İhracattan doğan alacakların tahsil edilememesi halinde şüpheli alacak karşılığı ayrılma usulü hk.

Özelge: İhracattan doğan alacakların tahsil edilememesi
halinde şüpheli alacak karşılığı ayrılma usulü hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-230
Tarih: 
04/04/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-230 04/04/2011
Konu : İhracattan doğan alacakların tahsil edilememesi halinde  
şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılamayacağı
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,  yurt dışında faaliyette bulunan müşterilerinizden ihracattan
doğan alacaklarınızı tahsil edememeniz nedeniyle .... tarihinde ... Müdürlüğü'nde icra takip işlemi
başlattığınız, .... yılı içerisinde yurt dışındaki müşterilerinizin mukim olduğu ülkelerde de dava
açacağınız, ya da icra takibine başlayacağınız belirtilerek, bahsi geçen alacaklar için şüpheli alacak
karşılığı ayrılıp ayrılamayacağı, karşılık ayrılan tutarın kurumlar vergisi hesabında hangi yılda gider
olarak dikkate alınacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Şüpheli Alacaklar" başlıklı 323'ncü maddesinde;
" Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2-Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından
ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak
sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık
ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu
karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. 
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar zarar hesabına
intikal ettirilir." hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, ticari kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olarak dava veya icra
safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine
rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük
alacaklar şüpheli alacak sayıldığından yukarıda belirtilen şartları taşıyan alacaklar için karşılık
ayrılması mümkün bulunmakta olup, bu şartlardan herhangi birisinin mevcut olmaması halinde ise
şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır. Alacağın yurt içinden veya yurt dışından olması bir
önem taşımadığından yurt dışından olan alacaklar için de bu madde hükümleri geçerlidir.
Dolayısıyla, mahkemeye dava veya icra merciine takip dilekçesinin verilmiş olması, alacağın dava
veya icra safhasına intikal ettiğini gösterir. Ancak şekli bir başvuru alacağın şüpheli sayılması için
yeterli değildir. Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için mahkemeye davaveya icra merciine takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine
yapılan başvuruların ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.
Yurt dışından olan alacakların şüpheli hale geldiğinin ispatlanabilmesi için ticari iş yapılan firmanın
mukim  olduğu  ülkenin  mahkemelerinde  dava  açılması  veya  icra  takibinde  bulunulması
gerekmektedir. Yurt dışından olan alacakların dönem sonunda değerlemesi nedeniyle oluşacak kur
farkları da asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu
alacağa bağlı olarak oluşan kur farkları için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün
bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, yurt dışından olan alacaklarınız için iş yaptığınız
firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya ilgili ülkenin icra mevzuatı
uyarınca icra takibine başlanılması halinde alacağın Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine
göre şüpheli hale geldiği kabul edilebilecek olup söz konusu takiplere başlanıldığı hesap döneminde
karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
  Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
NOT: Yurtdışından olan ticari alacaklar için, Türkiye’de başlatılan yasal takibe dayanılarak 213 sayılı Vergi
Usul Kanunun 323 üncü maddesi kapsamında şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için gerekli şartlar ve
dayanak yasal mevzuat için 25.04.2018 tarihli ve 406842 sayılı emsale de bakınız.