Hollanda mukimi şirketten alınan hizmetler için kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı.

Özelge: Hollanda mukimi şirketten alınan hizmetler için
kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı hk.
Sayı:
62030549-125[30-2013/327]-737
Tarih:
04/04/2014
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 62030549-125[30-2013/327]-737 04/04/2014
Konu : Hollanda mukimi şirketten alınan hizmetler için kurumlar
vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı.
İlgi kayıtlı özelge talep formunda, .... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ..... vergi kimlik numaralı
mükellefi olduğunuz, yurt içi ve uluslararası taşımacılık ve lojistik işi ile iştigal ettiğiniz, Hollanda
mukimi grup firması ile imzalanan "...................." kapsamında çeşitli hizmetler temin edildiği,
Türkiye'ye gelinmeksizin yurt dışından sağlanan hizmetlerin, bölgesel yönetim, finans, operasyon
yönetimi, müşteri hizmetleri, bilgi işlem, insan kaynakları vb. hizmetlerin Hollanda mukimi şirket
bünyesinde çalışan personel tarafından verilen yönetsel ve idari hizmetler şeklinde olduğu
belirtilerek, yurt dışından alınan hizmetler karşılığında dar mükellef kuruma yapılan ödemeler
üzerinden kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı ile yapılacak ise hangi gelir unsurunun
dikkate alınacağı ve hangi oranda kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hususunda bilgi talep
edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin ikinci fıkrasında; birinci
maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde
bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme
bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç
ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, Türkiye'de
elde edilen serbest meslek kazançlarının, (e) bendinde de Türkiye'de elde edilen diğer kazanç ve
iratların dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği, hükmüne yer
verilmiştir.
Aynı Kanun'un 30'uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede bentler
halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere
nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi
yapılacağı belirtilmiş olup, maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde, serbest meslek kazançlarından,
ikinci fıkrasında ise ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz,
ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki
karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar
vergisi kesintisi yapılacağı, hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranları, 2009/14593 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009 tarihinden itibaren, petrol arama faaliyetleri
dolayısıyla sağlanacak kazançlardan %5, diğer serbest meslek kazançlarından %20, gayrimaddi hak
bedeli ödemelerinden de %20 olarak belirlenmiştir. Birinci fıkrasında; dar mükellefiyete tabi
kurumların maddede belirtilen kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslarda dahil
olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi
kesintisi yapılacağı, maddenin alt bentlerinde ise hangi gelir unsurlarının tevkifata tabi oldukları
sayılmıştır.
Diğer taraftan, 01/01/1989 tarihinden itibaren uygulanmakta olan "Türkiye Cumhuriyeti ile
Hollanda Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması"nın "Gayrimaddi Hak Bedelleri" başlıklı 12'nci
maddesinde;
"1. Devletlerden birinde doğan ve diğer Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak
bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Devlette ve o
Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak
bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10'unu aşmayacaktır.
3. Devletlerin yetkili makamları 2 nci fıkranın uygulama şeklini karşılıklı anlaşmayla
belirleyeceklerdir.
4. Bu maddede kullanılan "gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri, radyotelevizyon
yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her
nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül
veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma
imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya
kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar.
..." hükmü yer almakta olup,
Anlaşmanın "Serbest Meslek Faaliyetleri" başlıklı 14'üncü maddesinde ise;
"...
2. Devletlerden birinin bir teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki
diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla
beraber, eğer bu faaliyetler Türkiye'de icra edilirse ve eğer:
(a) Teşebbüs, bu faaliyetleri icra etmek üzere bu diğer Devlette bir işyerine sahip olursa;
veya
(b) Faaliyetlerin icra edildiği süre veya süreler, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde
toplam 183 günü aşarsa,
söz konusu gelir, aynı zamanda bu diğer Devlette de vergilendirilebilir.
Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca söz konusu işyerine atfedilebilen gelir ya da
yalnızca bu diğer Devlette icra edilen faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir. Her iki durumda da Türkiye Cumhuriyeti, söz konusu gelir üzerinden tevkifat
suretiyle vergi alabilir. Bununla beraber, söz konusu geliri elde eden, böyle bir vergiye tabi
tutulduktan sonra, söz konusu gelir dolayısıyla bu Anlaşmanın 7 nci Maddesi hükümlerine göre net
esasında vergilendirilmeyi, bir diğer deyişle söz konusu gelir sanki Türkiye'de bulunan bir işyerine
atfedilebilirmiş gibi vergilendirilmeyi tercih edebilir." açıklamaları yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre;
- Hollanda mukimi şirketin, şirketinize sunduğu bölgesel yönetim, finans, operasyon
yönetimi, müşteri hizmetleri, insan kaynakları gibi hizmetler karşılığında elde ettiği kazanç, serbest
meslek kazancı niteliği taşıyacağından, Anlaşmanın "Serbest Meslek Faaliyetleri"ni düzenleyen
14'üncü maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde değerlendirilecektir.
- Hollanda mukimi şirketten aldığınız bilgi işlem hizmeti ise sağlanan hizmetin niteliğine
göre gayrimaddi hak veya serbest meslek olarak değerlendirilecektir. Hollanda mukimi şirketin
sunduğu hizmet Anlaşma'nın 12'nci maddesinin dördüncü fıkrasında tanımlanan "gayrimaddi hak
bedelleri" terimi kapsamına girecek nitelikte bir hizmet ise bu hizmet karşılığı yapılacak ödemelerin
gayrisafi tutarı üzerinden Anlaşmanın 12'nci maddesinin ikinci fıkrasına göre %10 oranında vergi
kesintisi yapılacaktır. Söz konusu hizmetler "gayrimaddi hak bedelleri" terimi kapsamında
değerlendirilebilecek nitelikte değilse Anlaşmanın "Serbest Meslek Faaliyetleri"ni düzenleyen
14'üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ele alınacaktır.
Anlaşma'nın 14'üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, Hollanda mukimi şirketin Türkiye'ye
gelmeksizin Hollanda'da icra edeceği serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri
vergileme hakkı yalnız Hollanda'ya aittir. Eğer bu faaliyetler Türkiye'de bir işyeri vasıtasıyla icra
edilirse veya Türkiye'de 12 aylık herhangi bir kesintisiz dönemde toplam 183 günden fazla sürede
icra edilirse Türkiye'nin de bu gelirleri vergileme hakkı bulunmaktadır.
Hollanda mukimi şirketin Türkiye'de icra edeceği serbest meslek faaliyeti, bu şirketin
personelleri vasıtasıyla Türkiye'de yapacakları serbest meslek faaliyetlerini ifade etmektedir.
Faaliyetin Türkiye'de icra edilmesi durumunda, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden
vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada,
istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye'de 12 aylık herhangi bir kesintisiz
dönemde toplam 183 günü aşan bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden söz konusu
ödemeler üzerinden vergi tevkifatını yapmak durumundadırlar.
Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan teşebbüsler Anlaşma hükümleri
çerçevesinde bu ödemelerin Türkiye'de vergilendirilmemesinin gerektiği durumlarda, bizzat veya
vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.
Hollanda mukimi şirketin Türkiye'de serbest meslek icrası için kaldığı sürenin 12 aylık
herhangi bir kesintisiz dönemde toplam 183 günü aşıp aşmadığının tespitinde; Türkiye'de birden
fazla teşebbüse serbest meslek faaliyeti sunuluyorsa bu faaliyetlerin tamamı ve hizmetin Türkiye'ye
gönderilen birden fazla personel vasıtasıyla icra edildiği durumda, bunların Türkiye'de toplam
kalma süreleri dikkate alınacaktır.
