Gerçek Kişi Şirket Ortağından Alınan Borç İçin Tahakkuk Ettirilen Faiz

Gerçek Kişi Şirket Ortağından Alınan Borç İçin Tahakkuk
Ettirilen Faiz
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-15022
Tarih: 
24/04/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 21152195-35-02-15022 24.04.2017
Konu : Gerçek Kişi Şirket Ortağından Alınan  
Borç İçin Tahakkuk Ettirilen Faiz
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, örtülü sermaye kapsamına girmeyen gelir vergisi mükellefi
olmayan gerçek kişi ortaklara olan borçlara tahakkuk ettirilen faizler için sorumlu sıfatıyla katma
değer vergisi tahakkuk ettirilip ettirilmeyeceği ile ilgili olarak Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
 
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin;
 
İkinci fıkrasında, "Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi
lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya
başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım - satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları
menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri
dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri
menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara
sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları
paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir." hükmü,
 
6009 sayılı Kanunla değişik üçüncü fıkrasında, "90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz
işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal
konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar..." hükmü
 
yer almaktadır.
 
Aynı Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde ise, BSMV'yi banka ve bankerlerle sigorta
şirketlerinin ödeyeceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
 
6802 sayılı Kanunda 6009 sayılı Kanunla yapılan değişikliklere ilişkin açıklamaların yer aldığı 87Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin "B-2- 6802 Sayılı Kanunun 28 inci Maddesinin İkinci
Fıkrasında Belirtilen Muamele ve Hizmetleri Esas İştigal Konusu Olarak Yapanlar" başlıklı
bölümünde;
 
"... Buna göre, banker kapsamında BSMV mükellefi olmak için, anılan Kanunun 28 inci maddesinin
ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerin esas iştigal (ana faaliyet) konusu olarak yürütülmesi ve bu
işlemler dolayısıyla lehe para alınması gerekmektedir.
 
Esas itibariyle 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler, ilgili
kanunlar uyarınca verilen yetki veya izin ile yapılabilecek işlemlerdir.
 
Buna göre, 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal
konusu olarak yapanlar, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle
yürüten kişileri ifade etmektedir. Dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen işlemleri "esas iştigal konusu" olarak BSMV'ye tabi olacak, bunlar
dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemleri "esas iştigal konusu" olmadığından KDV'ye tabi
olacaktır."
 
açıklamalarına yer verilmiştir.
 
Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre, gelir vergisi mükellefi olmayan gerçek kişi ortak
tarafından  şirketine  yapılan  borç  verme  işlemi,  ortağın  esas  iştigal  konusu  olarak
değerlendirilemeyeceğinden BSMV'ye tabi bulunmamaktadır.
 
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
 
1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek
faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi
Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine
göre tayin ve tespit edileceği,
 
17/4-e maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemlerin KDV'den
istisna olduğu
 
hüküm altına alınmıştır.
 
Buna göre, gelir vergisi mükellefi olmayan gerçek kişi ortak tarafından ortağı olduğu şirkete örtülü
sermaye kapsamına girmeyecek şekilde borç verme işleminin devamlılık arz etmesi halinde, buişlem nedeniyle tahakkuk eden faiz tutarlarının 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesi
uyarınca KDV'ye tabi tutulması gerekmekte olup, devamlılık arz etmeyen faiz karşılığı borç verme
işlemi ise KDV’nin konusuna girmemektedir.
 
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.