Genel Müdürlük Bünyesinde İşletilen Çay Ocaklarının Kurumlar Vergisi ve KDV Mükellefiyeti hk.
Genel Müdürlük Bünyesinde İşletilen Çay Ocaklarının
Kurumlar Vergisi ve KDV Mükellefiyeti hk.
Kanun Numarası
5520
Kanun
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU
Özelge No
E-62030549-125-
Özelge Tarihi
08.05.2025
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Defterdarlığı
Gelir Kanunları Gelir ve Kurumları Vergileri
Grup Müdürlüğü
Sayı :E-62030549-125-
Genel Müdürlük Bünyesinde
Konu :İşletilen Çay Ocaklarının Kurumlar
Vergisi ve KDV Mükellefiyeti
İlgi :
08.05.2025
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ... Belediyesine bağlı kent içi toplu ulaşım
hizmetini sunan bir kamu kuruluşu olduğunuzu, kurumunuz bünyesinde çalışan
personelden para toplanarak sermayesi oluşturulan, bu sermaye ile yalnızca
personelinizin çay ve kahve ihtiyacını karşılayan, dışarıya satış yapılmayan, kar
amacı gütmeyen, kiralama yapmadan ve dışarıdan işçi temin edilmeden kurulan
çay ocaklarınızın iktisadi işletme oluşturup oluşturmadığı ile çay ocaklarınız için
potansiyel vergi numarası alıp alamayacağınız hususlarında Defterdarlığımız
görüşü sorulmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup, aynı
Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da devlete, il özel idarelerine,
belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri
devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai
işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; 6 ncı fıkrasında ise iktisadi kamu
kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı
gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel
kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış
sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği,
mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar
edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi
niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamalar içeren 1 seri no.lu Kurumlar
Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai
veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, bu Tebliğin (2.4.)
bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde; iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin
belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir
mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari
faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa
ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi
faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf
tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri
kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak
kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin
bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği, ayrıca kazanç sağlama
amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet
satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması
durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğunun kabul
edileceği ve faaliyetin dönemsel veya mevsimlik olmasının (havuz ve plaj
işletmeciliği gibi), işin niteliği nedeniyle faaliyetin devamlılığına engel teşkil
etmeyeceği ifade edilmiştir.
Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari
mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Aynı hesap
döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunn
kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya
amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.
Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret
siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek
suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir
takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin
varlığı kabul edilir.
Buna göre, tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan ... Genel
Müdürlüğünün yürüttüğü faaliyetlerin, bir organizasyona bağlı olarak piyasa
ekonomisi içerisinde devamlı surette ve bir bedel mukabilinde gerçekleştirilen ticari,
sınai ve zirai faaliyetlerden oluşması halinde, bu faaliyetler dolayısıyla adı geçen
Müdürlük bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi
mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekir.
Dolayısıyla, dışarıya satış yapılmaksızın sadece Genel Müdürlüğünüz personelinin
çay ve kahve ihtiyacını kurum bünyesinde istihdam edilen personel ile karşılamak
üzere, her personelden maktu bir bedel üzerinden para toplanmak suretiyle
faaliyette bulunulacak çay ocağı hizmetinde ticari organizasyon bulunmaması
halinde Genel Müdürlüğünüze bağlı bir iktisadi kamu kuruluşu oluşması söz konusu
olmayacaktır.
Söz konusu çay ocağının ticari bir organizasyon çerçevesinde ve bir bedel
mukabilinde faaliyet göstermesi halinde ise Genel Müdürlüğünüz bünyesinde
oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis
edilmesi gerekecektir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 sayılı KDV Kanununun,
1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
1/3-g maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler
ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her
türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya
işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi
diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin
KDV'ye tabi olduğu
hükme bağlanmıştır.
Buna göre, dışarıya satış yapılmaksızın sadece Genel Müdürlüğünüz personelinin
çay ve kahve ihtiyacını karşılamak üzere personelinizden para toplanmak suretiyle
kurulan çay ocağı hizmetlerinde ticari organizasyon bulunmaması halinde, Genel
Müdürlüğünüz bünyesinde iktisadi kamu kuruluşu oluşmayacağından, bu çay
ocağında verilen hizmetler KDV'ye tabi olmayacaktır.