Hollanda mukimlerinin Türkiye'de elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili Anlaşma
çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için Hollanda yetkili makamlarından mukimlik belgesi
almaları ve bu belgenin aslı ile noter veya bu ülkedeki Türk konsolosluklarınca tasdikli Türkçe
tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya kendilerine yapılan ödeme üzerinden vergi
sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda ise vergi sorumlularına ibraz etmeleri
gerekmektedir. Vergi sorumluları teslim aldıkları söz konusu mukimlik belgelerini gerektiğinde
yetkili makamlara ibraz etmek üzere muhafaza edeceklerdir. Mukimlik belgesinin ibraz
edilememesi durumunda ise ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimiz
uygulanacaktır.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren 13'üncü maddesinin;
- Birinci fıkrasında; kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak
tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları
durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak
dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri,
ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her
hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği,
- İkinci fıkrasında, ilişkili kişi tanımının, kurumların kendi ortakları, kurumların veya
ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu
gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği,
- Üçüncü fıkrasında, emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet
alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması
durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği,
- Dördüncü fıkrasında da, kurumların ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat
veya bedelleri, bu fıkrada belirtilen yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak
tespit edeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usullerin düzenlendiği 27/11/2007 tarih
ve 2007/12888 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında, bu düzenlemenin amacının ilişkili kişilerle mal
veya hizmet alım ya da satımında bulunan gerçek kişi ve kurumların gelirlerinin tam ve doğru
olarak beyan edilmesini sağlamak ve transfer fiyatlandırması yoluyla vergi matrahının
aşındırılmasının engellenmesi olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan konuya ilişkin ayrıntılı açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Transfer
Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ'in "11- Grup İçi Hizmetler"
bölümünde grup içi hizmetlerin ilişkili şirketler arasında gerçekleşen, genellikle ana şirketin bağlı
şirketlerine veya aynı gruba bağlı şirketlerden birinin diğerlerine verdiği hizmetleri ifade ettiği
belirtilmiştir.
Anılan Tebliğ'e göre, ilişkili bir şirketin ana şirketten veya aynı grubun üyesi olan diğer bir
şirketten aldığı hizmetin "grup içi hizmet" olarak kabul edilmesi için,
- Hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığı,
- Hizmet alan şirket/şirketlerin söz konusu hizmete ihtiyacının olup olmadığı,
-Hizmetin alınmış olması halinde hizmet bedelinin emsallere uygunluk ilkesine uygun olup
olmadığının, belirlenmesi gerekmektedir.
Grup içi hizmet bedellerinin hem hizmet alan hem de hizmeti sağlayan bakımından ayrı ayrı
ele alınarak emsallere uygunluğunun değerlendirilmesi ve söz konusu hizmet bedelinin uygun bir
dağıtım anahtarı kullanmak suretiyle tespit edilmesi gerekmektedir.
Emsallere uygunluk ilkesi gereği, grup içi hizmetin verilip verilmediğinin belirlenmesinde,
söz konusu hizmetin, hizmeti alan grup üyesinin ticari pozisyonunu güçlendirecek ticari veya
ekonomik bir değer sağlayıp sağlamadığı dikkate alınmalıdır. İlişkili bir şirketin ana şirketten veya
aynı grubun üyesi olan diğer bir şirketten ihtiyacı olmayan bir hizmet alması ya da bir hizmetin
grup üyesine, sadece grup üyesi olması nedeniyle verilmesi durumunda, söz konusu şirketin
grup içi hizmet elde ettiğinin kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, şirketinizin Hollanda mukimi grup firmadan aldığı, bölgesel
yönetim, finans, operasyon yönetimi, müşteri hizmetleri, bilgi işlem, insan kaynakları vb..
hizmetlere ihtiyacının olması ve hizmetlerin filen sağlanmış olması şartıyla, söz konusu hizmetlere
ilişkin olarak fatura edilen bedeller ile kullanılan dağıtım anahtarlarının emsallere uygun olması
gerekmektedir. Aksi takdirde yurt dışı ilişkili firmaya yapılan ödemelerle ilgili olarak transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.