Geçmiş döneme ilişkin hesaplanan faizin gider olarak yazılıp yazılmayacağı ve dönemsellik ilkesi gereğince hangi dönemde beyan edileceği.
Geçmiş döneme ilişkin hesaplanan faizin gider olarak
yazılıp yazılmayacağı ve dönemsellik ilkesi gereğince hangi
dönemde beyan edileceği.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[8-2014/372]-75345
Tarih:
18/08/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı :62030549-125[8-2014/372]-75345 18/08/2015
Konu :Geçmiş döneme ilişkin hesaplanan
faizin gider olarak yazılıp
yazılmayacağı ve dönemsellik ilkesi
gereğince hangi dönemde beyan
edileceği.
İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, tıp merkezi olarak faaliyet gösteren
Şirketinizin Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapmış olduğu sözleşme gereğince verdiği hizmet
karşılığında Kurumdan tahsil edilmek üzere aylık olarak fatura düzenlediği; ancak, fatura
tarihinden sonra yapılan incelemelerde bazı hizmetlerin kurum tarafından kabul edilmediği ve
hizmet karşılığı Şirketinizce daha önce tahsil edilen bedellerin faizi ile birlikte hakedişlerinizden
kesildiği belirtilerek, söz konusu faizin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp
alınamayacağı konusunda Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar
vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı, ikinci fıkrasında safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî
kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının
(1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel
giderlerin, (3) numaralı bendinde ise işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye, ilama veya kanun
emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak
indirilebileceği belirtilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11 inci maddesinin
birinci fıkrasının (d) bendinde bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para
cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunuhükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin; (g) bendinde ise, sözleşmelerde cezai şart olarak
konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve
çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar ile tazminat giderlerinin kurum kazancının
tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "11.5. Hesaplanan kurumlar vergisi ile her
türlü para cezaları ile vergi cezaları ve gecikme zamları" başlıklı bölümünde;
"Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları,
vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre ödenen
gecikme faizi ile pişmanlık zammının kurum kazancından indirimi kabul edilmemektedir. 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tecil edilen vergilere ilişkin
tecil faizleri de bu kapsamda olup kurum kazancından gider olarak indirilmesi mümkün değildir.
Öte yandan, sosyal güvenlik kurumlarına ödenen gecikme cezaları ile gecikme zamları da bu
kapsamda gider olarak indirilemeyecektir."
denilmiştir.
Aynı tebliğin,"11.8. Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının
suçlarından doğan tazminat giderleri" başlıklı bölümünde de;
"Sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun
kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi
tazminat giderleri indirim olarak dikkate alınamaz."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak
yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı olarak ortaya
çıkması şarttır. Ancak, kurumlar tarafından işle ilgili ödenen tazminatlar sözleşmeye, ilama veya
kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının
kusurlarından kaynaklanması halinde gider olarak yazılamayacaktır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Sosyal Güvenlik Kurumunca kabul
edilmeyerek hakedişlerinizden kesilen hizmet bedellerine ilişkin hesaplanan gecikme faizlerinin
kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.