İflas halindeki kurumların beyanname verme yükümlülüğü hk.

Özelge: İflas halindeki kurumların beyanname verme
yükümlülüğü hk.
Sayı: 
39044742-KDV 41-99
Tarih: 
28/01/2013
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 39044742-KDV 41-99 28/01/2013
Konu : İflas halindeki kurumların beyanname verme  
yükümlülüğü
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile Şirketinizin iflas haline girdiğini ve dosyanızın
İstanbul 1. İflas Müdürlüğünde işlem gördüğünü belirterek, iflas halindeki kurumlarda beyanname
verme  yükümlülüğü  kimin  tarafından  yerine  getirileceği  hakkında  Başkanlık  görüşümüz
sorulmaktadır.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, kurumlar
vergisi beyannamesinin, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden
yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hükme
bağlanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 98 ve 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin beşinci
fıkrası ile 31 inci maddelerine göre, vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme
veya tahakkukun yapıldığı yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine, vergilendirme dönemini
izleyen ayın başından yirmi üçüncü günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye
mecburdurlar.
            5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun,
tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli
olduğu; tasfiyenin, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte
başlayıp tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği; başlangıç tarihinden aynı takvim yılı
sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem
için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi
sayılacağı, ikinci fıkrasında da tasfiye beyannamelerinin, tasfiye memurları tarafından tasfiye
dönemlerinin sonundan itibaren Kanunun 14 üncü maddesinde yazılı sürelerde; tasfiyenin sona
erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesinin ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün
içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hüküm altına alınmıştır.
            Aynı maddenin yedinci ve sekizinci fıkralarında da;
            "Tasfiye memurlarının sorumluluğu: Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri
ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için, 9/6/1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı
Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma
yapamazlar. Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve
müteselsilen sorumlu olurlar...
            Tasfiye işlemlerinin incelenmesi: Tasfiye beyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye
memurları, işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesini bir dilekçe ile isterler. Dilekçenin
verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanarak aralıksız devam edilir.
Vergi incelemesinin bitmesini izleyen otuz gün içinde vergi dairesi sonucu tasfiye memurlarına yazıile bildirir. Buna göre kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının,
yedinci fıkrada yazılı sorumluluğu devam eder."
            hükmüne yer verilmiştir.
            Anılan Kanunun "Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı" başlıklı 32 nci maddesinin ikinci
fıkrasında, kurumlar vergisi mükelleflerince, (dar mükellefiyete tâbi kurumlarda ticarî ve ziraî
kazançlarla sınırlı olarak) câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere
Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici
vergi ödeneceği hükmü yer almıştır.
            Gelir Vergisi Kanununun "Geçici Vergi" başlıklı mükerrer 120 nci maddesinde de, işin
bırakılması halinde, işin bırakıldığı dönemi izleyen dönemlerde geçici vergi ödenmeyeceği
belirtilmiştir.
            217 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "4.10. İşi Bırakan veya Tasfiyeye Giren
Mükellefler" başlıklı bölümünde; yetkili organlarının kararı ile tasfiyesine karar verilen kurumların,
tasfiye kararının Ticaret Sicilinde tescil edilmesiyle tasfiyeye girdiği, bu kurumların Ticaret Sicili
Memurluğundan alacakları tasfiyeye girildiğinin tescil edildiğini belirten bir belgeyi, tasfiyeye giriş
bilançosu ile birlikte bağlı bulundukları vergi dairesine ibraz etmeleri gerektiği, söz konusu
kurumların, tasfiyeye girdikleri tarihi ihtiva eden geçici vergi dönem kazançları üzerinden geçici
vergi ödeyecekleri, bu dönemden sonra geçici vergi beyannamesi vermeyecekleri açıklanmıştır.
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında, herhangi
bir vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmayan mükelleflerin de beyanname
vermek mecburiyetinde olduğu; 41 inci maddesinin birinci fıkrasında da, mükellefler ve vergi
kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların katma değer vergisi beyannamelerini, vergilendirme
dönemini takibeden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle
yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
            Diğer taraftan, İcra İflas Kanununun 184 üncü maddesinde, iflas açıldığı zamanda müflisin
haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edileceği ve alacakların
ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya
gireceği; 191 inci maddesinde, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü
tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz kaldığı; 226 ncı maddesinde ise masanın kanuni
mümessili iflas idaresi olduğu, idare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla
mükellef bulunduğu hükümlerine yer verilmiştir.
            Ticaret Mahkemesinin iflasa karar verdiği anda, borçlu (müflis) hakkında iflas açılmış olur.
İflas halinde, mükellefin varlığı ve varsa gelirleri üzerindeki tasarruf hakkı ortadan kalkmakta ve
bütün varlığı ve gelirleri iflas masasına intikal etmektedir. Bu nedenle vergileme ile ilgili ödevlerin
mükellef tarafından yerine getirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
            Buna göre, Ticaret Mahkemesinin iflas kararı verdiği tarihten itibaren Şirketinizin tasfiye
haline girdiği kabul edilecek olup iflasına karar verilen Şirketinizin iflas muameleleri sona erinceye
kadar vergilemeye ilişkin ödev ve sorumlulukları iflas masasının kanuni temsilci durumunda olan
iflas idaresince yerine getirilmesi gerekecektir.
            Dolayısıyla, 05.05.2010 tarihinde iflasa girmiş olan Şirketinizin tasfiye dönemine ilişkin
beyannamelerin verilmesi dahil tüm vergisel yükümlülüklerin iflas idaresi tarafından yerine
getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Şirketinizin tasfiyeye girdiği tarihi ihtiva eden geçici vergi
dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeyeceği, bu tarihten sonraki dönemler için kurum geçici
vergi beyannamesi verilmeyeceği hususu ise tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   (*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.