Ancak, söz konusu çay ocağı hizmetlerinde ticari bir organizasyon bulunması
halinde, Genel Müdürlüğünüz bünyesinde oluşan iktisadi kamu kuruluşunca
verilecek hizmetler 3065 sayılı Kanunun 1/3-g maddesine göre KDV'ye tabi olacaktır.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
Vergi Kimlik Numarası Kullanımının Yaygınlaştırılması Hakkında 4358 sayılı Kanuunu
2 nci maddesinde; "Kamu idare ve müesseseleri ile diğer gerçek ve tüzelkişiler,
Maliye Bakanlığınca belirlenecek işlemlerin yapılması sırasında, bu işlemlere
muhatap veya taraf olan gerçek ve tüzel kişilerin vergi kimlik numarasını tespit
etmek ve bu işlemlere ilişkin belge, hesap ve kayıtlarında vergi kimlik numaralarına
da yer vermek zorundadırlar. Belirlenecek işlemlere muhatap veya taraf olan kişiler,
vergi kimlik numaraları olmadığı takdirde, işlemlerin tamamlanmasından önce vergi
kimlik numarası almak zorundadırlar.
Bu Kanuna göre vergi kimlik numarası tespit etme, belge, hesap ve kayıtlarında
gösterme mecburiyeti kapsamına alınan kurum ve kuruluşların özel mevzuatlarında
yer alan vergi kimlik numarasının kullanımını engelleyici veya kısıtlayıcı mahiyette
olan hükümler uygulanmaz.
Bu Kanunda geçen 'vergi kimlik numarasi' tabiri, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8
inci maddesi uyarınca gerçek ve tüzel kişilere verilen vergi numarasını ifade
eder."hükmü yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8 inci maddesinin son fıkrasında; "Türkiye
Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan her gerçek kişi ile tüzel kişilere bir vergi numarası
verilir. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye ve vergi
numarasının kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak
işlemlerle ilgili kayıtlarda ve düzenlenecek belgelerde kullanılması mecburiyetini
getirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan, Vergi Kimlik Numarası kullanımının yaygınlaştırılmasına ilişkin olarak
19/06/2001 tarihli ve 24437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2 Sıra No.lu Vergi
Kimlik Numarası Genel Tebliğinin "I- Vergi Kimlik Numarasının Tespiti ve Kullanımı"
başlıklı bölümünde;
"Bu Tebliğ kapsamına alınan gerçek ve tüzel kişiler bu Tebliğde belirtilen işlemleri
yapan veya bunlara muhatap veya taraf olan her türlü gerçek ve tüzel kişi
müşterilerinin kimlik, adres ve diğer bilgilerinin yanı sıra;
1. Vergi kimlik numaralarını tespit ederler.
2. Ви питaraları ilgili belge, hesap ve kayıtlarında kullanırlar. "ifadeleri yer
almaktadır.
240 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Tek Vergi Numarası
Uygulamasında Vergi Mükelleflerince Uyulması Zorunlu Hususlar"başlıklı A/2
maddesinde; "Vergi dairelerinde kayıtlı her gerçek ve tüzel kişiye tek vergi numarası
verilecek olup, mükelleflerin merkez ve şubeleri aynı vergi numarasıNI
kullanacaklardır. Şubelerin başka vergi dairesi yetki alanı içerisinde olması duruти
değiştirmeyecektir. Bankalar bu uygulamanın dışında
tutulmuşlardır." açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, dışarıya satış yapılmaksızın sadece personelinizin çay ve kahve
ihtiyacını karşılamak üzere personelden para toplanmak suretiyle Müdürlüğünüz
bünyesinde kurulan çay ocaklarında, ticari organizasyon çerçevesinde bedel
karşılığı bir hizmet verilmemesi halinde bağlı bir iktisadi kamu kuruluşu
oluşmayacağı değerlendirildiğinden, söz konusu çay ocakları için (banka hesabı
açmak, banka hesap hareketlerini takip etmek amacıyla) ayrı vergi kimlik numarası
(potansiyel dahil) oluşturulması mümkün değildir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.