlerin, çiftçilerin ve serbest meslek erbabının ticari, zirai ve mesleki
faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile yıllık beyanname verecekleri ifade edilmiştir.
Öte yandan; Kanunun "Zararların Karlara Takas ve Mahsubu" başlıklı 88 inci maddesinde;
"Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar (80 inci maddede yazılı
diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir.
Bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmı, müteakip yılların gelirinden indirilir. Arka arkaya
beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi müteakip yıllara naklolunamaz
hükümleri bulunmaktadır.
Aynı Kanunun "Değer Artışı Kazançları" başlıklı mükerrer 80 inci maddesinde ise; hangi mal ve
hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artışı kazancı olarak değerlendirileceği tek
tek sayılmış olup, kaldıraçlı döviz ve kıymetli maden alım satımından doğan kazançlar bu madde
kapsamında sayılmamıştır.
Öte yandan, söz konusu Kanunun geçici 67 inci maddesinde de; menkul kıymetler ve diğer sermaye
piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat
faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik
düzenlemeler yer almakta olup, döviz ve kıymetli maden alım satımından doğan kazançların bu
madde kapsamında vergiye tabi tutulması da mümkün bulunmamaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, foreks işlemleri olarak da adlandırılan kaldıraçlı döviz ve
kıymetli maden alım satım faaliyetlerinden doğan kazançlarınızın Gelir Vergisi Kanununun geçici 67
nci maddesi kapsamında tevkifat yoluyla yahut mükerrer 80 inci madde kapsamında beyan yoluyla
vergiye tabi tutulması söz konusu olmamakla birlikte, söz konusu faaliyetinizin ticari organizasyon
içerisinde devamlılık arz edecek şekilde yapılması durumunda ticari faaliyet olarak
değerlendirilmesi ve bu faaliyetleriniz neticesinde elde edilen kazancın, Gelir Vergisi Kanununun
ticari kazançlara ilişkin hükümleri çerçevesinde beyan yoluyla vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, kaldıraçlı döviz ve kıymetli maden alım satım faaliyetinin ticari organizasyon içerisinde
devamlılık arz edecek şekilde yapılması durumunda, faaliyet sonucu oluşan zararın bu Kanunun 88
inci maddesi kapsamında mahsup ve indirimi mümkün bulunmaktadır.
B-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
1/1 maddesinde, Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
17/4-g maddesinde, külçe altın, külçe gümüş, döviz ve para tesliminin KDV'den istisna olduğu,
hükme bağlanmıştır.
Buna göre, foreks piyasasında yapılan kaldıraçlı alım satım işlemleri kapsamında külçe altın, külçe
gümüş ve döviz teslimleri 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-g maddesine göre KDV'den istisnadır.
Diğer taraftan, külçe altın ve külçe gümüş dışındaki madenlerin Türkiye'den alımı ve satımı KDV'ye
tabi olup, foreks piyasasında yapılan kaldıraçlı alım satım işlemleri kapsamında Türkiye'de yapmış
olduğunuz külçe altın ve külçe gümüş dışındaki madenlerin alımı ve satımı KDV'ye tabidir.
C-BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ YÖNÜNDEN
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde, "Banka ve sigorta şirketlerinin
10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak
üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine
her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri
vergisine tabidir.
Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam
ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul
kıymet alıp satmayı, alım - satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı
borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine
kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere
devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve
menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dâhil) da banka
muameleleri vergisine tabidir.
90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen
muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun
uygulanmasında banker sayılırlar. Bir şahsın münhasıran altın alım ve satımı ile uğraşması banker
sayılmasını gerektirmez." hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde ise BSMV'yi banka ve bankerlerle sigorta
şirketlerinin ödeyeceği hükme bağlanmıştır.
87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin "6802 Sayılı Kanunun 28 inci Maddesinin İkinci
Fıkrasında Belirtilen Muamele ve Hizmetleri Esas İştigal Konusu Olarak Yapanlar" başlıklı (B/2)
bölümünde ise 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas
iştigal konusu olarak yapanların, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek
suretiyle yürüten kişileri ifade etmekte olduğu, dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci
maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerinin "esas iştigal konusu" olarak BSMV'ye tabi
olacağı, bunlar dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemlerinin "esas iştigal konusu" olmadığından
KDV'ye tabi olacağına ilişkin açıklamalar yer almaktadır.
Buna göre, banka ve sigorta şirketleri dışındaki mükellefler tarafından esas iştigal konusu
kapsamında olmaksızın yapılan işlemler BSMV'nin konusuna girmediğinden, söz konusu kişinin
foreks piyasasında yapmış olduğu kaldıraçlı alım satım işlemleri nedeniyle elde ettiği paralar
BSMV'ye tabi bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.